Dünyam başıma yıkılmış sanki her şey bir anda ters - düz olmuştu , içimde yaşadığım sızı sanki kalbimi sıkıştırıyor canımı yakıyor ama ben sesimi çıkaramıyor ve çaresiz gözlerle aspara bakıyordum.
Karşımda duran mezar taşları asparın annesi ve babasına aitti , yanlarında ufak bir mezar daha görünüyordu , mezarın asparın kardeşine ait olduğunu gördüğüm anda içimdeki sızı beni yerle bir etmişti. Yazlıkta gördüğüm resimde kuzeni ya da arkadaşıdır diye düşünmüştüm çünkü aspar bana kardeşinden hiç bahsetmemişti, farkına varmadan düşünceler çukurunda boğulmaya sürükleniyordum ama yanımda aspar vardı ve beni sarsıyordu . O an neye uğradığımı anlayamamış boş bir duvara bakar gibi mezar taşlarına bakıyordum , asparın bana neden hazır olup olmadığımı sorduğunu şimdi anlamıştım çünkü ruhlarımız, hiçte kolay olmayan bir durumun içerisine aniden atılmıştı. Kendime geldiğimde asparın kolları arasında yerde oturuyordum komadaki bir hasta gibi bilinçsiz ve hareketsizdim ama göz yaşlarım sele kapılmış gözlerimden bağımsız ve özgür hareket ediyordu. Aspar da benim gibi sessizdi ama beni tutmak için kendini bırakamıyordu , birimiz eğer kendini daha çok acıya teslim ederse bir daha toparlaması hiç kolay olmayacaktı . Yaşanan durumu daha da zor hale getirmemek için asparın elini tutup beni olduğumuz yerden çıkarmasını istedim , rengarenk çiçeklerin içerisinde yatan gizli acıyı bilmeyen dışında kimse göremezdi . Asparda öyleydi yüzü sanki çiçekler acıyor ama içindeki çiçek bahçesi çoktan solmuştu belki de daha kötüsüydü asla anlayamazdım ama en azından yanında olmalıydım bu şekilde düşünerek kendimi toparlayıp ayağa kalkmaya çalışıyordum ama incittiğim ayağım yüzünden yere düşmek üzereydim ki aspar beni tutmuştu bir kez daha o beni tutuyordu ama ben ona yardım edemiyordum . Ayağa kalkamasam da bir şeyler yapmam gerektiğinin farkındaydım , aklıma ilk gelen şey asparın gözlerine bakmaktı çünkü gözlerinde kalbini hissedebiliyordum ve onu yalnız bırakmamalıydım . Asparın gözlerine baktığımda içindeki korku dolu olan çocuğu sakinleştirebildiğimi fark etmiştim biraz da olsa içim rahat etmişti sonrasında ise ona sımsıkı sarılmıştım , saatler saatleri kovalarken ben aspara hala sarılıyordum o da bana sarılıyordu hava kararıyordu ama asparın ruhu yavaşta olsa ay ışığı ile aydınlanıyor ve biraz daha rahatlıyordu . Bir anda aspar kendini geriye çekti ve ilk kelimesi üşüyorsun yazlığa gitmemiz gerekiyor dedi , o haldeyken bile beni düşünmesi yüreğimi burkuyordu o kadar acıya rağmen nasıl bir kale gibi ayakta durup asla yıkılmıyordu şaşırıyordum ve asla bir şey söyleyemiyordum . Ayağa kalkmak için kendim kalkmayı denesem de aspar beni dinlemiyor ve yazlığa doğru tekrardan taşıyordu , yazlığa vardığımıza üzüntüden fark etmemiştim ama gerçekten üşüyordum sanki ateşim çıkmış gibiydi demeye kalmadı , aspar titrediğimi fark etti ve ateşim var mı yok mu diye eliyle alnımı kontrol etti . Gerçekten ateşim çıkmıştı ve hiç halim yoktu aspar yanımdan ayrılmak için adım attığı anda kıyafetinden tutup ona gitme demiştim çünkü korkuyordum ve üşüyordum yanımda kalıp beni ısıtmasını istedim ama o ateşimi düşürmemiz gerektiğini sonrasında yanımda kalıp beni ısıtacağını söylüyordu . Ne desem de boşunaydı aspardan söz ediyorduk sonuçta , bir kova su ve bir bez ile yanıma gelmiş bana uzanmamı söylüyordu , sözünü dinlemekten başka çarem olmadığı için mecburen yatağa uzanmıştım aspar ıslattığı bezi alnıma koymuş sonrasında ise ayakkabılarımı çıkarıyordu . Kıpırdayamamanın verdiği acı bir yana asparın ayakkabılarımı çıkarması beni mahçup ediyordu ama o bundan hiç şikayetçi değildi hatta bana bakıcılık yapıyordu resmen , ayakkabılarımı çıkardıktan sonra alnıma koyduğu bezi kontrol edip yeniledi ateşim biraz düşmüştü ve az da olsa kıpırdayacak mecalim olmuştu . Aspara artık durmasını ve iyi oluğumu söylüyordum o ise bana küçük hanım bu konuda konuşma hakkınız olduğunu düşünmüyorum diyip odadan çıktı ve beş dakika sonra elinde ufak bir tepside bana yemek getirdi , bana oturmamı rica ettiğini ve bir iki bir şey yemem gerektiğini söyledi ben ise o yemezse yemeyeceğimi söyledim o da bana önce benim yemem gerektiğini asıl ben yemezsem onun hiç yemeyeceğini söyledi . İki keçi inatlı kişi şuan karşılıklı oturuyordu , başka çarem olmadığı için bunu da kabul etmek zorunda kalmıştım ve kaşığıma uzanıyorken aspar beni engelledi ve kaşığı kendi aldı üzgünüm hanımefendi yaşınız daha bunları kullanmak için uygun değil o yüzden ben siz yemeğinizi yedireceğim diyerek bana aç bakalım ağzını uçak geliyor yapıyordu . Suratımı asmış dik dik aspara bakıyordum o ise gülüyordu benim bu halime , hadi ama ağzını açmazsan nasıl yemek yiyeceksin dedi ve bu seferde çuf çuf tren geliyor dedi bu durumdan kurtulamayacağımı bildiğim için ağzımı açmış ve yemeği yemiştim . Yemeğin ağzıma girmesiyle aldığım mükemmel aromayı tarif edemiyordum nasıl olur da bu çocuk bu kadar marifetli olabiliyordu bazen asparın gerçekliğinden şüphe ediyordum , aspar her kaşığı uzattığında yemeği hızlıca yemeye çalışıyordum bunu gören aspar şaşırmış bir halde bana bakarak gerçekten sevdin mi diye soruyordu ben ise ağzım dolu olduğu için kafamla onaylıyordum . Yemeğimi bitirdikten sonra aspara hadi beyefendi sıra sizde uçak ve çuf çuf zamanı dedim o da hay hay hanımefendi midem kazınıyor zaten o yüzden bu teklifi reddedemiyeceğim dedi bende hele bir reddet sonuçlarına nasıl katlanıyorsun diye ufak çaplı bir tehditte bulundum o ise sadece gülüyordu . İçimden güldüğüne seviniyordum fakat gerçekten mi gülüyordu yoksa üzüntüsünü bana belli etmek mi istemiyordu çözemiyordum, Asparda yemeğini bitirdi ve bulaşıkları kaldırmaya koyuldu bende kalkmaya yeltendim ama küçük hanım aklından bile geçirme sakın dedi hem sana ufak bir sürprizim var dedi o yüzden burada kalıp sürprizi görmemen gerekiyor dedi . Tahmini on dakika boyunca aspar yoktu meraktan çatlayacağımı düşündüm ama çok geçmeden aspar üstü örtülü bir tepsi getirdi bana gözlerimi kapatmamı ve 3 ten geriye saymayı bitirdiğinde gözlerimi açmamı söyledi , dediği gibi yapıp gözlerimi kapattım ve geri sayımını bitirmesini bekledim . Gözlerini açtığımda karşımda ufak bir pasta iyi ki doğdun küçük hanım yazıyordu , yaşanılan şeylerden ötürü doğum günüm olduğu bile aklımdan çıkmıştı ve bir şey daha aklımdan çıkmıştı anneme eve geç kalmayacağımı söylemiştim ama şuan akşam olmuştu endişelendiğimi fark eden aspar dur tahmin edeyim annene haber vermeyi unuttuğun için şuan panikledin değil mi dedi . Hayretler içerisinde aspara bakıyor ve bir bit yeniği olduğunu seziyordum çünkü asparın alttan hafif gülümsemesi bazı şeyleri açıklığa kavuşturuyordu ben ise aspara annemle ne ara bu kadar samimi oldukları hakkında soru yönelttiğimde bence önce mumlarını üfle yoksa sen üfleyemeden ortada mum kalmayacak diyerek yanıma geldi bende o zaman elini ver ve beraber dilek dileyelim dedi o da bugün doğum günü kızı ne derse o olur diyerek elimi tuttu ve beraber dileğimizi dileyerek mumu üfledik . Aspar yatağın dibindeki çekmeceden bir fotoğraf makinesi çıkarttı epey eski duruyordu ama kullanan kişiye bakılırsa temiz kullandığı kesindi , bana döndü ve bugünden bir anı kalması için gülümse küçük hanım dedi bende beraber çekinmek istediğimi söyledim o da önce seni tek çekeyim sonrasında elbette beraber çekineceğiz dedi . Fotoğraf çekme işi bittikten sonra aspara yatağı bana verdin sen nerde uyuyacaksın dedim o ise bana normalde başka bir oda da yatacağını fakat rahatsızlanmam dan ötürü herhangi bir şey olursa diye yere yatacağını söylüyordu ben ise bir şey olmayacağını ve rahat bir şekilde diğer oda da yatabileceğini söylüyordum ama inat ediyordu bende en son dayanamayıp yerde yatmanı istemiyorum yatağı paylaşalım aramızda yastık koyarız ve böylece sorun çözülür diye sitem etmiştim . Aspara baktığımda yüzü kızarmıştı ve hemen kafasını çevirdi bir iki dakika durduktan sonra dediklerimi düşünce ben de kızarmıştım ruhlarımız birbirine bu kadar yakınken bedenlerimiz hala birbirinden çekiniyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Yoksun
Roman d'amourÜzüntü çukurunda boğulup teker teker anılar tablolarına uğrayarak gerçek sevgiyi bulmayı çalışan bir aşığın psikolojik çöküntüsünün yaşantısı Bir aşığın sevgi ararken sevgiden vazgeçişi İlaçlarda onun gibi geçici