" Beni neden sevemedin?"
Sesinin dışa vurumundan habersizce sordu Cihangir, neden sevememişti karısı onu, onun sevgisi ikisine de yetecekken üstelik, yetememişti,aç kalmıştı ruhu,yanıp tutuşuyordu karşısında hissizce bakan kadının gözleriyle..." Bunları konuşmanın kime ne faydası var Cihangir, yapma artık, yüreğim de ruhum da sana ait değil bunu hep bildin, bile bile beni esir ettin kendine-"
" Esir mi?"
" Seni sevdim,çok sevdim, sadece sevdim beni sev istedim, sen peki? Hala onun ölümünden beni mi mesul tutacaksın! Orada sen olmasan, izin verir miydim gözlerimin önünde ölmesine... Senin gözünde böyle adi bir adam mıyım sahi! Sen de ölürdün Behice..."
Derken yüksek çıkan sesi son söylediğiyle fısıltıya dönüşmüş gibiydi...
Behice duyduklarını ilk kez duyuyor değildi, karşısında duran adamın samimi gelmeyen sözlerini daha fazla dinlemek istemezce yerinden kalktı.
Ayaklanan genç kadını görür görmez hızla kolunu tutmak için oturduğu yerden uzaklaştı Cihangir.
Kolunu kavradığı kadını kendine yaklaştırırken yalvarır gibi çıkmıştı sesi,
"Görmüyor musun? Senin, onun yasını tuttuğun gibi,bende senin yasını tutuyorum, sen nasıl seviyorsan onu,bende seni öyle seviyorum..."" Bırak kolumu-"
" Seni ilk gördüğüm an anladım ben,senden vazgeçemeyeceğimi Behice, seni kendi canımdan bile öte seviyorum-"
"Bırak ko-lu-mu"
Sakin kalmaya çalışır gibi hece hece söylemişti genç kadın... Zira biraz daha bu kadar yakınında durursa karşısındaki adam,kendine hakim olamayacak,sertçe suratına bir tokat geçirecekti, hangi ara bu kadar nefret ettiğini bilmiyordu ama yakınında olmasına asla tahammülü yoktu.
" Olmaz Behice! Denedim inan, sırf senin canını yaktım diye kaçtım senden, sırf o gec-"Söylediklerinin ağırlığıyla devam edemedi Cihangir, anlamazca kaşları çatık duran kadının merakını görür görmez dilini ısırdı sanki.
Hatırlamıyor muydu? Bu kadar mı hiçti kocası onun için... İçini kaplayan öfkeyle diğer kolunu da sertçe tuttu. Sesi daha da hiddetlenmiş, elleri daha da sertleşmişti. Behice daha fazla dayanamamış bırakmayacağını anlamasıyla kendini çekiştirmişti. Bağırsa dadısı elbet gelirdi ama oğlunun da duyması ihtimalini düşündü, bir kere daha onun için sustu." Cihangir, senden hep ama hep nefret edeceğim, yaptıkların için,yapmak istediklerin için, bir türlü anlamayan halin için, seni bir an olsun sevmediğim gibi bir an olsun sevmeyeceğim de, bırak beni şimdi, bırak diyorum"
Cihangir daha nasıl çileden çıkabilirdi genç kadının bu söylediklerinden sonra bilemedi...
Dişlerini sıktı duyduklarını hazmetmek için,
Genç kadın dur durak bilmeden devam etti...
" hiç bir zaman senin olmadım,olmamda, senden nefret ediyorum, senden nefret ediyorum, senden ölümüne nef-"
Suratına inen tokatla sözü bölündü dizlerinin üzerinde yere kapaklanıverdi. Yavaşça yüzüne düşen örtüsünü düzeltip başını yanında dikilen adama doğru çevirdi, öldürmek ister gibi uzun ve kesintisiz baktı.
Cihangir yaptığının ağırlığıyla çoktan pişman olmuştu bile, yapıp pişman olduğu bir başka şeydi bu da ." Boşa beni"
Seyit'e inat yapmam dediği şeyi istemişti şimdi, daha fazla katlanamazdı bu duruma , gittikçe çirkinleşen bir hal alıyordu bu saçma evlilik... Herkesten herşeyden uzaklaşıp gidecekti bu son kararıydı. Kısa sürede düşünüvermişti tüm bunları...Yerde öfkeyle bakan kadının sözlerine susarak cevap veriyordu genç adam.
Daha ne kadar yakacaktı canını sevdiği kadının, içindeki iyi ve kötü kavgaya tutuşmuştu...
Dizlerinin üzerine eğilip yerde duran kadınla aynı hizaya geldi, koca adamın gözlerinden düşen bir iki damla,heybetinin yanında nasılda sırıtıyordu.
" Bu kadar mı nefret ettin gerçekten-" derken eli vurduğu yerde beliren kızarıklığa gitti...
Behice öfkeyle elinden kurtulmak için yüzünü çevirdi,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•BEHİCE•
Narrativa generale"Behice!-" "Evlendiğimiz ilk günden beri kaçıncı başka kadının koynuna girişin ben sana soruyor muyum? Her gece acaba kiminle diye düşünüyor muyum? Teyzendeyken o kadının kokusuyla gelip üstüne bana sarıldığında bir şey dedim mi? Hayır! Çünkü buna h...