*"Güzergahımızda katılan dava arkadaşlarımızla beraber Maraş yakınlarında tahmini bir ay kadar kalmamız gerekiyor."
Murat, Seyit'in sözünden sonra atın yularından tutup dostunun yanına doğru geçti.
Bulundukları yerden ayrılalı dokuz saat olmuştu neredeyse, bitkin düşen hayvanları dinlendirmek hem de kendileri de dinlenmek için durdukları bir nehir kenarında yapacaklarını konuşuyorlardı.
"Seyit ben diyorum ki eğitime başladıktan sonra biraz daha göze çarpanlardan özel bir grup oluşturalım. Biraz daha fazla yüklenirsek belki kalabalık oldukça birlikleri ayırma imkanımızda olur. Her birliğin başına seçtiğimiz gruptan ikişer kişiyi veririz."
Seyit aklına yatan fikri şimdilik bir kenara yazıp fazla geç kalmadan atına atladı. Verdiği işaretle herkes tekrar hazırlanmış uzun sayılabilecek bir yolculuğa daha çıkmıştı.Gündüzler gecelere geceler gündüzlere karışmıştı. Aradan geçen dört günün sonunda nihayet Maraş yakınlarında ormanlık bir alana kurulmak için durmuşlardı. Geçtikleri yerlerden umduklarından da fazlası katılmıştı birliğe, yaklaşık ikiyüzaltmış kişi vardı. İngiliz işgalinde olan Maraş'ın ve diğer bir çok vatan toprağının kaybedecek vakti yoktu,halkın zulmünün sesi her yerde yankılanır olmuştu. Bugün Maraş yarın Urfa ve belki İstanbul, Ankara sırasıyla kaybedilecekti. Vatanı olmayan bir insanın yaşamak için bir sebebi kalmazdı bunu bilen herkes hayatını ortaya koymuştu.
Seyit bütün çadırları kurdurmuş ek olarak istediği mühimmatları ve çadırları da ekletmişti. Tahmininden de fazla oluşu belki biraz sıkıntı yaratırdı ama her zorluğa göğüs gerecek olan iman dolu neferler duruyordu karşısında. Tüm yorgunluğa rağmen yüzlerine yerleşmiş cesarete gururla baktı. Kurulan çadırların yanında koşturup duran,yemeğin ateşi için çalı çırpı toplayan kadınların arasındaki Behice'ye baktı. Kan ter içinde kalmış hali içine bir sızı düşürse de gözlerinin hala nasıl bu kadar güzel ve parlak kalabiliyor oluşuna hayret etti. Behice üzerindeki gözlerden habersiz çırpınıp dururken bir anlık başını kaldırır kaldırmaz Seyit'in sert mavi bakışlarıyla dondu. Elindeki çırpıların birazı düşerken yanında beliren genç kızın sesiyle kendine geldi.
"Behice iyi misin?"
Balçiçek yanında dalgınlıkla bakan kız için endişelenmişti.
Olumlu anlamda başını sallayan Behice'yle ocak olarak kurdukları ateşin başına geçtiler. Balçiçek günlerdir uzaktan gördüğü adamın hala onu farketmemiş olmasına içten içe kahroluyordu. Gerçi onunki de laf mı yıllarca büyüdüğü konakta bile doğru düzgün görmemiş, görse bile umursamadan geçip gitmişti yanından. Hasan'ın annesi Cemile, Balçiçeğin ilk gelişinden beri ondan hazetmemiş tıpkı ölen annesinin güzelliğini almış olmasından dolayı bir an olsun oğluyla denk getirmemek için büyük çaba sarfetmişti. Hasan gördüğü anlarda bile Balçiçek'in güzelliğini görememişti. Cemile hanım ısrarla sakınırdı oğlunu, belki de bir gün aklının kayacağını düşünüyor oluşuydu onu buna iten.Balçiçek elindeki su dolu kovayla ormanın içindeki ırmaktan doldurduğu suları ağır ağır taşırken ayağına batan dikenle acıyla doğruldu. Aklına gelen düşünceler onu dalgınca yürümeye itmişti. Düşündüklerini bir kenara bırakıp ayağına batan dikeni eliyle çıkarıp sarsak adımlarla devam etti.
Birliğin ırmağa yakın yerde konaklaması oldukça büyük bir kolaylık sağlıyordu.
Buharların arasında koca kazan bulgur aşını karıştıran gönüllü teyzelerden birisi yanına yaklaşan genç kıza işaret edip kazanın başına geçmesini söylemişti. Balçiçek elindekileri bırakıp geçtiği ocağın başında dururken buharların arasından gördüğü simayla biraz daha sinmişti. Neredeyse kazan kadar kalmıştı. Hoş kazan zaten onun gibi iki tane içine alırdı.
Hasan Seyit ve diğerleriyle beraber çeşitli atış talimlerine başlamıştı bile. Oldum olası severdi silahları, atış yapmayı bu yeteneği de Seyit'in gözünden kaçmamış özel seçeceklerinin arasına çoktan Hasan'ı eklemişti bile. Sonradan eklenen gönüllü askerleri yaklaşık beş gruba ayırmış başlarına da Cihangir'i Murat'ı Seyit'i ve kendi askerlerinden iki kişiyi daha vermişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•BEHİCE•
General Fiction"Behice!-" "Evlendiğimiz ilk günden beri kaçıncı başka kadının koynuna girişin ben sana soruyor muyum? Her gece acaba kiminle diye düşünüyor muyum? Teyzendeyken o kadının kokusuyla gelip üstüne bana sarıldığında bir şey dedim mi? Hayır! Çünkü buna h...