Tek bir kelime dahi etmeden bir adım geri çekildim. Çağan gerçekten o kadar değişmişti ki onu tanıyamıyordum.
O da daha fazla karşımda durmamış ve yarasının izin verdiği kadar hızlı bir şekilde merdivenlere doğru gitmişti. Ellerimi sinirle saçlarımdan geçirip koltuğa oturarak sıktığım dişlerimin arasından tısladım.
"Bahar?"
Ablam yeniden eve dönmüş ve bana seslenmişti. Bakışlarımı ona çevirip yüz ifademi düzeltmeye çalışarak ayağa kalktım.
Ama ablam çoktan fark etmişti. Kaşlarını çatarak Doruk'u yere indirmiş ve yanıma gelmişti.
"Ne oldu? İyi misin? Çağan nerede?"
Etrafa bakınmıştı.
"Nerede olacak? Üst kata hazırlanmaya çıktı. Biricik ağabeyi holdingine çağırdı. Çağan bey durur mu? Gider."
"Tamam, sakin ol canım. Otur bir."
Kalktığım koltuğa yeniden oturup ellerimle yüzümü kapatarak ofladım. Ablam hemen önüme çökmüş be ellerini dizlerime indirmişti.
"Ne oldu anlat bana. Gideceği için mi sinirlisin?"
"Ona da sinirliyim ama sözleri zehir gibi abla. Canımı çok yakıyor."
"Ne söyledi?"
"Ne söylemedi ki..." diyerek ellerimi yüzümden çekmeden gözyaşlarımı sildim.
"Çok mu ağır konuştu?"
"Sanki bir tek ben hata yapmışım gibi ne zaman sinirlense hatamı yüzüme vuruyor."
Elini yanağıma uzatıp bir anne edasıyla okşayarak gülümsedi.
"Belli ki çok ciddi bir şey olmuş. Çağan'ı bilmiyor musun Bahar? Delidir o, istediği kadar yaralı ve zayıf olsun. Konu Koray ve holdingse iki eli kanda da olsa gider."
"Sorun da bu ya işte abla." dedim hüzünlü bir öfkeyle.
"Eniştem bana karşı öyle büyük düşman olmuş ki Çağan'ı da benden alıyor. Tam yumuşadı diyorum, tam aramız düzeldi diyorum. Bir anda ortaya çıkıp Çağan'ı benden uzaklaştırıyor."
Bakışları bir anda ciddileşmiş ve yere bakarak düşünmeye başlamıştı.
"Bir şey söylemene gerek yok abla. Biliyorum seninde eşin. Aramızda kalmanı istemem."
"Hayır ondan değil..." diyerek ayağa kalkmış ve çorbanın döküldüğü yere bakmıştı.
"Belli ki dünden beri aranızda gerginlik var."
"O mu? Yok, çorbayı ben içirmediğim için sinirlendi döktü. Dünde aynı lafları etti ve o yüzden içirmedim zaten."
"Ben onunla konuşurum sen canını sıkma."
"Yok abla hiç gerek yok. İçinden nasıl geliyorsa öyle davransın."
"Bahar..." diyerek yanıma oturmuş ve ellerimi tutmuştu.
Bakışlarımı ona çevirdiğimde yüzünde ki o ciddiyet beni germişti.
"Çağan'ın değişken hareketleri olabilir. Hatta bu hareketleri aynı Koray'a benziyor. Ben Koray ile her türlü başa çıkabilirim ama sen Çağan ile başa çıkamazsın. Tamam ikiniz de çok büyük hatalar yaptınız ama bu sana sürekli bu şekilde davranacağı hakkını vermez ona. Sen kendini affettirmek istiyorsan o da affetmeye açık olmalı."
Ablamın ellerini tutarak titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Ben onun için ailemi ikinci plana attım abla. Onlar da affetmek için beni bekliyorlar. Ama ben burada sevdiğim adamın affını bekliyorum. En azından bana yardımcı olsa..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)
Teen Fiction"Neden o? Neden ben değil de o? Onun değil de benim yapamadığım şey ne Çağan?" Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken sözlerime devam ettim. "Gör artık beni..." Ciddiyetini takınmaya devam ederek benden bir adım daha uzaklaştı. "Ben mi seni görm...