Her Şey Mümkün

Bölüm 25 'kabul'

Sevgili okuyucularım, yeni bölüme hoş geldiniz! Öncelikle yokluğumda hikayemiz 641 görüntülemeye ulaşmış, bu beni motive etti ve hemen ekran başına oturdum ve sizlerleyim. Hepinize çok teşekkür ediyorum:) Umuyorum ki desteğinizi benden esirgemezsiniz. Lütfen oy atmayı ve fikirlerinizi buradan benimle paylaşmayı ihmal etmeyin( düşüncelerinizi merak ediyorum.)

Kitap veya karakterler hakkında bilgi edinmek isterseniz aktif olarak kullandığım TikTok hesabımı takibe alabilirsiniz.( Link profilimde mevcut.)

TİKTOK: user.melodyy

Harala güreleyle Ceyda ve Safa evden çıktılar. Bende onlarla gitmekte kararlıydım fakat Alper ve Safa pek olumlu bakmadılar ve gitmeme izin vermeden apar topar çıktılar. Şimdi ise yine Alper'leydim ve onun arabasındaydım. Hava soğuk olmasına rağmen koltuk ayarlanana göre ısınabildiği için çok da soğuk havayı hissetmiyordum, işte zenginlik böyle bir şey! Adamlar popişlerinin iki saniye üşümesine bile izin vermiyorlar. Nereye gidiyorduk bilmiyordum, Alper'e göre bir hava değişikliği olsun diye çıkmıştık. O bu değimi mecaz anlamda kullanmıştı ama anlaşılan gerçeğe dönecekti. Aklım Ceyda'daydı, acaba kabul edecek miydi? Ceyda'nın son iki aşk olayını ( umarım sadece ikidir.) bilmesem de liseden beri onun aşka bakış açısını biliyordum. Sevdiği zaman çok çabuk bağlanan ve gözü hiçbir şey görmeyen karakterde bir yapıya sahipti. Bu özelliği Serter'de de geçerli miydi bilmiyordum ama dün gece ağlamasına ve anlattıklarına göre öyle gibiydi. Nasıl bir işin içine düşmüştük? Serter hiç güven vermiyordu, Ceyda'nın bu işe girmesi ahmaklıktı ama zorunluydu da. Sahi, eğer bu işe tamam demezse gerçekten Alper onu emniyete mi şikayet edecekti? Alper'e döndüm ve bunu onun da fark etmesiyle bana yandan bir bakış attı.

-' Alper gerçekten eğer dediğini yapmazsa Ceyda'yı emniyete mi şikayet edeceksin?' dedim korkuyla.

Bana bu sefer tam dönerek,

-' Bilmem. Şu anlık sadece onu korkutmak için söylenen bir şeydi ama eğer bu saçmalığa devam ederse bu benim en doğal hakkım.'

-' Neden Ceyda'ya yaptırıyorsun bunu? Eğer istersen bir adam sokarak bu işi hallettirebilirsin.' dedim cevabı bekleyerek.

-' Bak Devin, o işler sandığın kadar kolay değil. Serter işini sağlam kazığa bağlar, onun bilgisi bana her halükarda geliyor ama biliyorum ki dışarıdan onun çevresine adam soksam bile bu çok uzun zaman alır çünkü güvenmez buna eminim. Şu anda halihazırda içeride olan adamları ise onu satmaz çünkü satarsa başlarına gelecek kötü şeyleri bilirler. Yani bu noktada en mantıklı kişi Ceyda ayrıca bana kötülük yapan ve bunu aylarca devam ettiren fark etmesem de devam edecek olan bir kişiye acıyamam, sendeki yeri ayrı olsa da.'

Kabullendim çünkü dediği şeyler mantıklıydı. Ceyda onun gözlerine baka baka ihanet etmişti.

-' Peki onu her halükarda korur musun?' dedim kabullenişle.

-' Evdeyken de söyledim Devin, söz veriyorum ona bir şey olmayacak. Rahat olabilirsin.'

Dediği sırada araba telefon sesiyle yankılandı. Bluetooth ile arabaya bağlanmıştı telefonu. Araba ekranında Safa ismi göründü, açarak,

-'Alo, Safa!' dedi gür sesiyle.

-' Alo Alpo, Ceyda kabul ediyor diğer görüntüleri de gösterince herhalde  intikam ateşi parladı kızda. Hala Devinleyseniz gelin siz de.'

-' Oğlum kız bilmiyor ki bizim önceden tanıştığımızı Devin'le. Öğrenmesin de, bugün bu kadar doğruluk yeter.'

-' Bir şey olmaz, gelin işte. Nereden anlayacak? Hem sende bir kendin konuş da sonra sıkıntı çıkmasın.'

-' İyi tamam, neredesiniz?'

-' Çengelköy'de her zaman gittiğimiz mekan var ya, oradayız.'

-' Tamam o düzergahtayım zaten, geliyoruz 20 dakikaya.'

- Tamam kardeşim, görüşürüz.'

-' Görüşürüz.'

Alper telefonu kapattığında 3 dakikalık bir sessizlik oldu. Bu sessizliği ilk bozan ise ben oldum.

-' Alper, Ceyda'dan sence saklamalı mıyız tanıştığımızı?' İçim söylememeye el vermiyordu ama emin de değildim.

-' Bence önceden tanıştığımızı bilmesi seninle arasındaki güven bağlarını zedeler, hele ki antlaşmayı öğrenirse...' Sözünü hızlıca kestim.

-' Haklısın, öğrenmemeli. Seninle ben haricinde bir de sadece Safa biliyor değil mi?'

-' Evet biz haricinde sadece o biliyor.'

-'Söylemez değil mi Ceyda'ya?'

-' Asla. Ben söylerim yine de o söylemez sana bunun güvencesini verebilirim.'

-' İyi bari.'

Arabadan indiğimizde mekan dedikleri yer ışıl ışıl led ışıklarla donatılmıştı. Dışarıdan tatlı bir yer gibi gözüküyordu. İçeri girdiğimizde mekanın denize sıfır dış kısmında Safa ve Ceyda'yı gördüm. Ceyda'nın omuzlarında bordo küçük battaniye vardı. Mekan soğuk değildi her yerde ısıtıcılar vardı.

Masaya vardığımızda ben Ceyda'nın yanına, Alper ise kendi arkadaşının yanına oturmuştu. Alper hemen konuya girdi.

-' Evet Ceyda, Safa'nın dediğine göre antlaşmayı kabul etmişsin. Doğru mu?' Dedi otoriter bir edayla.

-' Evet Alper bey, kabul ediyorum.' dedi Ceyda evdekine ters bir özgüven ile.

-' Peki, buna sevindim. Öncelikle Safa zaten bizim planımızı sana anlatmıştır. İçeriye gireceksin ve her neredeyse o evrakları alıp bana getireceksin. Senden önce zaten bizim bir adamımız Serter'in adamı gibi işe başlamış olacak zaten dışarıda ya da sana yakın her yerde adamlarım olacak ve seni koruyacak. Yani bu konuda merak edilecek veya korkulacak bir durum yok.' dedi hakimiyetli bir tonla.

-' Kabul ediyorum ve size güveniyorum Alper bey.'

-' Evde de dediğim gibi işine devam edeceksin Ceyda, hiçbir şey olmamış ve olmayacakmış gibi.'

-' Tamam Alper bey.' dedi Ceyda.

Ceyda'nın kafasında bir şeyler oturmuştu bunu tavrından anlıyordum. O görüntüler her ne ise Ceyda bu antlaşmayı hemen kabul etmişti. Umarım Alper onu koruyabilirdi, arkadaşımın başına bir şey gelmesini istemiyordum.