Ehliyet

186 3 0
                                    

İstemiyorum diye çığlık atmama rağmen bırakmadı beni. O sırada içeri Aras girdi. Ona kurtar beni diye baktığımda adama bakıp "Ne oluyor lan burda!" dedi. Çıkan sesi korkunçtu. Adam hemen "Abi, Kerim abiye baktığını söyledi. Ama evini bile bilmiyordu. Bende birkaç kez gitmesini söyledim. Dinlemeyince de azıcık tadına bakıp bırakırım dedim" dedi.

Aras beni kendine çekip "Sen kimin tadına bakıyorsun lan!" diye bağırdı. Adam şaşkınca "Abi niye kızıyorsun, yanlış bişey mi yaptım" dedi. Aras "Tadına bakmak istediğin kız Berfin lan! Ama senin cezanı ben kesmeyeceğim" dediğinde adam birden yalvarmaya başladı.

"Abi yapma, gözünü seviyim Samet e bişey deme. Doğrar beni, abi yaşatmaz beni. Ben bilmiyordum, yemin ederim bilmiyordum. Bilsem yapar mıyım öyle bişey, abi yemin ederim bilmiyordum. Nolur kıymayın bana" sesi titreyerek yalvarıyordu adam. Aras ın umrunda bile olmadan beni dışarı çıkardı.

"Niye Kerim i arıyordun sen"
"Şey araba istiyecektim. Bu apartmanda yaşadığını da söylemişti bana. Bende bir şekilde bulurum düşüncesi ile girdim. Böyle bişey olucağını tahmin edemedim"

"Edeceksin Berfin. Ya ben gelmeseydim. Deli misin kızım sen, bizden birini bu şekilde bulamazsın. Bak biz ne zaman istersek o zaman görürsün bizi. Bir Samet e telefonda ki kişilerden ulaşmaya çalışırsın, bir Kerim in oturduğu apartmana girersin, böyle olmaz. Yapma, zarar görürsün. Senin yüzünden başkalarının ölmesinden korkuyorsun ama bu hareketlerin birilerinin ölmesini sağlar sadece. Yapma, bizi de kendini de tehlikeye atma"

Azar işitirken halının desenlerini ezberleyen yaramaz çocuklar gibi yere bakmaya başladım. O kadar haklıydı ki, ne diceğimi bilemedim.

"Madem arabaya ihtiyacın var, ben veririm. Ama önce ne için lazım onu söyle" dediğinde hemen açıkladım durumu. O da anlayışla karşıladı. Kaza yapmadan istediğimiz kadar kullanmamız için bir araba verdi. Ve geri vermememi, lazım olduğunda kullanmamı söyledi. Bende mahçupça aldım.

Eve gittiğimde Melis e her şeyi anlattım. O da biraz teselli verdi bana. Ama sonra araban oldu en azından şükret gibi saçma sapan şeyler söyleyerek dalgaya vurdu.

...

Biraz sohbetin ardından arabaya bindik. Arabayı birkaç tur sürmesini sağlayıp ne kadar bildiğine bakıcaktım aslında. Ama bu kız baya sürüyor. Hemde tüm kurallara da uyuyor. Zor dememiş miydi bu bana!?

"Melis sürüyorsun işte, hani zordu"
"Ya böyle sürerim. Rampada kalkamıyorum sadece, biraz da park etmem kötü"
"Öyle desene, gel güzel bir rampa bulalım sana. Dur kalk yaparız" dediğimde hayatta olmaz diyerek başını sallamaya başladı.

Biraz ısrarın ardından ikna ettiğimde güzel bir rampa bulduk. Orda durduktan sonra nasıl kalkıcam diye panik oldu.

"Melis sakin ol. Yapman gereken şey çok basit. Debriyajı kavrama noktasına getiriyorsun. Araba titreyince freni bırakıp gaza basıyorsun. Birkaç saniye içinde araba zaten kalkıyor. Ondan sonrası zaten normal yol işte"

"Ya bunları biliyorum da yapamıyorum"
"Niye yapamayacaksın, yaparsın. Hem ilk denemede olmazsa ikinci de üçüncü de olur. Sen yeter ki sakin ol" dediğimde derin bir nefes aldı.

İlk denemesinde araba stop etti. Başını direksiyona koyup özür dilemeye başlayınca "Neden özür diyorsun, normal bişey bu. Hadi tekrar dene, olucak"  dedim. Bana şaşkınca bakıp "kızmadın mı" dedi.

"Hadi ama, kim ilk denemede yapabiliyor, bir daha dene olur. Hem baya iyiydin" diyip göz kırptım. Bir anda yüzünde güller açtı. Tekrar denedi ancak yine stop etti. Bende "sıkıntı yok, tekrar" dedim.

Bu sefer oldu. Bir anda yes be diye çığlık atması ile baya güldüm. Aynı şekilde birkaç kez park da ettik. Aşırı mutlu oldu. Ve çok basit olduğunu söyledi.

Melis in doğum günü hediyesini de bulmuştum. Onu ehliyete yazdıracaktım.

...

Melis in doğum günü geldi. Hediyem için gereken evrakları çoktan ayarlamıştım. Sadece sağlık raporunu bugün alıcaktık. Ve her şey tamam olucaktı.

Ancak benim bir sorunum var. Kerim de Aras da adımdan daha eminim ki Samet e olanları anlatmışlardır. Ama Samet o günden beri yok. Yanıma asla gelmiyor. Aras ın dediklerinden sonra saçma sapan ulaşmaya da çalışamıyorum. Ama gerçek anlamda delirmek üzereyim.

Melis yanıma gelip "hadi alalım şu raporu" dediğinde hemen düşüncelerimden çıkıp ayaklandım. Sağlık ocağına gidip sağlık raporu aldıktan sonra kursa gittik. Gerekli evrakları verip kaydını açtık. Kursa çağırıcaklarını söyleyip yolladılar bizi.

Kurstan tam çıkarken içeri giren kişi ile donduk. Ayaz girmişti içeri. Anlamaz gözlerle bize baktı. Ama umursamadan görevliye selam verdi. Melis in kolunu çektim hemen. O da anlayıp görevliye tuvalet olup olmadığını sordu. Görevli içeriyi işaret edince teşekkür edip gitti. Bende bu bahane ile biraz daha durabilecektim orda.

Ayaz adama "Apo burda mı" dedi. Adam sinirle "Yok sana Apo falan. Hem ben sana demedim mi, burda bu işi yapmayın diye. Söz dinlesene lan az" dediğinde Ayaz "Hayır demedin ve madem burda yok, sorumu değiştiriyorum. Apo nerde" dedi.

"Aras delirtme beni Apo falan yok!"
Adamın sesinin yükselmesi ile Ayaz adamla arasında ki tek engel olan masaya vurdu.
"Bana bak, sakın o sesini bir daha yükseltme! Ben Aras değilim. Ayrıca soruma cevap ver, Apo nerde" adam biraz geri sıçradı. Ama hiç geri kalmadan "Apo falan yok diyorum anlasana lan" dedi. Ayaz da "anladım" diyip aralarında ki tek engeli ortadan kaldırdı.

Hayır masayı kırmadı, öbür tarafa geçti sadece. Adamın dibine girip "Son kez soruyorum, Apo nerde" dediğinde adam bana bir bakış attı. Korkudan titremeye başlamıştı çoktan. Ama buna benim yapabileceğim bişey yok. Beş saattir artistlenen ben değilim.

Adam cevap vermeden bana bakıp Ayaz ın belini işaret etti. Büyük ihtimal silahından bahsetmekteydi. Ama anlamamazlıktan geldim.

Ayaz "Cevap ver lan!" diye yükselince adam birkaç adım geri attı. "Bilmiyorum" dediğinde Ayaz "Bak, sinirlerimi yeterince zorladın. Söyle şunun yerini. Gerçi sen ona yapacaklarını bana yap diyorsan, orası ayrı" dedi.

Adam bir anda tüm korkusunu silip "Ödeyemedi dimi o salak. Ben dedim ona, yapma dedim. O ikizine de dedim, verme şuna ödeyemeyecek dedim. Bir de iş yerimi kullandılar. Yasakladım burayı ama umurunuzda değil, baksana halada buraya geliyorsunuz. Ben yine de cevap veriyim sana. Apo nerde ,bilmiyorum. Ha bilsem sana söyler miyim, sanmıyorum. Şu an senden korkuyor muyum, evet. Ama tekrar ediyorum, yerini bilmiyorum" dedi.

Bir anda içeri bir adamın girmesi ile diğer adam "iyi insan lafının üstüne gelir mi dersin yoksa iti an çomağı hazırla mı dersin bilemem ama ben iti an çomağı hazırla derim" dedi. Ayaz da yeni gelene yani adamın dediklerinden çıkardığıma göre Apo ya döndü.

Apo durumu umursamadan elinde ki zarfı Ayaz a verdi. Ayaz alıp içine baktı. Hafif bir gülümsemenin ardından "bir daha sakın beni bekletme" diyip beni de alarak dışarı çıktı.

"Söyle liseli arkadaşına o da gelsin" dediğinde hemen Melis i aradım. Çaldırmamı meşgule attı o da. Bu aramızda geliyorum demekti.

"Geliyor"
"Deli misin lan sen, ne yapacağımı merak edip tuvaleti bahane ederek beni dinlemek ne"
"Ya ne alakası var. Melis bir an-"
"Kızım senin karşında salak mı var, başlatma Melis e şimdi! Ne işiniz vardı burda"
"Melis i ehliyet kursuna yazdırdık. Doğum günü hediyesi olarak"
"Anladım, bana bak bir daha sakın beni dinlemeye kalkma. Yoksa yemin ederim öldürürüm seni"
"Bir bok yapamazsın"
"Nerden geliyor lan bu cesaret!"

...




















Bu Berfin bazen yürek yiyor bence.

Apo denilen adamın olayı ne sizce!?

Dün erken uyuduğum için bölüm atamadım. Bugün de baktım esniyorum, atıyım bölümü de yine bölmüşüz kalmayın dedim.

Vote ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar😋

Yaşamak İçin Ne Gerekiyorsa OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin