10.ʙᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ-ᴛʀᴀᴠᴍᴀ-

164 7 7
                                    

"Öp beni!"

Meg bu sesi duyduğunda gözleri açıldı ve baktı. Canı acıdı. Sevmediği bir erkeği kendine şartlamak acıttı canını. Minho koltuğa yayılmış bir şekilde ona baktı. Elleriyle gel işareti yaparak yanını işaret etti. Meg diken üzerinde oturmuş gibi oturdu oraya.

"Rahat bırak kendini. Yunho ile ne yaptınız?"

Meg bu soruya çok bir cevap vermek istemedi. Minhonun ondan hoşlandığını anladığında canı acıdı. Nasıl diyecekti onu öptüğünü.

"sen iyi misin?"

Minho ısrarcı ve sert bir tonla tekrar sordu yanındaki bedene dönerek.

"Öpüştüğünüzü biliyorum-"

Minho bi anda irkildi ve dikildi. Karşında annesini görüyordu. Bu bir kabustu. Ama çok gerçekçiydi. Minho gözlerindeki yaşları zor tutuyordu. Tekrar baktı. Ve titrek bir sesle haykırdı.

" ANNE!!"

Yanına gitti koşarak. Meg korkuyordu. O koskoca beden hüngür hüngür ağlayarak boşluğa sarılıyordu. Meg telefonu alıp chanı aradı ve olanı anlattı. Sonrasında boşluğa ağlayan minhoya baktı.

" Minho yanıma gel hadi."

Minho sonra babasını gördü. Ve içindeki nefreti kustu.

" BU SEFER ARANIZDAN ÇIKMAM!"

Meg minhonun yanına gitti. Elini tuttu ve ona baktı.

"minho orda kimse yok."

"Meg çık aradan onda bir silah var!"

Sonrasında minho sanki gerçekten biri vurulmuş gibi derin bir çığlık attı. Hayır diye haykırdı evde. Meg ona baktı. Yerde anne diye sayıp çığlık atan bir adam vardı. Önü geçti, elini tuttu ve ona sarıldı.

"Geçti!"

Minho o küçük bedene bıraktı kendini. Haykırıyordu hala. Annesinin ölümünü tekrar tekrar görmek acıtıyordu.

"O ölmesin!"

"Minho. Bana bak lütfen."

Minho kanlı gözlerle baktı kıza. Ağlamaktan morarmış göz altları ve şişmiş yanaklar. Gözlerindeki yaşları sildi ve Minhoyu odasına çıkarttı. Yatağa yatırdı ve üzerini örttü.

"Hadi biraz uyu."

Minho gözlerini kapattığında meg ona baktı. Küçük bir bedene güvenerek uykuya dalmıştı minho. Meg o uyurken aşağıya indi ve ona güzel bir çorba kaynattı. Üyelerin gelmesiyle evdeki gerginlik biraz geçmişti. Hepsi üzerini değişip yemek yerken meg de üzerini değişmek için koridora çıktığında minhonun odasından birkaç minik çığlık geldiği için kapıyı açtı. Kan yer içinde yine kabus görüyordu. Meg minhonun yanına gidip onu dürttü.

"Minho kalk! Seni böyle görmek canımı acıtıyor."

Minho hala kıvranıyordu. Ağlamak, çığlıklar ve acı dolu sesler. Meg tekrar onu dürttü ve sarstı. Üyeler de sesi duyunca odaya chan ve hyunjin gelmiş diğerlerinş almamışlardı.

"MİNHO!!"

Minho bir anda irkildi ve uyandı. Meg'i görünce ona sarıldı ve yalvardı.

"Annemi görmek çok korkunç!"

"Anlıyorum. Geçmişi görmek acı veriyor değil mi?"

"Ben istemiyorum."

Tekrar minhoyu sakinleştirdiler ve bu sefer sakinleştirici verdiler. Gece her saat başı bir saat arayla minhonun yanında nöbet tutacaklar ve krizlerde ona yardım edeceklerdi. Saat 4 tü ve meg'in sırasıydı. Uykulu uykulu odayq gitti ve kapıyı kapattı. Minhonun odasına gitmek için telefonunu aldı ve sonra minhonun odasına girdi. Yatakta onu göremedi ve balkonda da. Sonrasında odasının içinde bulunan tuvalete baktı. Kapıyı çaldığında ses gelmeyince açtı. Bir hap şişesi ve kapı açıldığı anda onları yutan minho.

" HAYIR!"

Minho ağzındaki hapları yutmaya çalışırken meg onu çekiştiriyordu.

" MİNHO TÜKÜR!!"

Meg minhoya bağırdığında minho durdu ve bütün hapları tükürdü.

" APTAL!"

Minho kafasına vurmaya başlamıştı. Gerçekten onu ne bu kadar yıpratıyordu.

"Minho bu sen de-"

Meg minhonun bileğini tuttuğunda içindeki kesiği gördü.

" Aptalsın! Aptal! APTAL!"

"Bana bağırma! Senin de kolunun içinde üç kesik var!"

"Sus konu sensin!"

" meg beni neden kimse sevmiyor?"

Meg durdu. Derin bir nefes aldı ve inkar etti.

" Hayır senin çok sevenin var-"

" bana yalan söyleme. Sen bile beni sevmiyorsun davis? Sen bile benden nefret ederken neden bedenim ve ruhum hala burada olmalı"

" Minho ben-"

" Bana şunu söyle. Neden ben olamıyorum?"

"Ben seni abim olar-"

"Nefret ediyorsun."

"Hayır-"

Minho bir anda kalkıp yatağına yattı ve uyuyor gibi duvara döndü.

İris Çiçeği~•skz-minho•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin