Beni Seviyor Musun

546 11 15
                                    

Evden herkes gitmişti. Sadece Samet, ben ve Furkan vardı. Furkan bana sürekli kötü bakışlar atıyordu. Ben artık korkmaktan sıkıldım. Sürekli korkacak birini buluyorum. Tam diyorum ki cesaretim geldi, bişey oluyor ve yine korkuyorum. Şu ana kadar bu kişi hep Samet oluyordu. Ama şu an Samet gözüme iyi gelirken Furkan korkunç geliyor. Yemin ederim çıkmazda gibiyim.

Uzun süredir süren sessizliği bozan kişi Furkan oldu.
"Samet, ben seni seviyorum. Sana değerde veriyorum. Ama bu yaptığını unutmayacağım. Tamam madem öyle istiyorsun, bu kız yaşasın. Ama bir gün başına bela olduğunda ben dedim demekten hiç sıkılmayacağım" dedi sonra da çekip gitti.

Samet bana bakıp "demek benim aşık olduğun kız ha" diyerek güldü. Göz devirip oturdum. Şu an hiç korkunç gelmiyor. Hatta uzun süre sonra belki de ilk kez hiç korkunç gelmiyor.

Yanıma oturup "bazen benden korkmanı istiyorum, en azından o zamanlarda bana iyi davranıyorsun" dedi. Bende yüzüne ters ters bakıp "sahte olduğunu biliyordun hani" dedim. O ise sadece güldü.

Kapı tekrar çalınca Samet sinirle soludu. Gidip kapıyı açtı. Mehmet ve Sena bir anda eve girdi. Samet i gram takmadılar. Sena yine aşırı iyimser haliyle yanıma gelip boynuma sarıldı. Tabi sesini incelterek "iyi misin, neler olmuş öyle" demeyi de ihmal etmedi. Varya gören de gerçek sanacak şu tavırlarını. İlk gün beni asansöre itişini halada unutmuyorum.

Mehmet, Sena yı benle bırakıp Samet i aldı ve gitti. Sena nın gelme amacı da belli olmuş oldu. Mehmet Samet le konuşurken Sena da bana göz kulak olucak işte. Salak var karşınızda ya hiç bişey anlamıyor.

Sena salak salak benle ilgileniyor gibi davranırken Mehmet ve Samet içeri girdi.
Mehmet hemen "Sena gidiyoruz" dedi.
Ama Sena "Yeni geldik oturalım biraz, hem bende özlemişim" diyerek bana bakıp gülümsedi. Samet resmen git işte der gibi bakıp Sena yı kolundan tutarak kaldırdı ve dışarı attı. Mehmet zaten hemen çıkınca kapıyı da yüzlerine kapattı.

Bana dönüp yanıma oturdu.
"Şimdi işin şakasından çıkıp gerçeklere dönelim" bu dedikleriyle bön bön yüzüne baktım. Ne yani şu yaşadıklarımız işin şakası mıydı!? Ben işin gerçeklerini görmek istemiyorum o zaman.

"Bu iki oldu... senin yüzünden ikidir abilerime karşı geliyorum. Üstüne üstlük bugün olan durum çok daha farklı. Resmen abi dediğim adamı, sonsuz saygı duyduğum adamı, ne derse anında yapacağım adamı vurdum lan!" sona doğru sesinin yükselmesiyle geri çekildim biraz. Ama sözlerim geride durmak istemeyip cevap verdi.
"Sana vur diyen olmadı"

Yüzüme sinirle bakıp "seni vurmasını mı tercih ederdin" dedi. Tabiki hayır ama bunu sen bilmesen de olur.
"Evet, elinde kalmaktansa ölmeyi tercih ederim" gözlerini kısıp yüzüme bakmaya başladı.
"Anladım, öl o zaman, madem isteğin bu" diyip ayağa kalktı. Silahını çıkarıp bana doğrulttu. Korkuyla yüzüne baktım başta. Ama sonra blöf yaptığını düşünerek "hadi öldür" dedim.

Ateş etti. Resmen ateş etti. Eğilmeseydim mermi kafamın içinden geçecekti. Bir milimle kurtuldum resmen. Hayır ya aynı günde ilk önce bir saniye sonra bir milim bunlar benim bünyeme fazla.

Bi anda tekrar ateş etmeye hazırlanınca gözlerimi kocaman açıp yalvarmaya başladım. Tamam artistlenmiş olabilirim biraz ama hayır ya, ölmek falan istemiyorum.

Uzun süre yalvardıktan sonra silahı geri beline koyup yanıma oturdu. Elini omzuma atıp beni kendine çekerek saçlarımın tepesine öpücük bıraktı.
"Bir daha istemediğin şeyleri istiyor gibi gösterme. Ciddiye alırlar falan, sonra senin başın yanar" dedi. Bense sessiz kaldım. Hiç bişey demeden öylece sustum sadece.

...

Biraz zaman atladım çünkü aynı zaman diliminde yazacak bişey aklıma gelmedi. Zaten bu yüzden kaç gündür bölüm gelmiyor.

Aradan bir koca yıl geçti. Hiç bir hata yapmamaya aşırı özen gösterdim. Yapmadım da, özellikle yapmadım. İlk günlerde ki gibi sitede ki aptallarla ve Samet le de uğraşmadım sadece. Aynı zamanda Samet in abi dediği herkesle de tanıştım. Hatta kendimi sevdirdim de onlara. Çünkü fark ettim ki beni asıl öldürmek isteyen onlardı. Ve bi kaç tane bağımlıya kendimi sevdirmek çok da zor olmadı.

Abilerin başı Furkan çıktı. Zaten o yüzden o gün üstüme o kadar geldi ve Samet son ana kadar bişey yapmadı. Mesela Kerim beni yakaladığında ona baya sert çıkmıştı. En baştan itibaren. Bu arada evet o da abisi. Ama biraz aranda bir yaş olmasına rağmen abi dediğin kardeşin gibi. Yani Samet le sürekli atışıyorlar. Ama hep barışıyorlar da, aralarında farklı bir anlaşma sitili var. Samet Kerim e dediklerinin yarısını diğerlerine dese çok kötü şeyler olur.

Başka da mı abisi var derseniz Ayaz ve Aras var. Kendileri ikizmiş. Baya da iyi anlaşıyorlar. Samet onlara karşı sonsuz saygı dolu. Aynı Furkan a olduğu gibi. Hatta Furkan dan tek farkları Samet i dinlemeleri sanırım. Furkan daha aklına ne eserse kimsenin fikrini önemsemeden yapıyor. Ama onlar Samet in fikirlerini de önemsiyorlar. Hatta başka konular hakkında Samet den ya hatta bırakın Samet i benden bile fikir alıyorlar. İnsanların düşüncelerini dinleyip ortak paydada buluşmayı seviyorlar.

Kendimi dördüne de sevdirdim. En zorlandığım Furkan oldu ama. Adam ne derse yaptım resmen. Büyük ihtimal ilk gün verdiğim vibe yüzünden oldu her şey. Ama başardım, onunda gönlünü çeldim.

Ama gariptir ki halada Samet den emin olamıyorum. Bana güvenmiş olsa beni bırakırdı. Bırakmadığına göre güvenmiyor. Ama bir yandan da fazla iyi. Ve bazen öyle bir bakıyor ki, güveniyor gibi geliyor. Ama yine de emin olamıyorum işte.

...

Samet odaya dalıp "kalk kahvaltı yapıcağız" dedi. Uzun süredir beni bu şekilde kaldırmıyordu. Yani çoğunlukla kendi kendime uyanmamı bekliyordu. Biraz garipsesemde "tamam" dedim. O da çıktı.

Ama kalkamadım. Nedense kendimi çok yorgun hissettim ve iki dk gözlerimi kapatmak istedim. Ancak Samet in bağırmasıyla yerimden sıçradığımla kaldım.

"YARIM SAATTİR SENİ BEKLİYORUM VE SEN YATAKTAN BİLE ÇIKMADIN MI DAHA" ne oluyor ya, sabah sabah ne bu sinir!?

Yüzüne bön bön bakıp "uyumak istiyorum" dedim. O ise battaniyeyi üstümden çekip aldı.
"Kalk hadi!" neye bu kadar sinirli anlamış değilim. Yatakta oturur pozisyon aldım. Ama ona yetmedi. Beni bir anda kucağına alıp banyoya getirdi. Yüzüme su atıp tekrar kucağına aldı ve masaya oturttu.

"Hadi ye!"
"Ya Samet ne yaptım ben, niye sinirlisin"
"Sinirim sana değil, aslında sinirlide değilim, sanane be ye şunu!" halada yüksek olan sesini duyunca başıma bişey gelmemesi amacıyla sessizce yemeğimi yemeye başladım.

Onun yemek yerine tepemden beni izlediğini fark edince ona dönüp "sen yemicek misin" dedim. Masaya oturup derin bir nefes aldı. Ardından saçma bir soru sordu.

"Beni seviyor musun" ne şimdi bu, tabiki sevmiyorum, deli miyim ben beni kaçırıp tecavüz eden adamı seviyim!?

"CEVAP VERSENE" diye bağırmasıyla irkildim. Neden soruyor ki bunu, ne demem gerekiyor ya!? Off sabahın köründe hazırlıksızken soramazsın bunu bana ya, olmaz ki böyle canım.

...













Uzun süredir bölüm atmıyordum. Sebebi de aklıma hiç bişey gelmemesi. Hikayeyi çok hızlı ilerletiyorum. Ama bi yandan da bu kadar hızlı ilerlesin istemiyorum. Ama yavaş olmaya çalışınca da ne yazacağımı bulamıyorum. Derken kafam allak bullak oldu. Bana akıl verin. Zaten ilk hikayeme göre bunu baya okuyan var. Aslında vote ve yorum atsanız daha güzel olur her şey ama ne diyim.

Sürekli zaman atlamak istemiyorum bi kaç yorum atıp bana fikir verirseniz çok sevinirim. Bi daha ki bölüm neler olsun sizce. Yada daha ilerki zamanlarda. Ayy bilmiyorum işte, siz anladınız.

Seviliyorsunuz, güzel fikirlerinizi bekliyorum.

Yaşamak İçin Ne Gerekiyorsa OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin