27'🩸

1.2K 69 20
                                    

Çağan aldığı cevaptan sonra sinirle sırıtmış ve çenesini kaşıyarak bana bakmıştı.

"Bizi bitirmek için seni kullanan adamla değil de benimle yalnız kalmak istemiyorsun öyle mi?"

Sorusunun ardından başını sallayarak yeniden yere bakmıştı.

"O adamın sana neler yapabileceğinden haberin var mıydı senin? O mezarlıktan sonra nereye götüreceğinden?"

"Ne demeye çalışıyorsun?"

Dişlerini sıkarak sertçe yutkunmuştu.

"Eve geçelim Bahar, dışarısı tehlikeli. Hava kararmaya başladı ve etrafta adam da yok."

"Gelmem." dedim bir adım daha geri atarak.

"Bugün yaptıklarından sonra o eve seninle asla yalnız başıma girmem."

"Tamam..."

O kadar sabrediyordu ki bunu görebiliyordum. Ama yapamazdım, onunla bugün gördüklerimden sonra aynı evde kalamazdım.

"Sen bilirsin." diyerek tek adımda yanıma gelip bedenimi omzuna attığında sırtına bakakalmıştım.

"Bırak beni! Çağan bırak beni! Korkutuyorsun bırak!"

Çağan cevap vermeden diğer eliyle geldiğimiz evin kapısını açıp içeri girmiş ve arkamızdan kapıyı kilitleyerek eve doğru yürümeye başlamıştı.

"Bırak artık beni!"

Yine ağlamaya başlamıştım, istemediğim şeyleri ısrarla yapması beni üzüyordu. Ses tonumu duyar duymaz yavaşça yere indirmiş ve dengemi sağlamama yardım etmişti.

"Kötü bir insansın! Sen çok kötüsün Çağan!" dedim titreyen sesimle.

Sinirle gözlerini kapatıp bir kaç saniye bekledikten sonra gür sesiyle evi inletmeye başlamıştı.

"Ağlama artık! Ağlama!"

O kadar çok bağırıyordu ki korkuyla gözlerimi büyüttüm. Merdivenin dibinde duran komidinin üzerinde ne var ne yoksa yere fırlatmaya başladığında dehşet içerisinde geri çekildim.

"Neden ağlıyorsun! Sürekli ağlıyorsun! Hiç durmadan! Sürekli!"

Nefes nefese gözleri öfkeden kan çanağı olmuş bir şekilde bana döndüğünde yutkunamadım bile.

"A desem ağlıyorsun! B yapsam yine ağlıyorsun! Şu siktiğimin gözyaşları dökülmesin diye diken üstünde geziniyorum amına koyayım!"

İşaret parmağını aramızda ki boşluğa sallayarak avazı çıktığı kadar bağırmaya devam ediyordu.

"Ne olsun istiyorsun Bahar! Söyle yapayım! Yeter ki ağlama!"

O kadar bıkmış ve sıkılmış görünüyordu ki nefes nefese karşımda sonunda susmuş ve benden cevap bekliyordu.

Sessizce bakışlarımı yere çevirip tuttuğum nefesi boğulurcasına bırakarak dolan gözlerimi son kez kırpıp yaşlarımı akıttım.

Korku? Hayır.

Üzülmek? Hayır.

Bıkmıştım, o kadar bıkmıştım ki artık yaşamak bile istemiyordum. Canımı alabilme hakkım olsaydı şu an hiç düşünmeden yapabilirdim. Çünkü artık her şey o kadar zor geliyordu ki bana çok çabuk pes etmiştim.

Çağan'ı arkamdan bırakarak seneler önce intikamımız için Şan holdingine ortak olduğumuzda önüne oturup incelediğimiz masanın hemen karşısında ki koltuğa oturdum.

GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin