Bölüm 16" Yuvaya dönüş"

64 4 1
                                    

📌📣Herkese selam dün dediğim gibi bugün yeni bölüm geldi. Umarım beğenirsiniz🙏🏻 Sizden ricam oy atıp yorumlarınızı belirtmeniz. Buradaki motive kaynağım sizlersiniz ve okuduğunuzu görmek, bilmek beni mutlu ediyor♥️💌 Ufak bir spoiler verecek olursam bu bölümden sonra işler karışmaya başlıyor ve sizin de bazı noktalarda şaşıracağınıza eminim🙃 Keyifli okumalar diliyorum♥️.





Sabahın erken vaktinde kalktım, güneş daha doğmamış yağmur çiseliyorken bu ses bile beni uyandırmaya yetmişti... Artık yeni işimin ilk günüydü... Arkadaşımı,dostumu bu kötü iftiradan kurtarmak istiyordum ve yapacaktım, kararlıydım. Yataktan kalktığım gibi yatağı topladım ve Alper'in verdiği üstleri çıkartıp kendi üstümü giydim. Belki de o bana kuzenimin, annemin diye verdiği üstler Bade'nin üstleriydi... Üstleri çıkartıp güzelce katladım ve odadaki son düzenlemeleri de tamamladım. Odadan çıkmadan arkama dönüp bir bakış attığımda oda sanki ben hiç kalmamışım gibiydi. Katladığım üstleri elime alarak kapıyı ardımdan kapattım. Üstleri Alper'in bana getirdiği odaya koymak üzere ilerledim. Her ne kadar girip girmemek konusunda kararsız kalsam da merakıma yenik düştüm. Merak ediyordum... O oda acaba onun muydu? Yavaşça kapıyı açtığımda uysal adımlarla içeri girdim. Oda Alper ve benim kaldığım göre aydınlıktı ve mobilyalar, halı her şey bembeyazdı.Yatağa doğru ilerlediğimde komidinin üzerinde beyaz bir çerçeve gördüm, elime aldığımda onları gördüm... Alper ve Bade... Alper bu evdeki bahçedeki bir sandalyeye oturmuş, gözleri kısılmış şekilde çok içten bir şeye gülüyordu.Arkadan onun boynuna sarılan Bade de ise aynı gülüş vardı... Mutlulardı, yani öyle gözüküyorlardı. Alper'in bana da güldüğü birçok zaman olmuştu ama bu fotoğrafta bir farklıydı. Bakışları, gülüşü... Niye kıyaslıyordum ki? Ben kimdim? İşine yaramak üzere para karşılığında onunla antlaşma yapmış biriydim. Belli ki unutamamıştı onu, kıyamamıştı odasını bile bozmaya... Fotoğrafı bile kaldırmamıştı. Çerçeveyi yavaşça olması gereken yere bıraktım. Buradaki yanlış kişi bendim ve bunun farkındaydım.
Odanın kapısı hızlıca açıldı, içeriye anladığım kadarıyla beni arayıp bulamayan Alper girdi.
-" Ne yapıyorsun burada?" Dedi bana bakarak
-" Hiç... Kuzenin Badeyle senin fotoğrafına bakıyorum. Ne güzelmişsiniz!"
-" Bade mi?"
-" Niye bana yalan söyledin Alper? Neden kuzenin değil de sevgilin olduğunu söylemedin?"
-" Sevgilim değil... Yani eski sevgilim."
-" Sana bir soru sordum." dedim yüzümdeki cevap arayan bakışlarla...
-" Bilmiyorum, söyleyemedim... Belki de yalan daha basit geldi."
-" Ona bu kadar mı değer veriyorsun? Odasındaki çerçevenin bile yerini değiştirmeyen sen..."
-" Devin, bunların hiçbiri seni ilgilendirmez farkında mısın? Seninle oturup eski sevgilimle neden ayrıldığımızı veya ona ne kadar değer verdiğimi sana mı anlatacağım zannediyorsun? Hani bana ATV kiralama yerinde demiştin ya sana ne diye, şimdi ben sana soruyorum. Sen kimsin Devin, sana ne?" Sesinin desibeli yükselmişti.
Hiçbir şey demek istemedim ağzımdan tek bir şey çıktı...
-" Haklısın, bana ne. Ben senin neyinim ki? Dedektifçilik yapacak, parayla satın aldığın biriyim." dedim ona kıyasla sakin bir sesle ve omuzuna çarparak çıktım odadan... Evin kapısının yanındaki dolaptan kabanımı ve botlarımı giyip çantamı da alarak dışarı çıktım. Arabanın yanına gittim ve beklemeye başladım. Yüzüme yağmur damlaları iniyordu, saçlarım ıslanıyordu ama umursamadım. Alper çıktı sonrasında... Yanımdan geçti ve arabanın kapısını açarak bindi, ben de bindim. İkimiz de konuşmuyorduk, arabayı çalıştırdı ve evin dış kapısından da çıktı. Arabının içerisinde bir tık sesi bile yoktu. Duyabildiğim tek ses cama düşen yağmur damlaların sesiydi. Hava aydınlıktı artık fakat güneş falan olduğu yoktu aksine hırçın koyu gri bulutlar sahiplenmişti bugün gökyüzünü... Alper'in telefonu çalmaya başladığında Alper telefonu eline alarak açtı,
-" Efendim?" Sesi bu kez sakindi
-"Yoldayım... Evet 2 saat sürmez, toplantıya yetişirim. Sen hallettin mi o işi? Tamam... Ben gelince konuşuruz."
Diyerek kapattı telefonu ve aldığı yere geri koydu. Ben yokmuşum gibi davranıyordu, belki de umursamıyordu... Bense kendi camımdan yağan yağmur damlarlarına bakıyordum.
İstanbul il sınırı göründüğünde Alper arabayı sağa çekti ve ilk defa bana döndü.
-" Çocuklar seni evine bırakacak, arkadaki araba..."
Dediği sırada ona cevap vermeden arabadan inip kapıyı kapattım. Arkadaki siyah mercedes beni bekliyordu. Alper hala gitmemişti, binmemi bekliyordu. Arabadan inen adam bana kapıyı açtı, bindim. Bizim hareket etmemizle beraber Alper de etti. Arabaya yavaşça yaklaştı ve aynı hizaya geldi, soluna döndü ve bana baktı. Gözlerimiz birleştiği sırada gözlerimi gözlerinden çektim ve kafamı farklı yöne çevirdim. Birden onun olduğu taraftan gaza basma sesi geldi... Bizi ardında bırakarak son süratle uzaklaştı... Başımı öne eğdim bunu yapmamla birlikte öndeki perçemlerim yüzüme indi, derin bir nefes alıp başımı kaldırdım. Yarım saat içinde araba beni eve bırakmıştı. Arabadan indim ve küçük demir kapıyı açtım.
İşte evim... Apartman kapısını açarak içeri girdim, merdivenleri yavaş yavaş çıktım. Evimin kapısını açtım ve evimin kokusunu aldım. Odama gittim ve dolabımdan pijama çıkardım. Banyo yapmalıydım.Banyoya girdiğimde sıcak suyu açtım. Üstümü çıkarıp duşa kabine girdiğimde sıcak suda öylece durdum... Musluk suyuyla gözyaşlarım birbirine karışmıştı. Ağlıyordum... Günlerdir karışık duygular hissediyordum, sürekli düşünce halindeydim ve bu beni çok yormuştu.

Duşumu alıp çıktığımda kahvaltı yapasım yoktu. Sıcak bir papatya çayı yaptım kendime.Daha fazla düşünmek istemiyordum, bunu önlemek amacıyla televizyondan Avrupa Yakasını izleme kararı aldım. Çayımı yudumlarken yanımdaki telefonun titremeye başlamasıyla telefonumu elime aldım. Bir bildirim gelmişti.
Alper'den...
" Artık resmi olarak tatilin sonuna geldin... İşe bu andan itibaren başlarsan iyi olur:)."

Her Şey MümkünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin