15.ʙᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ-ʏᴇɴɪ ᴋᴜʀʙᴀɴ-

159 10 1
                                    

"Seninle öpüşmek diyorum. Çok zevkli.."

"Ya yeter kusucam artık!"

"Peki meg? O zaman sustur beni."

"Ay nasıl susacaksın söz yapıcam yeter ki sus-"

"Sevişelim mi??"

Meg içtiği suyun boğazına kaçmasıyla birkaç sert öküsürüğün ardından yanındaki ıslak saçlı bedene baktı. Eve gelmişler ve duş almışlar sonrasında ise meg minho'nun odasına gitmişti. Beraber sarılırken minhonun kurduğu cümleler meg'i şaşkına uğratıyordu.

"Minho yeter!"

"Tamam tamam. Şakaydı."

Minho derin bir nefes almış yanındaki bedenin belini okşuyordu. Gözleriyle göğüsünde yatan kıza baktı. Düşlerini onun sesi böldü.

"Minho. Sence herşey çok güzel gitmiyor mu? Herşey bir anda yoluna girdi.."

Minho elini saçlarımda gezdirdiğinde içimdeki hissi engelleyememiştim. Ama gerçekten biraz kuşkucuydu. Oradan kalkıp odama gittim. Yarın okul vardı. Ara tatil bitmiş ve okul başlamıştı. Sabah erkenden kalkıp formasını giymiş saçlarına hafif dalgalar vermiş ve maskara sürmüştüm. Sonrasında çantasını hazırlamış ve aşağıya inmiştim.

"Günaydın!!"

"Günaydın jeongin.."

Diğerleri uyurken kahvaltımızı yapmış Sonrasında çantamı almak için yukarıya çıkmış ve minhonun odasına bakmıştım. Çok tatlı uyuyordu. Sonrasında düşündüm. Gerçekten yohanın yaptığı şeyleri yapar mıydı zamanla? Odasından çıkıp çantamla aşağıya inmiş ve okula gitmiştik.

Sınıfa girdiğinde yohanı görmüştü. Her defa olduğu gibi aklına yaşananlar geliyordu. Sırasına oturdu. Arkasında yohanın sevgilisiyle telefonda konuşmasını duyuyordu. Omuzunda bir el hissettiğinde dokunuşundan anlamıştı onun yohan olduğunu.

"Müzik sınıfına gel."

Müzik sınıfında genellikle zorbaların çıktığı yerdi. Camları boydan olduğu için genellikle oradan atmakla tehdit ederlerdi. Meg korkak adımlarla oraya çıktığında birsürü insan vardı. Karşılarındaki yohana bakan birsürü öğrenci.

"Ah hoşgeldin küçük sürtüğüm~"

"NE ZIRVALIYORSUN!!?"

Yohan meg'i yanına çağırdığında meg biraz yaklaşmış ve yaklaşmasıyla yohan saçından tutup geriye doğru çekmişti.

"Vay be meg. Burdaki herkesin senden alacağı var!"

Meg hepsine tek tek baktığımda gerçekten korkuyordu. Birsürü insan vardı.(...) meg darmadağın yüzüne baktıktan sonra çantasını alıp okuldan ayrılmıştı. Şu an evde kimse yoktu ama eve giderse korumalar onu yakalardı. Sahile doğru gitmişti. Zaten yakındı.

Yüzüne çarpan soğuk rüzgar patlamış dudağı ve kanamış yanağına iyi geliyordu. Biraz afallayarak da olsa yürüyordu. Sahile gittiğinde ayakkabılarını eline almış ve çantasının yanına kuma koymuş, ayaklarını denize yöneltmişti. Birkaç adım atıp bileklerini denize soktuğunda aklına o sahneler geliyordu.

19 yaşında bir kız, 15 yaşında taciz edilmiş, şiddet görmüş, 19 yaşında tekrar tecavüze uğramış, hiç tanımadığı insanlardan dayak yemişti.

Bunları düşünürken gözlerindeki yaşlar da akıyordu. Yanaklarından kayan yaşlar yaralarına iyi geliyordu. Sonrasında geriye dönüp ayakkabılarını ve çantasını almış çıplak ayak yurda yürüyordu. Acıyordu ayakları ama kalbi de acıyordu.

İnsanlar ıslak ve deli gibi duran bu kıza bakmaktan alı koyamıyordu kendini. Yaklaşık yirmi beş dakika yürüdükten sonra korumalar elindeki şeyleri almak istediğinde hepsini engellemiş ve eve gitmişti. Yatağına yatmış ve gözlerimi kapatmıştı.

Üyeler eve geldiğinde meg'in evde olduğunu düşünmüyorlardı. Korumalar onlara meg'in eve geldiğini söylediğinde minho üzerini değiştirip onun odasına girmiş ama onu uyurken gördüğünde dokunmamıştı.

Saatler geçtiğinde minho merakına yenik düşüp tekrar meg'in odasına gitmişti. Yanına gittiğinde saçlarını okşayıp onu kendine çevirdiğinde patlak dudağı onu kuşkulandırmıştı. Kırmızı gözleriyle ona bakan meg'e ne olduğunu anlayamamıştı bile. Elini kızın alnına koyduktan sonra onun sıcak olduğunu yüzünün darmadağın olduğunu ve ıslak olduğunu fark etmişti.

"Neden sıcaksın sen? Yüzünün hali ne?"

Kızın gözleri tekrar dolduğunda minho ona sarılmıştı. Sarılmanın ardından hıçkırıklara boğulmuştu. Ağlarken ise ağzından sadece tek bir isim çıkmıştı.

"Yunho-!"

Duyulan isimle minho içindeki öfkenin sesini duymuştu. Kızın üzerini değişmesi için ona birkaç kıyafet vermiş ve saç kurutma makinesini alıp o otururken saçlarını kurutmuş sonrasında onu kendi odasındaki kuru yatağa yatırmış ve aşağıya inmişti.Diğerleri öfkeyi hissetmişti bu yüzden ona sorular sormaktan kendilerini aşı koyamamışlardı.

"Ne bu sinir?"

"Yeni bir kurbanımız var."

Minhonun dedikleri üzerine üyeler doğrulmuş ve pürdikkat onu dinlemişlerdi..

İris Çiçeği~•skz-minho•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin