77'💔

629 42 9
                                    

Gözlerimden yaşlar süzülürken ağabeyim bakışlarını Çağan'a çevirdi.

"Sana karşı içimizde zerre kin yok Çağan. Eğer öyle düşünüyorsan yanılıyorsun. Aksine..."

Diyerek yeniden bana döndü.

"Bahar'a sahip çıktığın için minnettarız. Ama itiraf et Bahar o küçük kızı sen öldürdün."

Başımla onayladım.

"Evet öldürdüm ama o kazada ya da o gece değil ağabey. Ben o küçük kızı babam öldüğü gün öldürdüm. Çünkü kız çocukları babalarının öldüğü yaşta büyürler. Bende büyümek zorundaydım, aileme sahip çıkmak zorundaydım. Kutlu'nun isteklerini de bu yüzden yaptım. Onu kaybetmemek ve iyileştirmek için."

Ağabeyim acıyla başını iki yana salladı.

"Yaptığın çok büyük bir hataydı Bahar. Hepimizi kendinle birlikte kahrettin. Ama olacakla öleceğe çare yok. O gece yaşanan her şeyden herkes pişman."

Ağabeyimin gözlerinde ki o pişmanlığa aniden şefkat çökmüştü.

"Seni affetmek için türlü sebepler sundum kendime Bahar. Çok çabaladım ama asla başaramadım. Bugünü çok bekledim, bana seni affetmem için bir sebep vermeni çok bekledim."

Gözyaşları yanaklarından süzülürken elinin tersiyle sildi.

"Şimdi duyuyorum da meğer ne çok şey yüklemişsin o küçük omuzlarına. Ağabeyini kurtarmak uğruna hepimizi arkanda bırakmışsın. Benim yapmam gereken her şeyi sen yapmışsın. Sen bunları yaşarken ben burada ailemle ilgileniyordum."

"Eğer bize anlatsaydın arkanda olur sana destek çıkardık Bahar."

Burak konuşmamıza dahil olmuş ve ayağa kalkmıştı. Gözleri kızarmış ve ağlamak üzereydi.

"Babamızdan sonra başta ağabeyim olmak üzere biz vardık. Bize sığınsaydın seni kanatlarımızın altında korurduk. Hangi akılla Kutlu'nun iyileşeceğini düşünüyordun bilmiyorum ama sana doğru yolu biz gösterirdik."

Sesi titreyince bir anlık susmuş ve yutkunmuştu.

"O an ki çaresizliğini tahmin ediyorum da sende kendince haklısın. Bizi bitiren sen ya da biz değildik. Ablamız ve hayatımıza soktuğu insanlardı."

Burak da eniştemleri suçluyordu. Bir yönden haklılardı.

"Evet Burak'ın hakkı var. Bizi böylesine dağıtan biz değil onlardı. Ama biz suçu hep birbirimizde aradık."

Bakışlarım Çağan'a döndü. Ağlamam onu incitiyordu ama elinden bir şey gelmiyordu. Sessizce ve gergin bir ifadeyle bizi dinliyordu.

"Bizim en büyük düşmanımız yine bizmişiz de haberimiz yokmuş."

Annem konuşmaya dahil olduğunda hepimiz ona baktık. O da bizim gibi ağlıyordu. Gözlerinde uzun bir yorgunluk ve acı vardı.

"Onu bunu suçlamayı bırakın. Biz dağılmaya dünden razıymışız ki başkasını kendimize bahane etmişiz."

"Anne..." dedim boğuk sesimle.

"Doğrusu bu Bahar. Babanız öldükten sonra arkasından yetiştirdiği evlatları hep dağıldı. Kim bilir kaç defa kemikleri sızlamıştır rahmetlinin..."

"Ama artık sızlatmayacağız anne."

Annemin ağlayarak söylediği sözlere ağabeyin kendinden emin bir şekilde cevap vermişti. Bakışlarımı ona çevirdiğimde gözyaşlarını silip ellerini yüzüme yerleştirerek baş parmağıyla gözyaşlarımı silmişti.

GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin