Hızlıca duşumu alıp şortum ve pembe cropumu giyinerek saçlarımı hızlıca kuruttum. Beyaz spor ayakkabılarımı giyinip saçlarımı at kuyruğu yaparak beyaz bandanamı taktım.
Aileme zarar gelmesine asla izin vermeyecektim. Başıma bunun geleceğini biliyordum ve bildiğim de olmuştu. Korkudan kalbim duracaktı ama başka bir şansım yoktu.
Telefonumu da alıp sırt çantamı takarak derin bir nefes aldım. Buraya kadardı, o kişi her kimse beni öldürecekti.
İlk gördüğümde korkudan bayılacak duruma gelmiştim. Şimdi ise kendi ayaklarımla gidiyordum. Ağlamamalıydım, güçlü kalmalıydım.
Babamın yanına gidecektim. Bütün bu karmaşadan kurtulacak ve huzur bulacaktım.
Odadan bir hızla çıkarak hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim. Yemek kokuları burnuma doluyordu.
"Kahvaltı hazır güzelim! Mutfaktayım!"
Çağan'ın mutlu bağırışları içimi paramparça etmişti. Boğazımda ki düğüm canımı yakmaya başladığında ona cevap vermek yerine dış kapıyı açıp çıktım.
"Bahar? Bahar!"
Çağan sesi duyar duymaz önce normal bir tonda seslenmiş ardından bağırmaya başlamıştı. Arkamdan koşturduğunu duyunca adımlarımı hızlandırdım.
Gelmemesi için dua etsem de gelecek ve beni yakalayacaktı.
Tam da üstüne bana yetişip kolumdan tutmuştu. Aynı anda kolumu sertçe elinden kurtarıp bir kaç adım geri çıkarak bağırdım.
"Bırak!"
Anında kaşları çatılmıştı.
"Nereye gidiyorsun kızım?"
"Senden uzak her yere!"
Aldığı cevap yüzüne tokat gibi çarpmıştı.
"Durduk yere gitme kararı aldın ve bana karşı gözlerinden nefret akıyor ve bunların hepsi bir anda oldu öyle mi?"
"Olması gereken buydu Çağan." diyerek ellerimi iki yana açtım.
"Biz ne yapıyoruz burada? Onca olandan sonra birlikte olabileceğimizi mi düşünüyorsun?"
Kaşlarını çatmıştı ama altında derin bir hüzün vardı ve sessizce beni dinliyordu.
"Neyin kafasını yaşıyorsun sen Çağan? Burada benimle kalarak ve beni koruyarak sana bir şans vereceğimi mi düşünüyorsun?"
Ellerimi hızla iki yanıma indirdim.
"Bana yaşattığın onca şeyden sonra hemde!"
"Sana bir şey olmuş Bahar. Telefonunu çıkar-"
"Sakın!"
Bana doğru bir adım attığında işaret parmağımı ona doğru uzatarak bağırdım.
"Sakın bana yaklaşma."
"Bak yine tepeme geliyorlar."
Sakince konuşmaya devam ediyordu.
"Gelsinler... Gelsinler Çağan. Ne yapacaksın? Beni de mi öldüreceksin? Aras'a yaptığın gibi şakağıma silah mı dayayacaksın?"
"Lan durduk yere ne oldu sana! O telefonu verdikten sonra-"
"Durduk yere falan değil Çağan! Aç o telefonu ve Çisem'in sosyal medyasına gir!"
"Ne?"
Şok içerisinde bana bakıyordu. Çağan'dan kurtulmak için bir bahane bulmam gerekiyordu ve Çisem'in hesabına girmiştim. Tahmin ettiğim gibi hala resimleri duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)
Jugendliteratur"Neden o? Neden ben değil de o? Onun değil de benim yapamadığım şey ne Çağan?" Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken sözlerime devam ettim. "Gör artık beni..." Ciddiyetini takınmaya devam ederek benden bir adım daha uzaklaştı. "Ben mi seni görm...