30

2.3K 110 19
                                    

Gözlerimi yavaşça araladım. Gördüğüm yüzle gülümsedim. Uyurken tüm gün beni düşündüren ve çoğu zaman korkutan mimiklerinden eser yoktu yüzünde. Öyle rahat uyuyordu ki... şimdi karşımda istediğim İlhan vardı. Burnu, pembeleşmiş dudakları, kapalı gözleri, kirpikleri, dağınık saçları... Onun uykusu benim rüyalarımdı.

Bir daha bunu yapamayacağım bilinciyle kafamı boynuna gömdüm ve derince kokladım. Ne ter ne çamaşır suyu ne parfüm kokusu o hep beyaz sabun gibi kokuyordu.

Sonsuza kadar bu anda kalmak istedim. Sonsuza kadar bu sıcaklığı duymak istedim. Vücudumu bedenine biraz daha yaklaştırıken yanında küçüldükçe küçüldüm. Keşke beni göremeseydi. Keşke beni görmeden onu sevebilseydim. Bir zamanlar onun beni sevdiği gibi uzaktan sevebilseydim. Ama uyarmıştı beni. Uzaktan seni kırıp dökmeden seviyorum demişti, üç günlük sevdalara inat adam gibi seviyorum çağırma demişti. Dinlemedim.

Benimle aşkını paylaşır sanmıştım. Birilerini onun beni sevdiği kadar seversem acınası hayatım yaşamaya değer olur diye düşünmüştüm. Bana aşkını değil akıl hastalığını vermişti. Bana yaptığı onca şeye rağmen kokusunda mayışırken onun kadar delirmekten korkuyordum.

Ama kurtulacaktım bundan. Bu hastalıklı sevgiden kurtulacaktım. Onu bir zamanalar beni sevdiği gibi sevecektim. Uzaktan.

Hissettiğim sıcaklıkla tekrar gözlerim kapanırken uzanıp boynunu belli belirsiz öptüm ve gözlerimi kapattım.

●●●●●

Boynumda hissettiğim ıslaklıkla rahatsız olarak hızla gözlerimi açtım. Gözlermi açar açmaz gördüğüm beni izleyen gözlerle yatakta yavaşça geriye kaydım. Fark ederek elini sırtıma koyup beni hızla kendine çekti. Alaycı yüz ifadesiyle konuştu.

"Günaydın nekrofili."

Söylediğiyle utançla elimle yüzümü kapattım. Bizim neyimizeydi romantik sabahlar. Tekdüze bir ses tonuyla boğazımı temizleyip cevap verdim.

"Günaydın."

Cevap bile veremeyecek kadar utanmama gülerken yatakta doğrulup gerindi. Dönüp komodin çekmecesinden bşr şey alarak önüme attı.

"Kremini sür. Sürmezsen dünkü gibi ben süreceğim."

Önüme attığı kremi hızlıca kapıp yatakta ayaklandım. Tuvalete yönelirken aklıma gelenle İlhan' a döndüm.

"Okula gitmem lazım daha fazla benim yerime Mert' e imza attıramam."

İlhan konuşmayı sevmediği bu konuyu duyar duymaz telefonuna uzanıp ilgisizce mırıldandı.

"O yaşıyor mu hala?"

"...Okula gideceğim İlhan."

Bir süre sessiz kalırken sabırsızca yüzüne baktım. En sonunda aynı ilgisiz tonda cevap verdi.

"Tamam götürürüm."

"Peşimde adam da istemiyorum."

Anında ilgisiz ifadesi  dağıldı. Telefonu yatağa atıp yüzüme şüpheyle baktı.

"O niye?"

Kaçacağımı düşünüyordu. Henüz değil...

"Mahremiyet istiyorum."

"Olmaz."

"Kaçacağımı düşünürsen kaçarın İlhan. Bana güvenmediğin sürece benim için özenle hazırladığın o şaşaalı kafese girmeyeceğim."

Yataktan kalkıp yanıma yaklaştı.

"Sence ben bu riski alır mıyım?"

"Sence ben buna katlanacak kadar hayata bağlı mıyım?"

Geri çekildi. Yüzündeki tüm mimikler silindi. Arkasını dönüp tekrar komodine ilerledi üzerinden anahtarı alıp bana döndü. Sert adımlarla karşıma geçip elimi tuttu. Araba anahtarını elime tutuşturup yüzünden daha ifadesiz ses tonuyla konuştu.

"Bu sonundu Selim. Bir daha beni tehdit edersen beni karşında güçsüz kılan şeyi elinden alırım."

Elimdeki anahtara göz ucuyla bakıp yutkundum. Çok kızgındı. Hiçbir tepki vermeden yüzümü yere eğip tuvalete girdim ve kapıyı arkamdan sakince kapattım. Kapıya yaslanıp kendimi yorgunca yere bıraktım. Elimdeki anahtarı tutarken gözlerim ıslanana kadar gülümsedim.

Yanımda olmasa da beni görebiliyordu. Beni gördüğü sürece ne yaptığımı anlayacaktı. Yalnız kalamazsam telefon numarası hiçbir işime yaramazdı. Acınası tehdidim bana mahremiyet sunmasına yetmişti. Okula tek başıma gitmeme izin verecekti, peşime adam takmayacaktı. Sözüne güvenemezdim ama en azından daha rahat haraket edecektim.

Yeterince başarısız kaçma denemem vardı. Artık tepkilerini biliyordum. Hamlelerine hakimdim. Aklına tek bir şüphe düşmediği sürece güvendeydim. Haraketlerim tek bir şüphe kırıntısına yol açarsa başarısız olurdum. Karşımdaki zeka boy ölçüşebileceğim bir zeka değildi. Bir psikopatın zekası kandıralamazdı. Bu yüzden kandırmayacaktım, yalan söylemeyecektim. Sadece görmesi gerektiği kadarını görecekti.

Folie à Deux - BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin