19

1.6K 93 16
                                    

Öncelikle bu konu yüzünden birinizin bile eşimi suçladığını görürsem geldiğimiz kapıdan geri döneriz bilginiz olsun." dediğinde dedem kaşlarını çatarak oğluna baktı.

"Gelinime laf eden olursa, siz değil laf eden kişi çıkar oğlum." Babam ve annem duyduğu şeyle tebessüm ederken konuşmaya başlamıştı. "Geçenlerde evimin yandığını biliyorsunuzdur. Yangının şüpheli bir tarafı vardı." Yutkunarak iç çekti babam. "Evin dört katında olan banyolardan başlıyordu yangın. Her kata özel olarak başlamışlardı sanki." ortam iyicene gerilirken babamın dediği şeyi sindirmeye çalışıyorlardı.

Koskoca Aydemirlere suikast girişimi düzenlenmişti. "Peki başka şüpheli bir şey bulundu mu?" dedi Alparslan babama bakarak. "Azra'nın karıştırıldığı aile 6 yıl önce öldü. Azra'nın eski evi 12 yaşında yanmıştı. Yangının çıkma yeri evin ortak banyosuydu." herkes bana bakarken devam ettim. "Bunu yapan her kimse beni yıllar önce doğumda bilerek değiştiren kişi ile bağlantılı olduğunu düşünüyoruz." dediğimde ninem girdi araya.

"Bunun gelinimle alakası ne?" Dediğinde babam konuştu, "bir ihtimal bunu yapan şerefsizin Esma'nın eski nişanlısı olabilir. Bu kadar yıl bize kin tutabilecek tek kişi, o. " Resul amcam adeta sinirden titriyordu.

"Bu kadar sene evlat acısı çeken yengem ve abimin bile isteye canını yaktıklarını mı söylüyorsun abi?" dedi sinirli sesiyle Resul amcam. "Sadece bununla da kalmamış ikizimin eski ailesini de dağıttılar." Gözler benim üzerimden ayrılmazken açıklama gereği duymuştum.

"6 yıl önce çıkan yangında annem, babam ve abim sandığım kişileri kaybettim. O yangında bir haftalık olan Umut ve ben sağ kurtulmuştuk sadece Tabii sapasağlam kurtulduğum söylenemez." Son cümlemi mırıldansam da kuzenler beni duyacak kadar yakınlardı. "Bu ruh hastası her kimse onu yaşatmayacağım." dedi Resut amcam. Bu kadar sinirlenmesini ben anlamasam da diğerleri normal karşılamıştı.

"Bu ailenin tek kızına yapılan bu davranışın karşılığını en acı hâliyle alacaklar." dedem konuşurken diğerleri sadece başını sallayabiliyordu. Dedem bana gülümseyerek baktı. "Sana kötü niyetle uzatılan bütün parmakları kıracağıma söz veriyorum kızım." Dedemin sözleri yüreğimde ki intikam ateşi kendini gösteriyordu.

"İstemiyorum." dediğimde herkesin gözleri bana döndü.

"Ailemize bunları yaşayanları cezasız mı bırakacaksın kızım?" dediğinde Metehan sertçe yutkundum.

"Üvey ailemi benden alan ve Umut'u 1 haftalıkken yetim bırakan, öz annemi intihara sürükleyen köpeklerin cezasını ben kesmek istiyorum. Eğer ki onları haberim olmadan öldürürseniz sizi asla affetmem." dediklerimle diğerleri rahatlarken Metehan ve babam bana gururla bakıyorlardı.

"Üvey abimi gözlerimin önünde parademikler kalp masajı yaparken kaybettim. Üvey annemin yanmış bedenini morgda gördüm. Öz babam son cümlesini söylerken gözlerimin önünde öldü." Yutkunurken gözlerim dolduğunu hissettim. "Umudumun yangınlar arasında çıkan bedenini ben kucağıma aldım. O gece mahalle bizim çığlık seslerimizle inlerken köşede sırıtarak bizi izleyen orospu çocuğundan kendi ellerimle intikamımı alacağım." Annem bu söylediklerime dayanamayıp ağlamaya başlarken titreyen nefesimi verdim. Babamın gururlu bakışlarına karşı sahte şekilde tebessüm ederken gözlerimin dolduğunu hissettim.

"Sana şerefim üzerine yemin ediyorum güzelim. O şerefsizlerin kanını sen akıtacaksın. " Babamın bu sözleri ortamı buz gibi yaparken yanımıza Umut ve Utku gelmişti.

Umut koşarak bacaklarıma sarılırken onu kaldırmaya çalıştım ama omzumdaki yara bunu engellemişti. Metehan abim hızla kaldırıp dizlerimin üzerine bıraktığında gülümseyerek ona baktım. "Umut bir sorun mu var?" dedim ona bakarak. Murat, Utku'ya bakarak konuştu, "sorun ne? Neden sadece siz geldiniz?" Utku yutkunarak gözlerini kaçırdı.

"Ablacım bir sorun mu var?" dedim Utku'ya. "Cengiz, Umut'a 'öz annen nerede?' Dediğinde Umut her yerde dediği için Cengiz gülerek 'öyle bir şey olamaz' dedi. Sonra da aralarında kavga ettiler." Umut gözleri dolu şekilde bana sarılırken başını okşadım ve başının üzerinden öptüğümde Gizem yenge, "sorun için..." başımı iki yana salladım.

"Onun suçu değil." dedim ve Metehan'a baktığımda ne demek istediğimi anlar gibi ayağa kalkıp sandalyenin arkasına geçti. "Biz Umut'la biraz konuşacağız. Müsaadenizle." dediğimde Metehan abim cevap beklemeden tekerlekli sandalyeyi sürerek avludan çıkardı. Konağın arka tarafında çok güzel bir patika bulunuyordu. Düz zeminden Metehan abim biraz sürerken Umut uzaklaştığımızı anladığında ağlamaya başlamıştı.

"Ablacım, Esma annem ve Aykut babamın sana olan tavrını biliyorsun değil mi?" Bir şey demedi ama dinlediğini anlamıştım. "Onlara istediğin gibi anne, baba diyebilirsin. " Umut başını iki yana salladı. "Onlay senin öz aylen!" Kafamı Metehan abime çevirdiğimde üzgünce Umut'a bakıyordu.

"Kan bağı o kadar önemli mi? Üvey ablanım diye beni sevmiyor musun?" Umut sulu mavi gözlerini kaldırarak bana baktı. "SEVİYOYUM!" gülümseyerek nemli yanağını sildim. "Onlar da seni seviyorlar. Öz ailene gelirsek. Dünyada tanıyabileceğin en harika aileydi bebeğim. Ben sana yalan söylediğim için özür dilerim ama onlar her yerde değiller. " Yutkunarak anlından öptüm. Gerçekleri biliyordu sadece kendini kandırıyordu.

"Neyede?" dediğinde kollarımı ona sardım. "Toprağın altındalar." Umut donakalırken Metehan abim beni destekler gibi omzumu tutuyordu. "Umut." dedi Metehan abim. Umut yavaşça kafasını kaldırıp arkasındaki Metehan abime baktı.

"Bende senin abinim aslanım. Sen kimsesiz değilsin. Evet öz ailenin yerini tutamayız. Ama söz veriyorum seni diğer kardeşlerimden ayrı tutmayacağım. Diğer kardeşlerimin hiçbiri tutmaz. Unuttun mu, Utku sana kemik iliğini bağışladı. Kim bir yabancı için böyle bir şey yapar?" Metehan'ın Umut'a bunu hatırlatmasıyla Umut rahatlamış görünüyordu.

Umut'un sakinleşmesi için yarım saate yakın sohbet etmiştik. Hemen arkamızda olan konaktan bağırma sesleri geldiğinde Metehan abim ile bakıştık.

"Gidip bir bakalım." dediğimde Metehan abim bizi götürüp götürmemek konusunda tereddüt etse de kabul etmekten başka şansı kalmamıştı. Patikadan çıkarak konağın etrafından dolandık ve caddeye bakan evin kapısına geldiğimizde korumalar kapıyı açmıştı.

Avlunun ortasında titreyerek Murat'ın yakasından tutan bir adam gördüğümde kaşlarımı çatmıştım.

"Caner abi?" Caner abim sesimi duyduğunda duraksayarak bana döndüğünde avludaki herkes gibi şok olmuştum. Pantolonu kan içerisinde yırtık, tozlu kıyafetlerle bana baktığında gözünden bir yaş düşmüştü. Metehan abim, Umut'u kucağımdan alırken Caner abim hızla yanıma gelmiş bana sıkıca sarılmıştı.

"GÜZELİM!"

Caner abim bizimle gelmek yerine öğlen doğru yola çıkmış, motoruyla gitmek istemişti. Buraya gelmesi için en az yarım günü geçmesi gerekirken nasıl sadece 3 saatte gelebildi?

"Kaza mı yaptın sen?" dediğimde kafamı okşayan eli duraksamıştı. "Kızım bir şey oldu sandım nasıl delirdim farkında mısın sen?" sarılmayı bırakarak dolan gözlerle bana baktığında nefesim kesilecek gibi hissetmiştim. Neler oluyordu?



Eksik Parça [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin