Virandı şehir, kayıptı sevgiler...O günden sonra ne Seyit'ten bir haber vardı. Ne de diğerlerinden. Hastanede çıkan kaostan sağ kurtulan kimse yoktu. Behice aklını yitirmekle düşünmek arasında bir şehire sıkışmış arafta kalmıştı. Cihangir onu oradan kaçırmak için her şeyi yapmış başarmıştı da ne olmuştu.
Bir sonraki gün darman duman olan hastanede ne Seyit vardı ne de sağ olan bir Allah'ın kulu. Ateşe verdikleri hastanenin yerinde yeller esiyor her şey iç yakıyordu.
Behice karşısında gördüğü manzarayla gülerek dizlerinin üzerine çökmüş derin kahkahalar atar olmuştu. Cihangir yanındaki kadının sağlığından şüphe ederek kollarından tutup sarssa da hiç bir şey olmamış gibi devam ediyordu.Yüzüne yediği tokatla kendine gelmiş gibi haykırarak ağlamaya başlayan genç kız karşısında duran adamın göğsüne düşmüş kendinden geçmişti.
*
Acıyla ve geri döndürülemez kayıplarla bitmişti savaş. Geriye kalplerindeki sızılarla kalanlar vardı. Hasan da Balçiçek de köylerine dönmüş, Behice ise delirmiş gibi bir halle Ankara'ya varmıştı. Günler süren direniş galibiyetle sonuçlanmış işgalcilerden yurdun tüm toprakları büyük bir başarı ile temizlenmişti. Behice sevdiği adamı bir kez daha kaybetmiş Cihangir ise sevdiği kadının delirmeye yakın halini gördükçe kahrolur olmuştu.
*
"Oğlummmmmm!"
Hasan köye döner dönmez konaktan içeri gururla girmiş karşısında ağlayarak kollarını açmış annesine sarılmıştı. Konakta da tüm yurtta olduğu gibi düğün bayram havası vardı. Dökülen kanlara verilen canlarla kurtuluşa ermişti tüm vatan toprakları. Hasan içindeki bu acıyı silip atamasa da yuvasına dönmüş olmanın mutluluğuna sığınmıştı. Kardeşi abisi gibi sevdiği adamı Seyit'i kaybetmişti. Yaşadıkları ne zaman aklından silinir bilinmezdi.Konakta kesilen koyunların kuzuların haddi hesabı yoktu. Gelenler gidenler ve beraber köye dönen diğer yiğitlerle coşkuyla ve biraz da buruklukla,neşeleniyor, şükrediyorlardı.
Balçiçek köy meydanında olanı biteni izliyor ama konağa geri dönmekten korkuyordu. Her şeyi göze alıp kaçtığı bu yere geri döneceği günü hiç hesaba katmamıştı. Asla izin vermezlerdi geri dönmesine. Ne yapacağını kara kara düşünürken başka çaresi olmadığını bildiğinden uyuşuk adımlarını konağa yöneltmiş diğer ufak kapıdan içeri süzülmüştü. Evdeki kalabalıktan yararlanıp doğru mutfağa yönelmişti.
"Balçiçekkkk!" Diye haykıran kadın umudunu kestiği genç kızı karşısında görünce elindekileri fırlatıp genç kıza sarılmıştı.
Burada güzel karşılanmıştı evet ama olacakları az çok tahmin ediyordu genç kız.*
"Sen ne halt yemeye kaçıp gittin! Geri dönüşünü hiç düşünmedi mi akılsız başın Balçiçek!"
Diyen kadın Hasan'ın annesinden başkası değildi. Hasan Halil Bey ve annesi karşılarında duran kıza odaklanmış kızın sessizliğini izliyorlardı. Hasan bu kıza içten içe acıyor hayatını kurtardığı gün içinde minnet duyuyordu. Hislerinin tam olarak tanımı buydu. Karışık duygular arasında en belirgin olanlarıydı ya da.
"Anne yeter!"
"Ne yeter savunma şunu haline bak sünepe! Git gözümün önünden." Derken Hasan birden ayağa kalkmış hiddetle annesine bakmıştı.
"Yeter!Siz burada otururken sünepe dediğin kız hayatını vatanı için ortaya koydu!" Derken ellerini yumruk yaptığının farkında bile değildi.Balçiçek karşısında onu böylesine savunan adamı neden böyle delice sevdiğine bir kere daha hak verdi. Gözlerinden akan damlaları elinin tersiyle silip başını eydi. Hasan daha fazla sinirlenmemek için konaktan hızla çıkarken Halil Bey'de karısına öfkeyle baktı. O da kızgındı ama gurur duymadan da edemiyordu karşısındaki kızdan.
"Evine hoşgeldin kızım." Diyerek demesi gereken her şeyi söylemişti. Yaşlı kadın duyduklarıyla öfkelense de sessiz kalması gerektiğini düşünerek yüz çevirmekle yetinmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•BEHİCE•
General Fiction"Behice!-" "Evlendiğimiz ilk günden beri kaçıncı başka kadının koynuna girişin ben sana soruyor muyum? Her gece acaba kiminle diye düşünüyor muyum? Teyzendeyken o kadının kokusuyla gelip üstüne bana sarıldığında bir şey dedim mi? Hayır! Çünkü buna h...