Azra'nın gözünden
Sabah uyandığımda birkaç saniye nerede olduğumu kavrayamasam da sol tarafımda yatan Ekin abimi görünce nerede olduğumun farkına varmıştım. İki gündür bu evdeydik ve ben iki gündür Ekin abim ile beraber uyuyordum. Onunla uyumamı özel olarak Mert istemişti. Başta reddetsem de ısrar ettiğinde mecbur olarak kabul etmiştim.
İç çekerek ellerimden destek aldım ve oturma pozisyonuna geçtim. Ben oturduğum esnada Ekin abimde uyanmıştı. "Abicim uyandın mi?" Başımı salladığımda yattığı yerden doğruldu. Birkaç dakika içerisinde annem ve Yaren odaya girerken Ekin abim odadan çıkmıştı. Annem ve Yaren'in yardımıyla tuvalletteki işlerimi hallettikten sonra duş almıştım.
Yine Yaren ve annem duştan çıkmama yardım ederek istediğim kiyafetleri bana giydirmişlerdi. Üzerimde dizimin hemen üstünde bitecek, beyaz, üzerinde papatyalar olan bir elbise giymiştim. Krem renkli, basenlerimde biten çorap yanık izlerini gizliyordu.
Saçlarımı bir güzel taramışlardı. Dün akşam Yakup'un bana getirdiği tekerlekli sandalyeye bindiğimde annem, "yemekleri kontrol edeceğim." diyerek çıkmıştı odadan. Yaren son kez kıyafetlerimi kontrol ettikten sonra odadan çıkmıştık. Bu evde asansör yoktu ama geldiğim günün sabahında merdivenlerin yarısını rampaya çevirmişlerdi. Yaren'le üç kat indikten sonra zemin katta olan çatal bıçak seslerinin olduğu yemek salonuna geçtik. Geldiğimizi gördüklerinde gülümsedim.
"Günaydın." dediğimde herkesin ağzından günaydın kelimesi çıkmıştı. Yaren sandalyemi Metehan ve Ekin'in arasında olan boşluğa bırakarak odadan çıkmıştı. O çıktıktan sonra içeri kucağında Umut'la, Atakan gelmişti. Atakan karşımızdaki masaya oturarak Umut'u dizlerine oturttu.
Umut'u süzdüğümde hâlinden memnun göründüğümden ses etmeden yemeği bekledim. Çok gelmeden kahvaltı gelmişti. Önümüze tabaklar halinde gelen menemeni yerken babam konuştu.
Evet babam, bundan sonra anneme ve babama bey/hanım diye seslenmekten vazgeçmiştim. Ben anne ve baba dedikten sonra annemler benimle özel olarak konuşup Umut'un onların oğlu olduğunu ve onları anne/baba olarak çağırabileceğini söylemişti. Bende bunu Umut'a söylediğimde çekingen yaklaşsa da kabul etmişti.
"Çocuklar bu akşam özel uçakla Trabzon'a gideceğiz." dediğinde ona baktım. "Aslen Trabzonlu muyuz?" dediğimde babam başını salladı. "Evet kızım." dediğinde gülümsedim.
"Evde Trabzonlu olmayan tek kişi benim!" Dedi Umut somurtarak. Bu esnada annem araya girdi "hayır yavrum ben Trabzonlu değilim. Yalnız değilsin." dediğinde Umut gülerek ona baktı. "Annem Mardinli. Aşiret kızı Esma." dedi Serhat alayla. Annem ona bakarak göz devirirken şaşırarak anneme baktim.
"Aşiret mi?" dediğimde annem bana baktı. "Eski defterler kızım. Evlendiğimden beri o insanları hayatımdan sildim." dedi annem. Konuşması normal gibi olsa da gözlerindeki üzüntüyü görebiliyordum. Babamda bunu fark etmiş olacak ki sol çaprazında olan eşinin elini sıkmıştı.
"Yemekten sonra hazırlanmaya başlayın. 3 saat sonra saat 12:30 da havaalanına gideceğiz." Herkes başını salladıktan sonra yemeğe başlamıştık.
Ben her zamanki gibi az yerken ağzımda hissettiğim peynir ile sol tarafıma baktım. Metehan abim bana bakıyordu. "Yemek ye." dediğinde iç çekerek ağzıma tıkılan peyniri çiğnedim. "İştahım yok." Dedim. Yakup araya girdi. "Azra böyle devam edersen felçli olan tarafın sadece bacakların olmayacak. Kollarını da kaybetmek istemiyorsan o yemeği ye!" dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. Umut'u kaşlarımla gösterdiğinde Yakup ona bakmıştı.
Umut'a baktığımda dolu gözlerle bana bakıyordu. "Umut uçak geliyor!" diyerek Atakan elindeki sarelle ekmeği Umut'a yedirirken Yakup abime kınayan gözlerle baktım. Yarım saatin ardından yemekleri yiyerek salona geçmiştik. Umut'un duş almasını söylediğimde annem, "oğlumu ben yıkarım." diyerek banyoya götürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eksik Parça [TAMAMLANDI]
ChickLitBaşlangıç: 20.01.2024 Bitiş: 20.08.2024 Bu kurgu, zengin ailesinden doğumda kaçırılan ve toplum tarafından sürekli ezilmesine rağmen küçük kardeşi Umut'a bakmaya çalışan fakir bir kızın yaşam mücadelesini anlatmakta. Ana karakter, pazarlardan beda...