Bölüm 19 - Çaresiz Bakışlar

31 3 5
                                    

Eve vardığımda bünyem aşırı yorulmuştu , kendimi direkt yatağa atmış gözlerimi kapatmaya hazırlanmıştım düşler ülkesine gitmeye son bir koyun kalmıştı ki bildirim sesiyle gözlerim açıldı mesaj atan aspardı eve varıp varmadığımı soruyordu tam cevap verecekken bu seferde arıyordu küçük çocuklardan daha da sabırsızdı telefonu açıp evdeyim lütfen beni sıkı denetime sokmayın efendim diyerek dalga geçiyordum o ise bana sitem ediyordu haber vermiyorum diye.

Bazen yabancı insanlar ; adını bilmediğimiz, sesini duymadığımız ,hiç görmediğimiz ama sonrasında hayatımızın merkezi olan insanlar , kalbimize dokunurlar bazen yaşamadığımız mutluluğu yaşatırlar bize o an sanki hiç bitmeyecek bir rüyaymış gibi gelir, ama her rüyanın bir sonu oluğu gibi mutluluğumuzun da bir sonu vardır er ya da geç kapımızı çalacaktır ne kadar istemesek de ondan kaçtığımızı düşünsek de bir gün bir şimşeğin çakması gibi bizi aydınlatır ve gerçek yüzüyle buluşturur ondan sonrası acılar tablosu , anılar uçurumu ve en sonunda kabullenip sessizce köşeye çekilmektir.

Aspar sitem ederken yorgunluktan uyuya kalmıştım...  sabah uyandığımda mesaj yağmuruna tutulmuş olan telefonumun şarjının bitmek üzere olduğunu görmüş ve yatağımdan zar zor inerek küçük bir bebeğin emeklemesi gibi yerde emekleyerek prize doğru gitmiştim telefonumu şarja taktıktan sonra halının üstüne kendimi atmıştım yatmak o kadar cazip geliyordu ki zihnimdeki bana hayır diyemedim . Bir süre halıda uyduktan sonra sonunda kalkabilmiş ve kendimi toparlamaya çalışıyordum  , asparla gene dışarı çıkmayı planlıyorduk bugün ki rotamız ise tanıştığımız yer olan sahildi anıları mı yad edecektik bilmiyordum , bana bir sürprizi olduğunu söylüyordu açıkçası bunu şaşırmıyordum çünkü beni sürekli şaşırtıyordu sanırım buna alışmaya başlıyordum .

Alışmak mı ? bunu dediğimde kendi kendime büyük bir şok geçirmiş ve elimi ağzıma götürüp şaşkınlığımı beden dilime de yansıtmıştım , uzun bir süre sonra alışmak ifadesi benim için alfabeyi yeni öğrenmek gibiydi onca insanın içinde olmama rağmen yalnız hissediyordum ve şuan birine alışmaktan bahsediyordum , kalbim hızlıca çarpıyordu neydi bu böyle anlamlandırmak ona bir anlam yüklemek bu kavramlar sanki çok yabancıymış gibi geliyordu  ölen duygularım mezarından çıkıp benimle bir bütün olmaya mı çalışıyordu buna izin vermeli miydim yoksa vermemeliydim zihnimde yankılanan bu soruların beni yormasına izin vermemeliydim hemen elimi yüzümü yıkayıp üçüncü dünya savaşı çıkmış olan  dolabımdan  aceleyle kıyafetlerimi alıp hazırlanmıştım asparla buluşacağım saate az kalmıştı  ağzıma da aceleyle bir şeyler atıyordum , tüm hazırlığımı tamamladıktan sonra izciler gibi yola koyulmuştum aspar beni arıyor ve nerede olduğumu soruyordu bende daha yeni yola çıktığımı tahmini olarak 20 dakikaya orada olacağımı söylüyordum o da tamam diyordu telefonu kapattıktan sonra kütüphaneye benden önce gidip orada beklediğini hatırladığım için koşmaya başlamıştım koşarken havanın soğu ile yüzüme çarpan rüzgar beni ferahlatıyordu  ve mutlu hissettiriyordu . Sonunda asparın yanına varmıştım arkasına bir şeyler saklamış ve bana şirin şirin gülümsüyordu o haline bakarken ilkokul çocuklarına benzediğini söylüyor ve gülüyordum o ise bana gözlerimi kapatmamı ve anın tadını çıkarmamı söylüyordu ve gözlerimi o diyene kadar açmamam konusunda beni sıkı tembihliyordu , kulağıma yaklaşmış olacak ki nefesinin sıcaklığını hissediyordum bana bugünü benim için planladığını  ve ufak bir hikaye anlatacağını söylüyordu ben de sabırsızlıkla bekliyorum diye yanıt veriyordum bana hikayenin ana karakterinin kendisi ile benim olduğumdan bahsediyordu bu hikayede ummadık anda gelen bir güzelliğin hayatını nasıl değiştirdiğini söyleyerek başlamıştı cümlesine bu kişi kim diye soruyordum o ise cevap sence de çok belli değil mi diyordu . Bana hikayesini uzun uzun ve çok mutlu bir ses tonuyla anlatıyordu , en sonunda hikayenin sonuna  yaklaştığımız da ise gözlerimi  açtığımda sonunda ne olduğunu anlayacağımı söylüyordu , gözlerimi açtığımda önümde bir çiçek görmüş ve üstünde minik bir kartta bu anlattığım hikayenin sonu olabilir ama seninle yeni hikayelere atılıp yenilerini anlatmak istiyorum yazıyordu . Göz yaşlarıma engel olamıyordum aspar bana neden ağladığımı soruyordu ben ise iyi olmadığımı canımın çok acıdığını ve ağlamak istediğimi dile getiriyordum , aspar o an bana sarılmak istiyordu ama ben izin vermiyordum yoksa daha kötü olacaktım biliyordum bir süre ben ağlarken asparın da yüzünün asıldığını görüyordum  ondan özür diliyordum o da sorun olmadığını ve ağlama nedenimin ne olduğunu soruyordu ben ise ona büyük bir enkazın altından yeni çıktığımı ve yeni hikayelere atılabilecek gücümün kalmadığından bahsediyordum asparın gözünün dolduğunu görüyordum ve en iyisi ben gitmeliyim diyordum ona,  o ise hayır demişti ağlamaklı ses tonuyla bende ona neden kendine benim yüzümden acı çektiriyorsun diyordum  o da ben teklifimi reddetmene değil senin bu kadar yaşadığın şeyi hiç olmamış gibi içine atmanı idrak edemiyorum ve bunu düşünmeden böyle bir şey yaptığım için kendime kızıyorum demişti ben de ona kendisine kızmamasını ne kadar da yıkılsam hayatın su gibi aktığını ve yeni bir güne uyanmak için mücadele etmem gerektiğini söylüyordum aspar sözlerim karşısında şaşırmış olacak ki belli bir süre sustu bende sustum çaresiz bakışlar kendi aralarında fısıldaşıyordu...



Sen YoksunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin