Yere düştü Ceyda... Serter arka tarafa doğru koşmaya başladı.
-" YAKALAYIN ONU!"
Koştum Ceyda'mın yanına.
Öylece yerdeydi, yatıyordu...
Gözleri tavandaydı.
Hemen atkımı kalbine koyarak baskı yapmaya başladım, kalbinin olduğu yer kan gölüydü...
Çok hızlı kan kaybediyordu.
Kolumdan tuttu titreyen ellerinin bir tanesiyle.
-" İyi ki benim kardeşim oldun."
-" Deme öyle hayır... Geçmiş zamanla konuşma. Kurtulacaksın."
Safa da koşarak gelmişti benimle...
-" Sevgilim..." dedi gözlerini yavaşça ona çevirerek Ceyda. Ellerinden tuttu aşkının.
-" Sevgilim."
-" Ayrı kaldığımız her gün için senden özür di-"
Birden titremeye başladı Ceyda... Gözleri açıktı ama şokta gibiydi.
Kafasını elleriyle kaldırdı Safa, saçlarını okşamaya başladı.
-" HAYIR!" Sesli bir şekilde bir feryat tuttu Safa'yı.
Bense hâlâ atkımı Ceyda'nın kalbinin üzerine bastırıyordum, gözyaşlarım akıyordu.
Ceyda'nın eli yere düştü.
-" CEYDA UYAN CEYDA!" Ağlıyordum hüngür hüngür ağlıyordum... Titremeye başladım, olamazdı... Daha az önce bizimle konuşmuştu, mümkün değildi.
Safa yere oturdu ve bacaklarının üstüne koydu sevdiğinin kafasını.
-" Özür dilerim, seni kurtaramadığım için... Özür dilerim erken gelemediğim için..."
Ağlıyordu,şiddetliydi.
-" Seni seviyorum...Seni çok seviyorum sevgilim."
Ceyda'nın gözleri hâlâ açıktı ama yüzü bembeyazdı, kireç gibi... Yüzüne doğru eğildim, titreyen ellerimle gözlerini kapattım. Gözlerinden öptüm kardeşimin... Son öpüşüm müydü?
Ayağa kalktım ve koşarak dışarı çıktım. Gökyüzü karın etkisiyle bembeyazdı. Havaya baktım ve derin derin nefes almaya başladım. Renkler... Artık sanki her şey siyah- beyazdı.
-" Devin... Başımız sağ olsun."
Alper'i hızlıca ittim.
-" ALLAH BELANI VERSİB ALPER! SANA DEDİM BAŞKASI YAPSIN DEDİM! İLLA CEYDA DEDİN... KARDEŞİM ÖLDÜ SİZİN YÜZÜNÜZDEN..."
Karların üstüne çöktüm ve acıyla bir feryat çıktı ağzımdan... Kapattım gözlerimi ellerimle...
-" ALLAHIM...ALLAHIM!"
Kalbim acıyordu... Kalbimi götürdüm ellerimi ve sıvazlamaya başladım. Gökyüzüne baktım tekrardan Allah sanki oradaymış gibi...
-" ALLAHIM BANA YARDIM ET... YALVARIRIM, YALVARIRIM...."
-" Kalk, yapma böyle Devin..."
-"Senin yüzünden oldu Alper! Güvenlikli olacak dedin, bir şey olmayacak dedin... Güvendim ben sana!"
-" Benim suçum yok, bir şey yapmadım ben Devin..."
-"Siktir git Alper. Seninle işim yok artık."
Ayağa kalktım, tek başıma. Deponun kapısının önünde durdum...Uzaktan baktım ona, oradaydı hâlâ. Sonsuz uykusuna dalmıştı Ceyda'm. Yanına gittim, tekti Safa yoktu. Eğildim ve yüzünü okşadım, Serter'in vurduğu yeri okşadım, yavaş yavaş usul usul... Öptüm onu, yüzünün her yerinden öptüm. Kanlar kurumuştu... Hem atkım hem de üstüm her yer kandı ama kurumuştu... Ceyda'nın yüzü hiç olmadığı kadar beyazdı... Yüzündeki kanlar çekilmişti, dudakları kuruydu. Ceyda gibi değildi sanki. Sarı saçları yere yayılmıştı. Saçlarının bir tutamını aldım elime, okşadım...
-" Küçüklüğüm... Her şeyim..."
-" Onu götürmeliyiz..." Safa neredeydi bilmiyorum ama geri gelmişti.
Yanımıza geldi ve yavaşça yere çöktü Safa. Yavaşça kucağına aldı Ceyda'yı sanki incinir gibi... Ama artık incinemezdi Ceyda,incindiği kadar incinmişti ama artık incinemezdi.
Kucağındayken iyice göğsüne çekti Ceyda'yı Safa. Gözlerini umdu ve öylece kaldı bir süre.
Sonra açtı gözlerini ve dimdik durdu, arabaya bindirdi onu... Uzaklaştılar bizden...
-" Hadi gel gidelim..."
-" Evime gitmek istiyorum."
-" Tamam, tamam eve götüreyim seni..."
Arabanın arkasındaydım, öylece kanlı ellerime bakıyordum... Hâlâ titriyorlardı, elimdeki kan kardeşimin kanıydı. Hiç böyle bir gün hayal etmemiştim...
17 yıldır hayatımda olan, bana can kardeş olan kişi artık yoktu... Ailem kadar ailem olan kişi artık nefes almıyordu... Ben bu ânı asla düşünmemiştim... O bu dünyada sadece sevilmek istedi, değer görmek istedi, kendine bir aile istedi... Ve bu isteği onun sonu oldu... Sadece haftalar sonra 25 olacaktı, 25 ya 25! Daha hayatının başındaydı benim Ceyda'm... Aldılar onu benden... Benim gözümün önünde, bile bile, acımasızca kıydılar ona... O bunu hak etmemişti, o bunu hak etmemişti...
Araba durdu, hiçbir şey demeden indim arabadan. Arkadamdaydı o da... Ona döndüm.
-"Gelme yalnız kalacağım."
-" Geleyim."
-" Hayır."
Arkama bile bakmadan içeri girdim. Hiçbir şey olmamış gibi cebimden çıkardım anahtarımı... Her zamanki gibiydi her şey... Evimiz habersizdi her şeyden. Salona baktım, dün akşam birlikte içtiğim çay bardaklarımız oradaydı. Onunkine elime aldım, yeşil kupasıyla çay içmek en sevdiği şeylerden biriydi... Hâlâ rujunun izi vardı, en sevdiği rujunu evde olsa bile hep sürerdi.
Yavaşça geri yerine bıraktım. Adımlarım onun odasına doğru ilerliyordu.
Kapısını yavaşça açtım... Genelde dağınık olan odası normalin tersiyle topluydu... Camı açık bırakmıştı, uzun perde serinlikten dolayı hafif havalanıyordu.
Gözlerimden yaşlar aktı usulca. Gözlerimden aralıksız yaşlar akıyordu, artık ferim gitmişti. Yatağına doğru ilerledim oturdum köşesine, yastığını aldım elime, yüzümü bastırdım. O kokuyordu... Gözlerimi kapadım, aklım ilk tanıştığımız güne gitti.
İlk sırada oturuyordu, diğerlerinin aksine annesi veya babası yoktu yanında. Annemin elini yavaşça bıraktım ve sınıfın içine girdim. Yanına oturdum, bana döndü. Gözleri kırmızımsıydı, sanki ağlamıştı, dudakları büzülmüştü.
-" En yakın arkadaş olalım mı?" Dedim gülümseyerek ona.
-" Hemen mi?" Meraklı gözlerle bana bakıyordu.
-"Evet."
-"Tamam."
Ona sarıldım ve onu hiç bırakmadım, işin tek farklı tarafı biz onunla en yakın arkadaş değildik, biz onunla kardeştik. İlk defa onunla tattım kardeşliği... Benim kardeşim yoktu, olamamıştı. O öğretti bana aslında kardeş olmak için kan bağına gerek yokmuş, önemli olan can bağıymış...
İşte o gün öyle dediğim için, onun yanına oturduğum için şu an bu haldeydim.
Gözlerimi yavaşça açtım, Ceyda'nın yatağında uyuyakalmıştım. Keşke uyanmasaydım, belki o zaman acı çekmezdim.
Kalkarken bir hışırtı geldi yataktan, bu bir kağıt hışırtısıydı. İki tane katlanmış kağıt gördüm. Bunlar ilk defa gözüme çarpmıştı. Elime aldım ikisini de.
Safa'ya ve Devin'e...
Devin'e denileni açtım.
Ceyda'nın yazısıydı.Devin'im;
Biliyorum ki eğer bunu okuyorsan bir şeyler ters gitmiş ve bana bir şey olmuştur. Sense eve dönmüş ve benim odamdasındır. Eğer ben iyiysem, bu iki kağıt da ya çöpe ya da çekmecelerin arasına unutulmak adına tıkılmış olacaktır.
Devin...
Kardeşim... Bu satırları yine de yazma ihtiyacı duydum çünkü biliyorum, bu iş mutlu sonla bitmeyecek. Sana teşekkür ederim... Her ânımda beni desteklediğin için, beni sevdiğin için, bana anne duygusu aşılamayan öz annem yerine beni küçük kız çocuğunmuş gibi önemsediğin için, her üzgün olduğumda veya ağladığımda yanımda olduğun için, bana hep başımı koyacak bir omuz olduğun için, bana 3. bir kardeş olduğun için, beni koruduğun için... Hayatımdaki tüm iyi şeyleri senin sayende kazandım Devin... Sen benim en büyük iyiki'm oldun. Benim yaşadığım çoğu güzel hatıraların ana karakteri sendin Devin... Sen benim meleğimdin... Geçmiş zaman kullanmayacağım çünkü sen benim şu an hayatta olmasam bile meleğimsin. İyi ki 1.sınıfın ilk gününde benim yanıma oturmuşsun... Seni çok seviyorum meleğim... Sakın üzülme arkamdan bitanem... Bil ki sen üzülürsen ben kahrolurum. Beni hiç unutma ama kalbinde bir yara kabuğu da tutmayayım. Beni hep iyi hatırla, o yerde çaresizce yatan kişi olarak değil de hep sana kocaman gülen gözlerimle hatırla beni. Hayatına devam et Devin, sanki ben hiç olmamışım ama hep de olacakmışım gibi.Kalbinin en güzel yerinde sakla beni, sen benim kalbimin en güzel yerindesin.
Bu bizim için bir son değil...
Bir gün seninle tekrar kavuşacağız ve ben o günü sabırsızlıkla bekliyor olacağım.
Seni her daim gökyüzünden izleyeceğim.
Arkamdan bolca ağlama sakın... Hep gül ve iyi hatırlat beni.
Hoşça kal Devin'im.
Kardeşin.Ayağa kalktım ve pencereye ilerledim, gökyüzüne baktım, kardeşim beni oradan izleyecekti. Derin bir nefes aldım, ağlamamalıydım eğer ağlarsam kardeşim kahrolurdu. Camı kapatırken Alper'in arabasını gördüm, gitmemişti...
Pencereyi kapattım ve mektubumu tekrar okumaya başladım, artık en sevdiğim şey buydu belkide her gün defalarca okuyacaktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey Mümkün
RomanceYeni mezun iş aramakta olan Devin ve Ünlü iş insanı Alper Yücesoy, Yücesoy holdingin verdiği bir davette kötü bir şekilde tanışırlar. Daha sonra Devinin ummadığı bir şekilde bir antlaşma çıkar ortaya... Bu hem bir arkadaşlığın sonuna hem de büyük bi...