2 Gün Sonra...
Olanların üzerinden tam iki gün geçmişti. O süreçte ağabeylerimle aram bozulmuş ve evi yalnızca otel gibi kullanıyordum. Hiçbiri ile konuşmuyordum ve bu onları hiç rahatsız etmiyordu.
Bir adam yüzünden ailemle aram bozulmuştu. Annem hepimize sinirli olduğu için hiçbirimizle konuşmazken ağabeylerim sadece benimle konuşmuyordu.
Sanki Çağan'ı ben yoldan çıkarmışım gibi konuşmuşlar ve karşıma geçmişlerdi. Lakin artık böyle şeyler beni yıkmıyor ve üzmüyordu. Yalnızca öfkelendiriyor, öfkem de işime yansıyordu.
Evet eniştemin verdiği işe iki gün önce başlamış ve akşama kadar kafamı kaldırmadan çalışıyordum. Bu süreç boyunca Aras arada bir gelip gidiyor ve benle konuşmak istediğinde onunla konuşmak istemediğimi hissettirerek kendimden uzak tutuyordum.
Bu iki gün boyunca ne Çağan'dan haber almıştım ne de dosyaları imzalaması için ona götürmüştüm. Bana ait olan binanın odasında kalan işlerimi hallederken yanımda çalışan kızlardan biri kahve getirmişti.
Biraz mola vermek adına kahvemi içerken bir yandan da gözlerimi dosyalardan ayırmıyordum.
Dosyalardan biri dikkatimi çekmiş ve kahvemi indirerek elime alıp daha yakından okumaya başlamıştım ki kapım çalmıştı.
"Girebilirsin." derken hala dosyayı okuyordum.
Burada bir eksik vardı.
"Ebru hanım bu dosyayı kim getirdi-"
Karşıma baktığımda Gülşen'in eli ayağı birbirine dolanmış bir şeyler söylemek için izin vermemi bekliyordu.
"Bir şey mi oldu?" dedim sakince.
"Şey... Bahar hanım ben şey için gelmiştim."
"Sakin ol ve tane tane anlat."
Ebru derin bir nefes alıp eliyle kapıyı işaret etti.
"Çağan bey geldi ve çok öfkeli. Büyün çalışanları dışarıda beklediğini söyledi."
Kaşlarım çatılırken yavaşça oturduğum yerden kalktım.
"Akşamın bir vaktinde neden geldi? Üstelik sinirli bir şekilde."
"B-Bilmiyorum ama gözlerinden ateş fışkırıyor resmen."
"Tamam... Sen çık bende geliyorum."
Ebru sanki bu sözleri bekliyormuş gibi koşarak odadan çıktığında bakışlarımı yere çevirdim. Çağan'dan neden bu kadar korkuyordu? O eniştem kadar acımasız ve korkutucu değildi.
Yavaşça cama doğru gidip pencereden dışarıya baktım. Çağan bütün çalışanları sıraya dizmiş belinde ki silahı özellikle göstererek bağırıyordu. Ebru sonradan gidip çalışanların yanına dikildiğinde kaşlarımı çatarak biraz daha izledim.
Sesleri gelmiyordu çünkü uzaktalardı. Deliye dönmüş görünüyordu. Her konuşmasında bir hareket yapıyordu ve çalışanların hiç biri başını yerden kaldırmıyordu.
Neler olduğunu öğrenmek için daha fazla beklemeden yanlarına gitmek için odadan çıktım. Üzerimde ki şort eteği düzeltip adımlarımı hızlandırarak binadan çıkarak arka tarafa dolanırken inşaatın üst katına kaymıştı gözlerim.
Bir hareketlilik gördüğümde kaşlarımı çatarak durmuş ve ışığın vurmadığı inşaata daha dikkatli bakmak için gözlerimi kısmıştım.
Bir hareketlilik vardı ama ne olduğunu çözemiyordum. Bir kaç dakika aralıksız hareketleri izledikten sonra seslenmek için dudaklarımı araladığımda hareketliliğin olduğu yerden birinin aşağıya düşmeye başladığını görmüş ve elimle ağzımı kapatarak bir adım geri çekilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)
Teen Fiction"Neden o? Neden ben değil de o? Onun değil de benim yapamadığım şey ne Çağan?" Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken sözlerime devam ettim. "Gör artık beni..." Ciddiyetini takınmaya devam ederek benden bir adım daha uzaklaştı. "Ben mi seni görm...