13.ʙᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ-ᴋɪss ɪᴛ!-

170 9 3
                                    

Minho meg'i ağlarken görmüş bu yüzden ona bakmıştı. Onu çekemiyordu bu yüzden önüne geçti ve ona baktı. Yüzünü tuttu.

"Ağlama. Çok çirkin oluyorsun."

Meg bunu duyduktan sonra daha da ağlıyordu. Yağan yağmur sırtına deydikçe acıyordu canı. Ama yunho? Hayatının aşkı onu terk etmişti. Meg yaşadıklarını kafasında tartmış ve sonunda gerçekten kaybettiğini düşünüyordu.

Minho ceketini onun omuzuna koymuş ve acısını geçirmek istiyordu. Yere çömelmiş ağlayan kızı kucağına almıştı. Sırtına bastırmadan onu arabaya doğru götürüyordu.

"İndirir misin beni?"

"Hayır-"

Arabaya binmiş ve yaklaşık 20 dakika da oraya varmışlardı. Eve girmiş ve meg hızlıca kendi odasına gitmişti.

Minho sevdiği kızın aşk acısı çekmesine mi üzülse? Hiç tanımadığı adamlar tarafından dayak yemesine mi bilememişti. Onun yanındaydı ama hissettiremiyordu. Adamlardan birinin yanına gitmiş ve onu markete yollamıştı.

"Birkaç ramen ve birsürü çikolata al. "

Cebindeki siyah kartı ona uzatmış ve onu yollamıştı. Sonrasında üstünü değişmiş duş almış ve marketten aldıklarını hazırlayıp bütün üyelerle birlikte meg'in odasının önünde kapıyı açmasını bekliyordu.

"AÇ ARTIK ŞU KAPIYI!!"

Meg kapıyı açmış önündeki üyelere bakınca gülmüştü. Odaya geçtiklerinde hepsi oturmuş meg'i izliyorlardı.

"Bana öyle bakmayın. Garip hissettim."

Üyeler güldükten sonra onunla sohbet ediyorlardı. Biliyorlardı onun buna ihtiyacı olduğunu. Meg telefonu yete düştüğünde onu almak için edildiğinde üyelerin gözü sırtına gitmişti. Dolu gözlerle bakıyordu minho ona. Üyeler çıkmış meg ve minho odada yalnız kalmıştı. Bir anda ona sarıldı minho. Meg kalakalmıştı.

Minho meg'in boyun boşluğuna çenesini koymuş ona arkadan sarılıyordu. Meg derin bir nefes aldığında minho konuşmaya başlamıştı.

"Sana yaralar açtım. Korkular. İzin ver onları geçireyim."

Meg hala şaşkınlıkla onu dinliyordu. Minho ilk zamanlarda meg'in korkulu rüyasıydı. Tehditler yağıdırıyordu ama meg onu seviyordu. Her haliyle.

"Sırtındaki yaralar. Onları ben yaptım."

"Hayır.-"

Meg önünü minhoya dönmüş gözlerinin içine bakıyordu. Minho yavaşça ona yaklaştığında meg ilk defa geriye çekilmemişti. Sözlerinden korkmadığı tek erkek minhoydu. Ona iyi gelen tek erkek de oydu. Göz bebekleri büyüdüğünde minho yanaklarından tutup dudaklarına doğru yaklaşıyordu. Tam öpecekken küçük bedenle ayrılmalarına hyunjin neden olmuştu..

"MİNHO-oww"

İkisi aniden kaçtıklarında minho ona gözleriyle küfür ediyordu. Sonra beraber odadan çıktıklarında meg düşündü. Acaba onu öpseydi ne olurdu??

Minho odasına gittipinde sigarasını yakmış yatağına yatmış ve düşünüyordu. Olacakları. Ona dokunamazdı. Taciz edilen bir kızla zorla sevişemezdi. Onu sıkı sıkı saramazdı. Yaralarının canını yakmasını istemiyordu. Ama en çok ona zarar vermekten korkuyordu. Minhonun öfke kontrolü yoktu. Anlık bir sinirle az kalsın chanı öldürecekti..

Chan minhonun annesini araştırmış ve babası tarafından tecavüz edilerek zorla hamile kaldığını öğrenmişti.

"Neden kendine hata diyorsun? O babanın suçu-"

"SUS!"

Minho asla ailesi hakkında konuşmazdı. Çünkü zoruna gidiyordu. Tecavüz edilen bir annenin oğlu olmak. Annesinin her gün şiddet sesleriyle uyumak. Çığlıklarında boğulmak. Gözleri dolmuştu ve belindeki silahı chana çevirmişti.

"MİNHO YAPMA!!"

Minhoyu durdurmak için jisung önüne geçmişti. Sonra minhonun aklına o sahne gelmişti. Tetik sesi, kanlar polis sesleri annesinin cesedi babasını tutuklayan adamlar ve ortada kalan bir çocuk.

Minho yere çökmüş silahı fırlatmış ve ağlamaya başlamıştı. Ağlıyordu. O koca beden ağlıyordu.

Ya meg'e de böyle davranırsa? Kalkıp yattığı sigarayı iliklerine çekiyordu. Dolu gözlerle karşıdındaki aile fotoğrafına bakıyordu. Anne-baba-çocuk. Çok uzak olduğu bir kavramdı aile. Gözlerindeki yaşlar dökülünce aklına annesinin sözleri gelmişti.

"Annecim hadi kulağını kapat. Babanla konuşacağız. Ama ben ne kadar bağırırsam bağırayım asla odadan çıkma."

"Annecim benim. Acımıyor ki"

" Öpüp gidiyorum babanla konuşucam sadece"

"Baban yanlışlıkla yaptı."

"Sakın ağlama annem. Benim canım acımadı."

Sonra kendi cevapları geldi aklına..

"Anne babam neden bağırıyor?"

"Çok kanadı mı?"

"Öpmemi ister misin?"

"Ağlama anne ben büyüdüğümde seni alıcam kurtulacağız."

"Acımış gibi duruyor."

"Ama çok kanamış."

Büyük bir ihtimalle o asla çocuk sahibi olamazdı. Ya oğlunun gözünde öyle bir baba olursa??

İris Çiçeği~•skz-minho•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin