Şart

47 2 2
                                    

Vote ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar😋

Hatırlatma...

"Gideceğiz dedim"
"Bende gitmeyeceğiz dedim!"
"Sence kimin dediği olacak"
"Israr edersen kaçarım"
"O hataya bir daha düşmem"
"Abi ciddiyim"

"Rümeysa kendini kısıtlattırma bana!"

Hatırlatma bitti...

Ortamın gerildiğini fark ettiğimde araya girdim.
"Rümeysa tek konu arkadaşların mı"
"Karışma Berfin!"
"Çözüm üretmek istemiştim"
"Nasıl bir çözüm bu"
"Tek sorun arkadaşların mı"
"Hayır, burası benim yuvam. Burayı bırakmak istemiyorum"
"Orası da yuvan olabilir"
"Olamaz"

"Rümeysa ben birçok kez yuva değiştirdim. Hepsi de başta yuva olmasa da sonradan o hissi verdi"
"Ama orası bana vermeyecek"
"Ya verirse"
"Daha önce bunu denedim"
"Ama daha da öncesinde yuvandı"
"Ama artık değil"
"Ama eskiden burası da değildi"
"Neden anlamak istemiyorsun, içimde kötü bir his var ve onunla baş etmek çok zor!"

Aras aramıza girdiğinde susup onu dinledim.
"O hissin adı, konfor alanı. Şu an sadece uzun bir uğraş sonucunda elde ettiğin konfor alanından çıkmaktan korkuyorsun. Ama eğer çıkarsan orada da mutlu olabileceğini göreceksin"
"Ya görmezsem"
"Emin ol göreceksin. Bak abin Cihan ın yaşamasına izin veriyor. Üstüne üstlük orada kös kös evde oturmayacaksın. Burada olduğu gibi orada da işe gideceksin. İstediğin kişiyle arkadaş olacaksın. Yani tek fark şehir olacak"

...

Uzun bir konuşma sonucunda Rümeysa yı ikna edebildik. Ama Cihan ve Ayça konuya dahil olduklarında Rümeysa ortaya bir şart attı. Cihan ve Ayça da bunu isteyince herkes o şartı yerine getirmeye adım attı. Şart ne derseniz, son bir kez arkadaşları ile dışarı çıkmak istediler. Ama buna bizim de katılmamızı istediler. Ve bu dışarısı normal bir dışarısı değil. Olay gideceğimiz yer.

Samet bu durumu ne kadar istemiyor olsa da onu da ikna etmeyi başardılar. Zaten Aras olmasa kimse bu kadar ilerleyemezdi. Ama Aras resmen herkesi ikna etme kısmını üstüne alındı. Kim neye ikna olmazsa hemen ikna etti. Hatta bu sırada Cihan ile kavga etmesinden korktum. Ama Cihan her itiraz etmeye kalktığında sadece bakışları ile onu susturdu.

Ben nereye gideceğimizi dememişim. Club a gidiyoruz. İçimden bir ses sorun çıkacağını söylerken diğer ses kes sesini ve eğlenmene bak diyor. Ama bence Rümeysa nın illa Club diye tutturmasının bir sebebi var. Yani normal bir vedalaşma değil de neden Club anlamış değilim.

...

Herkes hazırlandığında evden çıktık. Rümeysa bir anda durup hepimizi baştan aşağı süzdükten sonra konuşmaya başladı.

"Unutmadan söyliyeyim. Orada sorun çıkarmak yok. Güzel bir gün geçireceğiz, bok gibi bir gün değil"
"Bence arkadaşlarınla tek gitmen daha hayırlıydı"
"Hayır Melis, hepimiz olmalıyız. Biz bugün sadece arkadaşlarımızla vedalaşmıyorum. Sizle ne kadar eğlenebileceğimizi test ediyoruz"
"Bence bu salaklar rahat durmayacak"
"O şom ağzını kapatır mısın!?"
"Tamam tamam sustum"

...

Club a geldiğimizde sıraya girdik. Ama Samet in ağzı susmadı gitti.
"Başka bir yere gidelim"
"Ya abicim sussana"
"Lan içeri bile almıyorlar işte. Sıra bekliyoruz resmen. Ben bu işi sevmiyorum"
"Abi güvenlik kontrolü var. Bir zahmet bekle biraz"
"Rümeysa saflığını si-"

Samet tam sövecekken Burcu araya girdi.
"Hey gençler tamam sakin! İki dk bekleyelim işte ne olacak, güvenlik kontrolü olsun yada olmasın"
Burcu kim derseniz, Rümeysa nın arkadaşlarından biri olur kendisi. Yine Rümeysa nın arkadaşlarından olan Musa nın dediği şeyler üstüme korku saldı. Çünkü bu bekleme işi Samet i yeterince germişken ona böyle bir şey demek...

"Aynen kral, hem iki dk beklesen götün mü çıkacak"
"Sen o ağzını toplamazsan götü çıkacak olan ben olmayacağım"
"Ooo tehdit seziyorum"
"Uyarı desek daha doğru olur"
"Kral bak bana boş yapma, sakince sıranı bekle. Ben o kapıda çalıştım, olayın iç yüzünü biliyorum. Alt tarafı azıcık bekleyeceksin"

Samet sinirle sıradan çıktığında Rümeysa hemen koluna yapıştı.
"Abi ya, bekleyelim işte"
"Abicim ben deliriyorum"
"Tamam da azıcık beklesen olmaz mı, yak sigaranı azıcık sakinleş. İçeri girince zaten ben seni çakır yaparım, umursamazsın hiçbir şeyi. Hadi, lütfen"

Samet bir süre ona baktıktan sonra tekrar yanımızda durdu. Ama şimdi de Kerim yerinde durmuyordu.
"Cidden çok bekledik. Olum biz böyle yerlerde beklemeye alışık değiliz, bünye kaldırmıyor"
"Niye kral senin özelliğin ne"
"Bu mekandan bende çok var da ondan"
Kerim sakin cevap vermiş gibi gözüksede Musa ya sessizce sağlam bir küfür yollamayı eksik etmedi.

"Bir ara oraya götürürsün bizi kral"
"Güvenlik seni almayabilir"
"Niye kral"
"Akıl sınırı var diyelim"
"Bizim aklımız herkese yeter"
Kerim onu baştan aşağı süzüp susmayı tercih ettiğinde Burcu koluna vurup "Olum adamları sinirlendirmekten başka bir boka yaramaz mısın sen" dediğinde o da omuz silkmekle yetindi.

Ayaz bir anda aklına bir şey gelmiş gibi Rümeysa ya döndü. Onun bir şey demesini beklese de sonunda dayanamayıp lafa girdi.
"Rümeysa"
"Efendim"
"Sen niye diğer arkadaşlarını getirmedin"
"Her ortamın bir arkadaşı vardır"
"İyi de arkadaşların ile vedalaşmıyor muydun"

Rümeysa bir pot kırılmış gibi sıkıca gözlerini kapattığında Musa "O ne demek!?" diye bağırdı. Hemen ardından Burcu da şaşkınca Rümeysa ya bakmaya başladı.

"Sizin haberiniz yok muydu"
Ayaz ın cümlesi ile Burcu "Neyden" dediğinde Ayaz da "Rümeysa bizim yanımıza dönüyor" dedi. Burcu anlamaz gözlerle Rümeysa ya baktığında Rümeysa halada gözü kapalı duruyordu.

"Tek soru tek cevap"
"Sor"
"Haber vericek miydin"
"Hayır"
"Anladım"
"Burcu beni tanıyorsun"
"Tabiki tanıyorum. Vedalardan nefret ettiğini, karşındaki insan kim olursa olsun bir anda gitmeyi tercih ettiğini biliyorum! Ama bu kadar da abartma. En azından hareketlerin ile çaktır da kayıp ihbarı vermeyelim"

Rümeysa diyecek bir şey bulamayınca önüne dönmeyi tercih etti. Musa ona şaşkınca bakmaya devam ediyordu. Rümeysa en sonunda dayanamayıp sormak istediği şeyi sormasını istedi.

"Hadi bizi umursamıyorsun, sevgilin"
"O da gelicek"
"Bir dk... Açelya da geliyor o zaman"
"Evet"
"Ve hiçbiriniz söyleme zahmetine gitmiyorsunuz"
"Musa-"
Musa elini kaldırarak onu susturup Ayça ya döndü.

"Bin soru bin cevap"
"Sor"
"Haber vericek miydin"
"İlerleyen saatlerde neden olmasın"
"Ben ve Burcu haricinde arkadaşlarınız da var"
"Toplu mesaj"
"Bu kadar kolay yani"
"Sence zor mu"
"Her şeyi bilmene rağmen nasıl bu kadar rahatsın"
"Ne biliyorum"
"Salağa yatmandan çok sıkıldım"
"Sürekli salak olmandan çok sıkıldım"
"Bunu nasıl yaparsınız ya"
"Bu daha kolay"

Musa arkasını dönüp sinirle saçlarını karıştırdıktan sonra tekrar Ayça ya döndü.
"Kolay öyle mi, kolay! Lan buraya bir şekilde döndüğünde yüzümüzü görsen ağzına sıçarız! Arkadaş kalmaktansa... nasıl tercihiniz bu olabilir, aklım almıyor!"
"Haber vericektim işte!"
"Toplu mesaj mı haber, çok merak ettim ya! Ne diyecekti o mesaj, sizi çok seviyorum ama zorunda kaldım falan olacak mıydı mesela!?"
"Olacaktı"
"Başka!"
"Sizi seviyorum ama gitmem gerekti görüşmek üzere gibi şeyler işte!"

Musa bir anda gülmeye başladı.
"Ölücektin yani, kısa bir mesaj ve ölüm. Ne güzel ya"
"Gerçekten ölü olan biri ile ne güzel konuşuyorsun"
"Ne diyorsun amk!?"
"Dalga geçtim, yumuşa diye"
"Aklınıza sıçıyım! Üçünüzün de aklına sıçıyım!"
"Musa abartma bir şeyleri!"
"Açelya bu abartılmayacak bir konu mu!?"
"Evet!"

Musa nın eli bir anda yumruk olup Ayça nın yüzüne gittiğinde neye uğradığımızı şaşırdık. Ama Aras son anda onu tuttu.

...















Bu Club işi nasıl oldu sizce!?

Daha içeri girmeden ortam gerildiğine göre kim bilir içeri girince ne olacak!?

Musa bu olaya neden bu kadar sinirlendi!?

Ayça hangi konuda salağa yatıyor!?

Musa resmen Ayça ya yumruk atıyordu. Aras onu tuttu ama şimdi ne olacak!?

Vote ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar😋

Yaşamak İçin Ne Gerekiyorsa OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin