•6•

8.2K 389 11
                                    

*

Gecenin tüm hüznü çökerken bile Behice'nin içi kıpır kıpırdı. Çocukça bir telaşe sarmıştı tüm hücrelerini.
Pencereden yaz akşamının rüzgarına esir düşmüş gibi öylece gözlerini kapatıp gökyüzünü izledi bir süre. Aklına aşağıda kocasının söyledikleri geldikçe ürküyor kızarıyordu. Sonra saçmaladığını düşünerek silkelenip kendine geliyordu.
Kapının açılmasıyla olduğu yere mıhlanmış kendini hiç bozmuyormuş gibi bir tavıra bürünmüştü. Oysaki deli gibi atan kalbinin sesi fersah fersah uzaklara kadar duyulabilirdi.
Üzerini saran elbisenin izin verdiğince nefes alıp arkası odaya gönük sesleri dinledi. Bir süre tepki vermeyerek ondan bir hareket beklese de biraz daha bir şey olmayınca çocuk gibi utana sıkıla arkasına baktı. Bunu görmeyi beklemiyordu genç kız. Seyit üzerini bile çıkarmadan yatağın bir tarafına boylu boyunca uzanmış bir kolunu gözlerini kapatırcasına başına koymuş uykuya varmıştı bile. İçinden deli gibi kızıyordu Behice, resmen oyun oynamıştı kendiyle... Ne kadar korkmuştu oysa, gördüğü manzarayla yine de rahatlayarak nefes alıp üzerini değişmek için odadan çıkıp koridordaki banyoya gitti.
Giydiği geceliğinin üzerini sıkı sıkıya sabahlığıyla kapatıp odasına tekrar döndü. Bu kez kocasının gömleğini çıkarıp yattığını görünce aklınca oyun oynuyor diye geçirdi içinden.
"Seyit!"
Odayı beraber paylaştıklarını birinin acil hatırlatması gerekiyordu.
"Seyit diyorum!" Hala ses vermeyen adamın uyuyup uyumadığı konusunda bir çelişkiye düşmüştü. Eliyle, dokunmak istemese de omzunu bir iki defa dürttü.
"Şşş! Uyumadığını biliyorum, kalk!"
Seyit başında dır dır eden bu küçük kıza daha ne kadar sabretmeliyim diye düşünürken sıkıntıyla bir nefes verip omzuna dokunan elinden tutup bir anda kendine çekti.
Genç kız beklemediği ani hareketle ağzından kısacık kısık bir çığlık kaçırdı.
Mavi gözlerini Behice'nin gözlerine adeta mıhlamıştı Seyit. Genç kız nefes almayı unutmuş gibi göğsü adamın göğsünde kollarının biri Seyit'in elinde diğeri yatakta, daha fazla yaklaşmamak için zar zor bir set oluşturuyordu.
Bakışlarını kaçırmaya çalıştıkça genç kız, Seyit'in aldığı keyif iki katına çıkıyor, yüzüne edepsiz bir gülümseme yayılıyordu.
İçinden bu küçük kızla oynamak zevkli olacak diye geçirse de daha fazla yakınında durursa oyunu aşacağından şüphe duyar gibiydi. Bakışları alayla eğlenir gibi bakarken yavaş yavaş donuklaşıyor,yüzüne çarpan ılık nefesle tutkuya dönüşüyordu. Bir anda kendiyle beraber Behice'yi de kaldırıp aniden ateşe dokunur gibi uzaklaşmıştı. En son isteyeceği şey şu an tutkuydu. Kendini bir ömür mahkum edecek bir hata yapamazdı. Eğlenceyi tadında bırakarak ayaklandı.
"Efendim Behice!! Söyleee!"
"Ş-şey! Bu şekilde burada yatman doğru değil lütfen dolaptan geceliklerini alır mısın? Ayrıca yatakta yatman da doğru değil!"
" Anlamadım? Ben nerede yatmalıyım, şuradaki küçük sedirde uyumamı beklemiyorsun değil mi? Ayrıca neden bu kadar rahatsız oluyorsun ne var halimde?"
"So-sorun orada işte bir şey yok!" Sesindeki bu utangaçlıktan hemen kurtulması gerekiyordu bunun farkındaydı ama engel olamıyordu.
"Pekala Behice Hatun, arkanı dönersen pijamalarımı giymeyi isterim, ha izlerim dersen de sorun yo-" derken eli hızlıca kemerine gitmişti bile.
"Ha-hayır!" Behice utanmaz bu adamla daha fazla münakaşa etmeyecekti. Kıp kırmızı yanaklarıyla arkasını dönüp bekledi. Aradan geçen bir kaç dakikanın ardından yaklaşan ayak sesleriyle giyindiği kanısına varıp Seyit'in "tamam" demesiyle yatağa girdi.
"Giyindim tamam ama yarın bütün gün ayakta olacağım sedirde uyuyamam, istiyorsan sen yat!" Derken o da yatağa girmişti bile.
Behice buna acil bir yol arasa da sedir dediği bir sandık üstü kadardı. Otururken bile rahat değildi ki yatması beklenemezdi. Başlarının altındaki uzun yastığı birden çekip aralarına koyarak yattı.
"Yok artık! Behice? Yemem seni bu kadar korkma karıcım!!" Derken alayla biraz daha yaklaşıyordu genç kıza.
"Seyit! Lütfen uyuyorsan böyle,kabul etmiyorsan Edirne'ye git bir an önce,çünkü hiç rahat değil!"
Karısı dünden razıydı başka kadınlara onu göndermeye,içinden bu rahatlığına anlamsızca kızsa da bir an için, nefsi sevin diyordu. İstediği gibiydi işte daha neydi? Gerçekten de evlenirken başına bela olacağını düşünmüştü ama şimdi karısı kendi eliyle yolcu etmeye razıydı. Bir an yaptığı kısa muhakemeyle yüzü gülerek arkasını dönüp uykuya daldı. Böylesi çok daha iyiydi, yanında uyuyan karısının kokusu sadece hesaba katılmayan bir işkenceydi. Genzine dolan nilüfer kokusuyla gözlerini kapattığı an içindeki Seyit karısına doğru çekiliyordu. Bastırdığı hislerle zar zor uyuyabilmişti.
Behice içinse işler daha farklıydı. Yanında yatan adam onun için sadece bir yabancıydı ve bu yabancının yanında uyumak şöyle dursun kıpırdayamıyordu bile. Geceliğinin etek uçlarını sıkı sıkıya bacaklarıyla sıkıştırıp ne olur ne olmaz diyerek tetikte yatıyordu. Ama bünyesi ancak bir saat kadar dayanabilmişti.
Uyku acımasız bir düşman gibi tüm ruhunu ele geçirmişti.

•BEHİCE•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin