Meg yohandan ayrılalı iki ay olmuştu ama o hala onu bekliyordu beklemese bile minho böyle hissediyordu içten içe.Şu anda ortaklarıyla buluşmak için gidiyorlardı. Meg de yanlarındaydı ve ilk defa konuşmalarını dinleyecekti. Hepsi salondaydı ve meg'in süslenmesini bekliyorlardı. Meg aşağıya indiğinde minho da dahil olmak üzere hepsinin gözleri ona kilitlenmişti. Saçlarını savurup arkasını döndüğünde ise yine bütün üyelerin canınyanmıştı. Sırtındaki yaralar kırmızı bir çerçeve ve morluklarla kabuk bağlamıştı. Saçlarını arkasına atıp onları kapattığında ise minho ona arkadan sarılmıştı. Nedense bunu yapmayı sevdiği tek kadın oydu.
Meg içindeki kelebek hissini asla engelleyemiyordu. Meg hala düşünüyordu. Minho yavaşça meg'in dudağına yaklaştığında chanın sesi bölmüştü ikisinin hislerini.
"Heyy! Biz varız!!"
Meg kızaran yanaklarını elleriyle kapatmış önden arabaya doğru ilerlemişti. Artık kendi kabul etmişti.
O da seviyordu. Arabaya binmiş telefonunda makyajına bakıyordu. Rimelinin kötü olup olmadığını düşünürken kafasını kaldırdığında minhonun ona baktığını görmüştü. Araba durduğunda ceketini sırtına atıp inmişti.Yavaşça terk edilmiş bir depoya girdiklerinde meg garipsemişti. Hyunjin meg'e kolunu atmış yan yana yürürken adamları görmeleriyşe yavaşlamışlardı. Minho en öndeydi diğerleri de arkasındaydı. Adam çantadaki paraları yerden sürükleyerek minhonun tam önüne bırakmıştı.
-"800 milyon won. Ama bir şartla."
Minho elini cebine atmış dinliyordu. Adamla göz göze geldiklerinde meg'in içini kötü bir his kaplamıştı.
-"onu istiyorum. Davis. Üzerine 15 milyon won veririm."
Meg korkuyla üyelerin sessizliğini bozmasını bekliyordu. Hyunjin omzunu sıvazlayıp kendine çekti ve kulağına fısıldadı.
"Seni vermeyiz.."
Minho adamlara bağırmaya başladığında üyeler gerilmişti..
"SİZ BİZİM NAMUSUMUZA MI GÖZ DİKTİNİZ!!?"
Minho paraları onlara geri itmiş önlerine bırakmış sonrasında ise belindeki silahları tek tek atmalarını söylemişti. Herkes belindeki silahı çıkartıp oraya fırlattıktan sonra oradan uzaklaşmışlardı. Adamlarda eşyelarını toplayıp oraya gittikten sonra meg durdu. Büyük bir zarara mal olduğunu anlamıştı yüzlerinden. Herkes arabaya bindiğinde çiseleyen yağmur eşliğinde meg minhoyu deponun önüne çekiştirirken minho çok hoşnuttu.
"Benim yüzümden oldu değil mi? "
"O adama mı gitmek isterdin??"
"Hayır ama çok şeye mal oldum.."
"Hayır."
"Evet öyl-"
Minho günlerdir yapamadığı şeyi yağmurun altında yapmıştı. Ellerini beline koymuş onu arkadaki masa gibi olan yere oturtmuş ve yağmurda ıslanırken dudaklarını mühürlemişti. Meg ilk defa bir erkeğin onu öpmesinden mutluydu. Hyunjin arabanın camından ikiliyi seyrederken arabada şu konu döndü..
"ÖPÜŞTÜLER!!"
"NE OHA GOL!!!"
Chan bunu dedikten sonra kahkaha atmışlardı. Sonrasında pür dikkat görünmez camın ardından izliyorlardı..
Minho meg'in dudaklarını kanatana kadar öpüyordu. O altı ayın acısını çıkartıyordu. Nefessiz kaldığında ayrılıp birbirlerine baktıklarında meg'in yanakları kızarıktı. Minho boynundan öptükten sonra kulağına fısıldadı.
"Yaralarını sa-"
Meg eliyle minhoyu susturmuştu. Gözlerinin içine bakıp konuştu..
"Sen bana hep iyi geldin. Yapma lütfen yapma.."
"Peki sevgilim."
"Ne??"
"Fuckbuddy değilsin değil mi?"
"Bilmem yeni ayrıldım ben.."
"İki ay??"
"Tamam indir beni çok ıslandık zaten.."