"Umut!" diye odaya girdiğimde üçümüz dışında bütün ev halkı odadaydı. Umut'un yüzü ağlamaktan kızarmıştı. Onun yanındaki Mert onunla konuşmaya çalışsa da ağlıyordu. "Azra kızım, bir anda ağlamaya başladı." yanına gelerek onu kucağıma aldığımda bağırmaları azalmıştı. Odanın banyosuna giderek elimi ıslatıp ağlayan yüzüne sürdüm. Tuhaf şekilde ağlaması durmuyordu.Vücudu ateş topuna dönmüştü. Odaya girerek üzerindeki kazağı çıkardım. Vücudu kıpkırmızı olduğunda yanıma Yakup geldi. "Sirkeli su hazırlayın." dedi hizmetçilere bakarak. Aşırı telaşlanmıştım.
"Bir hastalığı var mı?" dediğinde düşünmeye çalıştım. "Lösemi." aklıma ilaçları gelmişti. "İlaçlarını nasıl unuttum!" hızlıca arkamı dönerek odadaki masaya kattığım ilaç kutusunu alarak Yakup'a verdiğimde içindekilere baktı. İçinden aldığı şurupları içirirkem hizmetçi kovayla sirkeli suyu getirmiş yanında bir bez vermişti. Elinden bezi alarak suya bandırdım ve bezi sıkarak fazla suyu döktüğüm gibi Umut'un alına kattım.
"Oğlum aile doktorunu arayalım mı?" dedi Aykut Bey. "Şu anlık gerek yok baba. Ama acil durum için Umut benimle kalsın. Fenalaşırsa hemen götürürüz hastaneye." diyerek benden onay bekler gibi baktı. Bütün vücudum titriyordu. Ancak şu an ona güvenmekten başka çarem yoktu.
"Umut sana emanet." dediğimde gülümsedi. "İstediğin zaman odama gelip Umut'a bakabilirsin." Umut'u kucağına alarak odasından çıktığında Esma Hanım kısa sürelik yanımda kalmış, Umut'un iyi olacağını söyleyerek beni cesaretlendirmişti. Herkes odadan çıktığında yeni odamda ilk gecemi geçirmiştim.
O gece rahat değildim. Yıllar sonra ilk defa bu kadar sıcak ve yumuşak bir yataktaydım. Ancak Umut o haldeyken yattığım her saniye sırtıma binlerce bıçak saplanıyordu benim. Param yetemediğinden yeteri kadar ilaç alamıyordum. Eğer Umut için hastanelerde koşturdaydım eve para getirecek kimse olmazdı.
Onun hasta olduğunu bile, bile yeterli bakamamıştım. Berbat bir insanım. Yaptığım her şey yetersizdi.
Kardeşime bakacak cesareti bile kendimde bulamıyordum. Gözlerimden yaşlar akarken yatağın içinde hıçkırıklarımı serbest bırakmıştım.
Uyandığımda hızlıca duşa girerek üzerimdeki yorgunluğu atmıştım. Esma Hanımın bana bıraktığı temiz kıyafetleri giydikten sonra saçlarımın nemini alarak taradım ve hızla odadan çıktım. Alt kata inerek Yakup'un odasının kapısını çaldığımda ses gelmemişti. İzinsiz odasına girmek istemediğimden aşağı inerek salona bakma kararı aldım.
Salonun ortasında Utku ve Atakan oturmuş Umut'la evcilik oynuyorlardı. Onların bu hâlini gördüğümde sırıtmama engel olmamıştım. "Umut; Atakan ve Utku'yu alıkoydu. Atakan doktor, Utku avukat. " dedi Esma Hanım bana bakarak.
Herkes içeride oturmuş çocukları izlerken Umut'un mutlu halleri beni de rahatlatmıştı. Kapı girişine yaslanarak onları izlemeye başladım. Gözlerim dolmuştu. Soğuktan evinde montunu çıkaramayan umuduma yeterli bir abla asla olamadım. En sonunda benim yüzümden hastalanmıştı. Günden güne ölen küçük kardeşim için gece işlerini düşündüm. Ancak geçen yılda ki travmalardan sonra gece kulüplerinin gölgesinden bile korkar oldum.
"Azra kızım kahvaltıda istediğiniz ekstra bir şey var mı?" dedi Aykut Bey. Ona bakarak gülümsedim. "Yok Aykut Bey, her zamanki şeyler neyse onları yeriz." dediğimde Esma Hanım araya girdi. "Olmaz öyle kızım. " Kafasını Umut'a çevirdi.
"Oğlum kahvaltıda en çok ne yersin?" dediğinde Umut bana baktı. Gülümseyerek başımla onayladığımda Esma Hanıma baktı "pankek! Ablam hep yapay." dediğinde Esma Hanım başını salladı. "Tamam kuzum hazır olacak." hizmetçiye baktığında, hizmetçi başını sallayarak odadan ayrılırken içeri girip tekli koltuğa oturmuştum. Bütün ev oturmuş kahvaltı beklerken evcilik oynayan üçlüye çevirdim gözlerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eksik Parça [TAMAMLANDI]
ChickLitBaşlangıç: 20.01.2024 Bitiş: 20.08.2024 Bu kurgu, zengin ailesinden doğumda kaçırılan ve toplum tarafından sürekli ezilmesine rağmen küçük kardeşi Umut'a bakmaya çalışan fakir bir kızın yaşam mücadelesini anlatmakta. Ana karakter, pazarlardan beda...