"Yaşadıkları eve kadar hepsini bulduk efendim. Aslında ikisi de burnumuzun dibindelermiş."
"Anlat."
"Nasıl kurtulduklarını bilmiyoruz fakat o gecenin ertesi günü hemen alt mahallenizde ki villaya yerleşmişler ve bir senede taş çatlasın üç ayda bir dışarı çıkıp ihtiyaçlarını alıyorlarmış. O da öyle bir kılık değiştiriyorlarmış ki fark edilmeleri mümkün değilmiş."
Kapının ağzından duyduklarımı anlamaya çalışırken başım felaket zonkluyordu. Gözlerimi açtığımda kendimi Koray Şan'ın evinde bulmuştum ve bütün öfkemi kusmak için yanına gitmek istemiştim lakin konuşmalar kapının ağzında durmama sebep olmuştu.
Tam olarak ayılamadığım için kimden ve neyden bahsettiklerini idrak edemiyordum.
"Bunca sene dibimizde yaşamışlar ve hiçbirinizin bundan haberi yok muydu!"
Koray Şan gür sesiyle masaya vurup ayağa kalktığında hafif geri çekilerek konuşmayı daha dikkatli dinlemeye başladım.
"Siz ne biçim adamlarsınız lan!"
"Efendim..."
"Ben tam bir senedir bu ölümün sorumlusu tutuldum ve bir sene benim için cehennem gibi geçti!"
Bir senedir sorumlu-
"Ya Çağan! Bu ölüm onu ne kadar yıktı kendiniz gördünüz duydunuz! Şimdi ona nasıl açıklama yapacağız!"
Adımın geçtiği dakika aralık olan kapıyı yavaşça açarak çalışma odasının içerisine baktım. İkisi de beni görür görmez susmuşlardı.
Koray Şan adamı iterek geri doğru sendelemiş ve başıyla çıkmasını işaret etmişti. Adam ikiletmeden çıkmak üzereyken elimle durmasını işaret ettim.
"Siz neyden bahsediyordunuz?"
"Sen çık."
Adam daha fazla ikiletmeden yanımdan geçip gidince göz temasımı bozmadan Koray Şan'a doğru yürüyüp tam karşısında durdum.
"Bana neyi açıklayacaksın Koray Şan?"
Eliyle burun kemerine masaj yaparak sıkıntılı bir nefes bıraktı.
"Bahar ve Kutlu'nun yaşadığını."
Arkamdan gelen sesle aniden arkama döndüm. Duyduklarım beynimde şok etkisi bırakırken bedenim tüm zerresine kadar öfkeyle dolmuştu.
"Ne diyorsun lan sen? Dalga mı geçiyorsunuz benimle? Az delirdim biraz daha deliriyim diye mi uğraşıyorsunuz!"
"Çağan! Sesini yükselttiğin kişiye dikkat et kırmayım kemiklerini!"
Anında Koray Şan'a döndüm.
"Kırsana! Sözlerinizden daha az acı verir!"
"Amacımız seni delirtmek ya da canını yakmak değil. Bizde ilk gördüğümüzde şok olduk hatta ben..."
Alev yanımıza gelip ikimizin de karşısında durarak titreyen sesiyle konuşmuş ve son cümlesini tamamlayamadan yutkunmuştu.
"Ben hayal gördüğümü sandım. Kalbim... Kalbim duracaktı."
Kaşlarımı alayla çatarak cevap verdim.
"Siz... Siz gerçekten iğrenç bir insansınız!"
"Yalan söylediğimizi mi düşünüyorsun! Alt mahallede ki villaya git bakalım kimler var orada!"
Öyle keskin ve ölümcül konuşmuştu ki yutkunamamıştım. İkisi de solgun ve berbat görünüyorlardı. Bana oyun oynuyorlardı, beni kendime getirmeye çalışıyorlardı ama bu beni daha da yıkacaktı haberleri yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)
Novela Juvenil"Neden o? Neden ben değil de o? Onun değil de benim yapamadığım şey ne Çağan?" Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken sözlerime devam ettim. "Gör artık beni..." Ciddiyetini takınmaya devam ederek benden bir adım daha uzaklaştı. "Ben mi seni görm...