"BAHAR HAYIR!"
Gözlerimi kapatıp tetiğe basmıştım ama boş ses çıkmıştı. Silahın boş olduğunu anladığımda gözlerimi açmış ve Çağan'ın bize bir kaç adım uzakta olduğunu görmüştüm.
Gözleri korkudan dolmuş ve bembeyaz olan yüzüyle gözlerime bakıyordu. Arkamda kahkaha atan Haktan'ın sesiyle Çağan'ın bakışlarından uzaklaşmış ve silahı yere düşürmüştüm.
"Bravo! Gerçekten de denildiği kadar varmış! Şan ailesi asla kendi içlerinden birine zarar vermiyormuş! Vay be!"
Çağan arkamda konuşan adam oyalanırken bana doğru yavaş yavaş yaklaşıyordu. Ama Haktan bunu hemen fark etmiş ve kolunu boynuma daha çok bastırarak Çağan'a bağırmıştı.
"Geri bas lan! Eğer bir adım daha gelirsen ikimizi de aşağıya atarım!"
Çağan dişlerini sıkarak başını yere çevirmiş ve gözlerini sıkıca kapatarak bir iki adım geri çekilmişti.
"Onları öldürmen benim için hiçbir şey ifade etmiyor Bahar. Sadece sadakatini ölçmek istedim ve helal olsun sana! Sende Koray Şan'a sadık çıktın."
"Ben Koray Şan'a sadık falan değilim. Onu öldürmek istemememin sebebi sevdiğim adam ve ablam için çok değerli olması. Onların tek ailesi ve bunu ellerinden alamam. Ama diğer türlü öldürme şansım olsaydı hiç düşünmezdim."
Bakışlarımı enişteme çevirdiğimde ne bir öfkeyle bakıyordu ne de başka bir duyguyla...
"Gerçekten helal olsun lan sana. Duydun mu Koray Şan! Kendi ailenin de canını yakmışsın! Kendi aile fertlerin de senden nefret ediyor!"
Gözlerini kapatıp boynunu kütleterek sakinleşmeye çalışırken Çağan'a baktım. Gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu. Sanki son kez baktığını biliyormuş gibi...
Artık ikimiz de biliyorduk ki gerçekten ben artık yolun sonuna gelmiştim.
"Sevdiceğine veda et Bahar."
Kulağıma doğru eğilerek kısık sesle konuştuğunda dolu gözlerle Çağan'a baktım. Her an arkamdan atlamaya hazır duruyordu.
"Seni seviyorum Çağan, hep seveceğim. Her şey için özür dilerim. Yaşadıklarımız ve yaşayamadıklarımız için beni affet."
Sözlerimin hemen ardından Haktan bütün gücüyle beni arkadan çekmiş ve kendini de boşluğa doğru atmıştı.
Her şey saniyeler içerisinde olmuştu. Haktan ile birlikte düşmeyi beklerken bir silah sesi duyulmuş ve boğazımda olan kolu bir anda çözülmüştü. Dengemi toparlayamayıp arkasından düşmek üzereyken biri bileğimden tutup tüm gücüyle beni kendine çekmişti.
Gözlerimi hızla açıp kapayarak bir kaç kez gözlerimi kırpıştırdım. O anda aşağıdan çığlık sesleri gelmeye başlamıştı.
Başımı göğsünde yattığım Çağan'dan çekip ona baktığımda karşısına baktığını görmüştüm.
"Çabuk, çabuk Bahar'ı da al ve git buradan Çağan. Polisleri ben halledeceğim."
Çağan bileğimi bir saniye bile bırakmadan enişteme dönmüş ve tek bir mimik oynatmadan cevap vermişti.
"Yine her şey senin yüzünden oldu ağabey. Bir kez daha senin yüzünden Bahar ölüyordu."
Eniştemin bakışları sertleşmişti.
"Bunları sonra konuşuruz. Şimdi gitmeniz lazım."
"Elbet konuşacağız ağabey. Bundan kaçışın yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)
Novela Juvenil"Neden o? Neden ben değil de o? Onun değil de benim yapamadığım şey ne Çağan?" Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken sözlerime devam ettim. "Gör artık beni..." Ciddiyetini takınmaya devam ederek benden bir adım daha uzaklaştı. "Ben mi seni görm...