Yaşamak İçin Ne Gerekiyorsa O

Mud un Koruyucusu

Satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen👉🏻👈🏻

Hatırlatma...

Aras bir anda ayağa kalkıp bana tokat attığında yere yapıştım. Ona korkuyla baktığımda işaret parmağını kaldırarak "Uykumu bir daha bölersen elimde kalırsın" diyip tekrar yattı.

Dudağımda hissettiğim ıslaklık ile elimi dudağıma attım. Dudağımı patlatmış hayvan. Ne bu sinir ya, sanki bir şey yaptım. Alt tarafı uyandırdım.

Hatırlatma bitti...

Yandaki koltuğa oturup uzun süre uyanmasını bekledim. Bir anda sıçrayarak uyandığında şaşkınca ona baktım.

"İyi misin"
Bana bir süre bakıp başını ovaladı.
"Ne işin var senin burada"
"Mud hakkında konuşmaya geldim"
"Onu sormuyorum, eve nasıl girdin"
"Sen açtın ya kapıyı"

Bir süre sessizce bana baktı. Ama gözleri dudaklarımda takılı kaldığında kaşlarını çatıp "Ben mi vurdum sana" dedi.

"Aras kafayı mı yedin, şimdi de yaptıklarını mı hatırlamıyorsun"
"Berfin soruma cevap ver"
"Evet! Uyandırdım diye öldürecektin az daha"
Sinirle başını ovuşturup ayağa kalktı.

Mutfağa yöneldiğinde bende peşinden gittim. Su içip bana döndü. Bir süre dudağıma baktıktan sonra kısaca özür dileyerek tekrar salona geçti. Tabi bende peşinden gittim.

"Aras iyi misin sen"
"İyiyim, sen neden gelmiştin"
"Mud hakkında konuşmaya"
"Ne konuşacağız Mud hakkında"
"Kızı rahat bırakman gerek"
"O dediğin imkansız"
"La niye!?"

"Usluca sözümü dinlemesi gerekirken oyunumu bozdu. Halada yaşadığına şükretmesi gerek"
"Şapş ne yapacak"
"Sen onu nereden biliyorsun"
"Telefonda dedin ya... Aras sen iyi misin"
"İyiyim Berfin, uzatma"
"Aras ciddiyim, niye hiçbir şey hatırlamıyorsun"

Başını ovuşturup kendini koltuğa bıraktı.
"Yanlış hapları yanlış içeceklerle içersen ufak sorunlar yaşayabilirsin"
"Anladım, o zaman bunu bir daha yapma"
"O ufak sorunlara ihtiyacım varsa ne olacak"
"O ufak sorunlar yerine kardeşlerinle, abinle, sevgilinle yada... benimle konuşmayı tercih edebilirsin"

"Kendine niye bir sıfat koymadın"
"Koyabileceğim bir sıfat bulamadım"
"Neyse önemi yok... kimse ile konuşmama gerek yoktu. Kendi kendime hallettim"
"Madem önemi yok konumuza dönelim. Ama dediklerimi unutma... ufak sorunlar yerine konuşabileceğin insanlar yanından başka bir yerde değiller"

"O insanlara zarar vermek istemiyorum"
"Veremezsin zaten"
"Elimde kaç kere can vermek üzere olduğunu sayamayan kız mı diyor bunu"
"Düşün artık, o kız bile diyorsa diğerleri neler der"
Dudaklarında ufak bir gülümseme oluştuğunda kafasını koltuğun arkasına atarak susmayı tercih etti.

"Aras"
"Ne var"
"Mud a zarar verme"
"Mud un koruyucusu mu oldun şimdi de"
"Ya Aras, o kız verdiğin cezayı hak etmiyor"
"Ben ceza vermiyorum. Sadece birlikte oyun oynuyoruz"

"En azından oyunu biraz daha iyi bir hale getirsek"
"Oyunu daha ölümcül bir hale getirmem gerekirken iyi hale getirmemi mi istiyorsun"
"Aras yapma işte"
"Tamam, sende yanımda dur. Çok ileri gittiğimi düşünürsen beni durdurmaya çalışırsın"

"Bak işte bu olur"
Beni baştan aşağı süzüp kafasını deli der gibi sallayarak gülümsedi. Sonra da tekrar başını koltuğun arka kısmına bıraktı.

"Başın mı ağrıyor" dediğimde başını olduğu yerden kaldırmadan hayır anlamında salladı.
"O zaman Şapş ı arar mısın, şu işin bir an önce bitmesini istiyorum"
"Off Berfin, bekle de biraz korksun"
"Ya yeterince korkmuştur o zaten. Oyunumu bozdu diyorsun. Kim bilir neler yapmışsındır kıza"