Melis

322 3 5
                                    

"Napıyorsun" dedi sessizce. Bişey demeden sarılmaya devam ettim. Açıkçası ne yaptığımı bende bilmiyordum.

"Bir dk beni mi seçtin sen" dediğinde kısa ve net bir şekilde "asla" dedim. Ama sarılmayı da bırakmadım. Derin bir nefes alıp "anladım" dedi ve o da sarıldı bana.

Bir süre sonra "yanlış bir karar vermeden git" diyip ayırdı beni kendinden. Yüzüne bakıp "benle alakalı olmayan kısımlarda da yanlış karar verme lütfen" dedim. Evet bunu uyuşturucuyu kastederek dedim. Ne yapabilirim eğer o boka başvurursa ucu bana dokunur.

Eliyle yanağımı tutup okşadı.
"Neden yapıyorsun bunu" dedi.
"Şefkate ihtiyacın vardı bende verdim. Abartma bunu" dediğimde uzun süre güldü.
Sonra bana dönüp "yoksa sevgi bu mu" dedi.
Yüzüne tiksinir gibi baktım. Evet, gibi diyorum çünkü ilk kez ondan tiksinmiyorum.
"Seni asla sevmeyeceğim Samet" dedim kısaca. Sonra da arabadan çıktım.

Kapıyı kapatırken "Eğer o gerizekalı seni üzerse onu öldürürüm. Hatta bundan sonra seni üzen herkesin karşısında durucam. Ve sonları da ölümden başka bişey olmayacak" dedi.
Bende durup "o zaman kendinle başla" dedim ve kapıyı kapattım.

Selim i hatırlayıp hemen eve çıktım. İçeri girdiğimde uyanmış duvara yaslı duruyordu.
"İyi misin" dediğimde bana bakıp gülmeye başladı.

"Biraz düşününce anladım. Sana takıntılı dimi o aptal. Ama haklı da bir yandan. Senin gibi birine takıntılı olmamak imkansız. Sen beni de o yüzden kovdun bugün. Geleceğini biliyordun, bana bişey olmasın diye uzak tutmak istedin"

Dedikleri doğruydu. Ama bunları az önce Samet söylemişti ona. Neden kendi bulmuş gibi anlatıyordu ki!? Üff neyse, bunu mu umursayacağım şimdi.

Ayağa kalkıp bana doğru bir adım attı. Ama anında dengesini kaybetti. Tuttum hemen onu. Gücüm ayakta durmasını sağlayamadı. Ama en azından düşüşü yavaşladı.

Yerde kahkahalarla gülmeye başladı.
"Sağlam dayak yedim. Resmen sevdiğim kızın önünde öldüresiye dayak yedim. Bayıldım bir de lan. Off kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi bu rezillik. Ama bir yandan da iyi oldu. Şimdi alırım darp raporunu sonra da gider polise veririm. Hem senden hem benden uzak durmak zorunda kalır o piçte"

Halada gülerek kurduğu cümleleri algıladığımda neye uğradığımı şaşırdım. Samet i polise mi verecek. Yok daha neler. Samet eğer onu tehdit olarak görürse yaşamasına izin vermez ki. Ayrıca benim bunu başımdan savmam da gerek. Neden bir taşla iki kuş vurmuyorum ki...

"Yapamazsın" dediğimde şaşkınca bana baktı.
"Neye şaşırdın, olum salak mısın sen, sence ben buna izin verir miyim, tabiki hayır. Bak şimdi, buradan defolup gidiyorsun. Bana yürümeyi de bırakıyorsun. Sevdiğim kız ayaklarını falan zaten bırak. Haa beni dinlemeyip polise gidersen de ben öyle bişey görmedim. Kimse de evimde dayak falan yemedi. Başka biriyle, başka bir yerde kavga ettiysen bilemem tabi" dediklerim onu cidden şok etmişti. Aslında beni de etti ama bunlar onun içindi. Yaşamasını istiyorum işte.

Ayrıca cidden sevgili olasım da yok. Tamam arkadaş olarak iyi bir insan. Kafa falan ama sevmiyorum yani. Ne be siz her size iyi davranan insana aşık mı oluyorsunuz!?

"Ciddi misin sen" dediğinde bakışlarımla ciddi olduğumu belli ettim. Tek kelime bile etmedim. O ise sadece "sen bilirsin" dedi ve gitti.

...

Hafta sonu öğrencimin araması ile uyandım. Sabahın sekizinde neden beni arıyordu ki!? Ayrıca hafta sonu hiç bir öğrenci bu saatte uyanmaz.

Endişelenip hemen telefonu açtım.
"Hocam size ihtiyacım var" ağlayarak dediği şeyle yataktan kendimi attım.
"Tamam bir saniye sakin ol. Neden ağlıyorsun sen"
"Hocam sizden başka kimseyi arayamazdım. Lütfen yanıma gelin"
Normalde bunun bir şaka olduğunu bile düşünebilirdim. Ancak o kadar içten ağlıyordu ki sadece "konum at" diyip kapattım.

Hemen kalkıp hazırlandım. Attığı konuma baktığımda evime çok uzak olduğunu fark ettim. Oraya toplu taşıma ile gitmek imkansız. Ama İstanbul da taksi bulmak da imkansız, ne yapacağım ben şimdi!?

Aklıma Samet den başkası gelmedi. İyi de bugüne kadar hep o bana ulaştı. Ona nasıl ulaşacağıma dair hiç bir fikrim yok.

Bir anda aklıma gelen şeyi denemeye karar verdim. Bu telefonda isminin başında tatil olan tanımadığım bir çok insan kayıtlı. Ve mantıken bunların hepsini Samet kaydetti. Birini arasam belki Samet e nasıl ulaşacağımı söyler.

Hemen aradım. Açtığı anda "kimsiniz" dedi. Hemen "Bakın sizin kim olduğunuzu bilmiyorum. Ama Samet i tanıdığınıza eminim. Lütfen onun numarasını bana verir misiniz" dedim. Ama cümlem bittiği an telefon yüzüme kapandı. Ne oluyor ya!?

Kendimi dışarı attım. Ne yapıcağımı bilemeden sadece konuma gitmek istiyordum. Birinin kolumu tutmasıyla irkildim. Ona döndüğümde Kerim olduğunu gördüm.

"Seni gördüğüme şükredeceğimi düşünmezdim" dedim. Ama o sertçe üstüme yürüyüp "sen niye benim adamımı arıyorsun. Yürek mi yedin lan sen" demeyi tercih etti.

"Ya sakin ol. Samet e ulaşmam gerekiyordu. Bir anda aklıma telefonum da ki numaralar geldi. Bende içlerinden birini aradım işte. Ne biliyim senin adamın olduğunu" dediğimde şaşkınca bana baktı.

"Sen niye Samet i arıyorsun"
"Arabaya ihtiyacım var"
"Kızım dalga mı geçiyorsun benle! Bunun için Samet mi lazım" dediğinde bende sinirlendim.
"Ya acilen bir yere gitmem gerek. Ve etrafımda arabası olan herkesi yok etti beyfendi. O yüzden ona ihtiyacım oldu. Ayrıca sanane lan! Sana açıklama mı yapıcam ben" diyiverdim bir anda.

Bir süre sadece yüzüme baktı. Sonra düşünür gibi yapıp "araba sürmeyi biliyor musun" dedi. Evet anlamında başımı salladığımda elime bir araba anahtarı verip park halinde ki arabalardan birini gösterdi. "Al kullan, işin bitince aldığın yere bırak" dedi ve arkasına bile bakmadan gitti.

Yok yemin ederim salak bu adam. Ama işime yaradı mı, yaradı. Gerisi önemli değil.

Melis in attığı konumu ayarlayıp arabayı çalıştırdım hemen. Yolda da onu arayıp durumunu öğrendim. Ağlamaktan ve çabuk olmamı söylemekten başka bişey yapmıyordu.

Melis ailenin tek çocuğuydu. Bir kaç kez babası okula gelip benle konuşmuştu. Kızını seven bir baba gibi durmuyordu açıkçası. Hatta bir hatasını arıyor gibi davranıyordu hep. Ama Melis asla hata yapmayan hep iyilik meleği gibi takılan bir kızdı. Ortalıkta bugün kime iyilik yapsam diye gezerdi hep. Onu daha önce hiç ağlarken görmemiştim. Her olayın iyi tarafını arar. Bu yüzden onu kullanan bir çok insan var zaten.

Olduğu yere vardığımda arabadan indim. Bir kalabalık vardı. Aralarına daldığımda yerde oturmuş ağlayan Melis i gördüm. Hemen yanına gidip "iyi misin" dedim. Ama o hiç bişey demeden sarılmayı tercih etti. Biraz sarıldıktan sonra "götürün beni burdan" dedi. Bende hemen dediğini yaptım.

Onu yakınlarda ki bir kafeye getirdim. Sıradan bir kafe değil tabiki. Buranın mahzen adında bir bölümü var ve o bölümde sadece bir masa var. Kenarda duran tuşa basmadığınız sürece de garsonlar dahi yanınıza gelmiyor. O kısmının boş olmasını dileyerek Melis i oraya getirdim. Ve şansıma boştu. Hemen oturtup neler olduğunu sordum.

Aslında onu aldığım yerde bir kaç kadın hemen polise gitmemi falan söylemişti. Ama ne olduğunu bile bilmeden Melis bu kadar kötü durumdayken bunu yapmak istemedim.

...


















Berfin neden Samet e iyi davrandı!?

Berfin Selim i hayatından atarak iyi mi yaptı!?

Melis e ne oldu dersiniz!?

Vote ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar😋

Yaşamak İçin Ne Gerekiyorsa OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin