29'🩸

1.2K 54 6
                                    

"Onları şuraya indirin. Yavaş! Yavaş olsana lan! Kız uyuyor hayvan mısın!?"

Çağan'ın sesleriyle gözlerimi açmıştım. Güneş ışıkları evin içerisine vuruyordu. Aşağıdan Çağan'ın sesi haricinde kimsenin sesi gelmiyordu.

Kiminle konuşuyordu?

Gözlerimi kaşıyarak yataktan yavaşça kalktım. Saatin kaç olduğundan haberim yoktu. Ama Çağan'ın sesine bakılırsa baya uyumuştum.

Uyku sersemi ayaklarımı sürte sürte odadan çıkıp merdivenlere yöneldim.

"Bahar uyandığı zaman ben çıkarırım. Siz bırakın gidin."

"Tamam efendim."

Aşağıya inip uykulu gözlerle avluya baktığımda adamlar koli koli bir şeyler getirmiş diziyorlar Çağan ise onlara emir veriyordu.

Adamlar hızlı hızlı sessizce işlerini hallederken Çağan elinde viski bardağıyla onları keskin ciddiyet içerisinde izliyordu.

"Günaydın efendim."

Adamlardan biri beni fark edip günaydın dediğinde Çağan'ın bakışları bana çevrilmiş ve beni görür görmez bakışlarını bedenimde gezdirerek gözlerini öfke bürümüştü.

"Günaydın." diyerek yanlarına doğru yürümek istediğimde Çağan elindeki bardağı sehpaya sertçe bırakıp hızla bana gelmişti.

İri ve geniş bedeniyle beni tamamen kapatarak sinirle gözlerime baktı.

"Bu halde aşağıya inilir mi?!"

"Ne? Halimde ne var?"

Dişlerini sıkarak kulağıma doğru eğildi.

"Altında şort var ve üstünde sütyen yok! Çabuk yukarı çık delirtme beni."

Sözleriyle gözlerim büyümüş ve istemsizce göğüslerime bakmıştım. Ah kahretsin! Göğüs uçlarım belli oluyordu!

"Siz işinize devam edin ve sen!"

Bana günaydın diyen adama başıyla işaret verdi.

"O dilini keseceğim."

Konuşmasının hemen ardından kolumdan tuttuğu gibi bedenimi adamlardan saklayarak üst kata doğru yöneltmişti.

"Dilini keseceğim mi?"

"Sus Bahar, sus ve yürü."

"Tamam!" diyerek kolumu elinden kurtardım.

Beni sürekli peşinden sürüklemeye alışmıştı. Üst kata çıkıp odama girdiğimizde kapıyı arkamızdan kapatıp bana döndü.

Sanki az önce beni görmemiş de yeni görüyormuş gibi bedenimi baştan aşağıya süzmüştü.

"Siktir..." diyerek arkasını döndüğünde kaşlarımı çattım.

"Ne oluyor ya?"

"Üzerini değiştir."

"Başımda dikilmene gerek yok."

"Aslında var." diyerek yeniden bana döndüğünde ne yaptığını anlamaya çalıştım.

Bir arkasına bir bana dönüp duruyordu. Yavaş adımlarla üzerime gelmeye başladığında masum masum onu izledim.

Burnumun dibinde durup üstten bana bakarken usulca nefesini bıraktı.

"Yani telefonunu vermek için." diyerek cebinden telefonumu çıkartıp bana uzattı.

Şaşkın şaşkın uzattığı telefonu alıp konuştum.

"Madem buradayız ve katilden korunuyorum o zaman telefon tehlikeli değil mi?"

GÖR BENİ🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ V)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin