Söylediği her kelimenin hakkını tam anlamıyla vermişti. Bütün ilklerimi onunla yaşamıştım ve sabaha kadar deli gibi sevişmiştik. Devam etmek istemiş ama bedenimin ne kadar yorulduğunu gördüğü için bırakmak zorunda kalmıştı.
Uyuyakalmadan önce duyduğum son söz 'Eğer zevk almasaydım uyumana asla izin vermezdim aşkım.' bunu söylerken bile göğüs ucumu dişliyordu.
O kadar yorgun düşmüştüm ki Çağan uyandırmasa günlerce uyuyabilirdim.
"Hadi sevgilim uyanma vakti."
Yanağımı okşayarak kulağıma fısıldıyordu. Gözlerimi zar zor açarak ona baktığımda çoktan giyinmiş olduğunu görmüş ve kaşlarımı çatmıştım.
"Neden giyindin? Benim hala çok uykum var."
Sırıtarak yanağımdan öpmüş ve cevap vermişti.
"Gitmemiz gerekiyor, zira Koray Şan'a savaş açtım. İlk adımı onun atması için yapmam gereken işler var."
Gerçek hayata döndüğümüz için bütün modum düşmüştü. Eniştem ile onun düşmanlığı beni fazlasıyla geriyordu. Ateş ve barut misaliydiler, birbirlerine karşı yaptıkları tek bir hamle bütün Türkiye'yi sarsacaktı.
"Bunu yapmak zorunda mısın?" dedim uzandığım yerden oturur pozisyona geçerek.
Bir anda oturduğum için kasıklarımda adeta şimşek çakmıştı. O acıyla yüzümü ekşiterek kısa bir iniltiyle gözlerimi sıkıca kapattım.
"Bize yaşattıklarının bedelini ödeyecek Bahar. Ayrıca bir iki gün kalçanın üzerine oturamayabilirsin sevgilim."
Üzerimde ki battaniyeyle birlikte bedenimi ayağa kaldırmış ve tüm sakinliğiyle gözlerime bakmıştı.
"Burada bekle de sana valizini getireyim."
Sözlerinin ardından çadırdan çıktığında elimi alnıma koydum. Bir zamanlar Kutlu ile benim istediğim de bu değil miydi zaten? Koray Şan'ı yıkmak ve bütün yaşadıklarımızın intikamını almak...
Enişteme karşı içimde bir sevgi kalmamıştı ama neden Çağan ile savaşmasını istemiyordum? Neden böyle bir savaşa engel olmak istiyordum?
"Hangisi?"
Düşüncelerimden sıyrılmama sebep olan Çağan'ın sesiyle ona döndüm. Elinde iki tane elbise vardı ve ikisi de uzundu.
"Valizimi getirecektin?" dedim şakasına kaşlarımı çatarak.
"Şort ya da pantolon giyinmen şu anlık senin için iyi değil bebeğim. O yüzden elbise getirdin seç bakalım."
"Hmm, sen bunları nereden biliyorsun?"
Sorumun altında ki manayı anlar anlamaz gülerek yanıma gelmiş ve elbiseleri yere bırakarak iri elleriyle yüzümü kucaklamıştı.
"Koray Şan'ın adamları temiz insanlar sanmıyordun herhalde değil mi fıstığım?"
Gözlerimi büyüterek Çağan'a baktım. Sanki ne demek istediğimi anlamış gibi gülmüştü.
"Evet ortamda konuşuluyordu."
Omzuna vurarak yüzümü ekşittim.
"Ciddi olamazsın."
"Gayet ciddiyim... Şimdi kırmızı mı? Mavi mi? Bence mavi." diyerek mavi elbisemi alıp bana uzatmıştı.
"Giyinmene yardımcı olabilirim."
Yüzünde o arzulu ifadeyi görünce elinde ki elbiseyi alarak güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)
Teen Fiction"Neden o? Neden ben değil de o? Onun değil de benim yapamadığım şey ne Çağan?" Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken sözlerime devam ettim. "Gör artık beni..." Ciddiyetini takınmaya devam ederek benden bir adım daha uzaklaştı. "Ben mi seni görm...