Önceki bölümü atlamyın.
●●●●
Korkak adımlarla girdiğim ara sokakta ilerlemeye başladım. Geldiğim yönden geri dönmek mantıksızdı bir yamuk arardı İlhan bunda bu yüzden bu bilmediğim sokaktan bir şekilde çıkabilmeyi umarak ilerliyordum. Kaybolmaktan korkmuyordum, zaten İlhan beni bulacaktı.
Eve gidip acilen telefonu düzgün bir yere saklamalıydım. Şu anda yerini bulamazdı hala deliğim iyileşmediği için o bölgeyle işi yoktu ama eninde sonunda reddemeyeceğim bir şekilde gelecekti hep orada tutamazdım telefonu.
Gereksiz fazla dönemeçleri olan körpe ara sokakta sonunda uzaktan caddeye çıkışı gördüm. Ve tabii İlhan' ın adamları...
Adımlarımı durdurdum kaçmak normalde yapacağım bir haraket olmazdı herhalde. Yanlarına gitmeyiyse hiç istemiyordum. Durup onların bana gelmdsini bekledim. Uzaktan beni fark eder etmez birbirlerini dürtüp öylece dikilmeme rağmen kaçacakmışım gibi bir muameleyle yanıma koşmaya başladılar. Yanıma gelemelerini bekledim. Garip hiçbir harakette bulunamazdım İlhan yaptığım ve söylediğim her şeyi tek tek soracak kafamın içine girmeye çalışacaktı yine. Bu sefer izin veremezdim bu girişimimin son şansım olduğunun farkındaydım.
Sonunda yanıma vardıklarında dört iri yarı adamdan yüzü tanıdık olanı yüzündeki belirgin hayal kırıklığıyla konuştu.
"Selim Bey neden kaçtınız?"
Sorusuyla garipseyerek yüzüne baktım. Normalde bu tür şeyler sormak huyları değildi hatta benimle iletişime geçmeleri bile çok nadir gerçekleşirdi. Bu şaşkınlığımı fark etmesiyle diğerlerine baktı. Hepsi kafa sallayınca onlardan onay aldığını anladım. Bana yaklaşıp gözündeki endişeli bakışlarla fısıltılı bir tondan konuştu.
"Patron deliye döndü. Hiçbirimiz onu böyle görmemiştik. Sanırım bunu yapmanızı tahmin edemedi. Demek istediğim şey... Eğer zorluk çıkartırsanız sizi bayıltmamızı söyledi."
Anında korumaların endişesine ve şaşkınlığına ortak oldum. Kendisinden başka birnin canımı yakmasına izin mi vermişti? Nasıl bu kadar gözü dönmüştü? Mert ' in elini tuttuğum için mi? Çok fazla risk almıştım. Düşünmeden haraket etmiştim ve bunun bir cezası olacaktı. Yutkundum sertçe.
"Tamam haber verdiğin için teşekkür ederim."
Beni götürmeleri için kolumu uzattım. Korumalar endişeyle birbirlerine baktılar.
"Sorun değil katlanabilirim."
Aralarındaki en genç koruma korkak ses tonuyla fısıldadı.
"Belki sizi bayıltırsak sonrasında size dokunmaz."
Onun gibi birinin yanında nasıl hala vicdanlı kalabilmişlerdi şaşırıyordum.
"Hayır buna gerek yok. Ona güvenme... Emri vermiş olabilir ama bana dokunduğunuz için sonrasında ben kurtulsam bile sizin canınız yanacak. Hem de bana vereceği zarardan çok daha fazlasıyla."
Hepsi ikna olmuştu İlhan' ın nasıl biri olduğunu biliyorlardı. Benim için bu kadar endişlenen insanların canının yanmasına izin veremezdim.
Onlara uzattığım kollarımı tutup ilerlemeye başladılar. Caddede biraz ilerledikten sonra ileride park halindeki arabayı fark ettim. Ayaklarımı sürterek ilerliyordum. Yumruklarımı sıkıp iki yanımdaki korumaya baktım. Onlar da benim kadar korku içindeydi. Beni korkutan şey canımı yakacak olması değildi, canımı nasıl yakacağını bilemememdi. Belirsizlik beni deli gibi korkutuyordu. Söz konusu İlhan olunca cesur olamıyordum.
Arabanın önüne varmamızla kapıyı açtılar ve iterek beni içeri soktular hızla. Gözlerimi kapatıp başımı eğdim. Yüzüne bakamıyordum. Dakikalar sonunda sert nefes sesi duyuldu. Elini uzatıp başımın üstüne koydu. Bu haraket bile korkudan sıçramama sebep oldu. Elinin ağırlığıyla başımı iyiyce öne eğdim.
"Sen naptın Selim?"
Sustum. Sesinden öfkeli mi değil mi anlayamıyordum. Fazla sakin ve tekdüzeydi.
"Hm? Cevap ver."
"Özür dilerim."
İçime kaçmış gibi çıkan sesimle başımı duvarlara vurmak istedim.
"Özür dilersin öyle mi? Lan ben sana demedim bu sefer affı olmayacak diye! Ben sana demedim mi canını yakmaktan çekinmem diye! Ben sana demedim mi sakın beni deneme diye!"
Bağırmasıyla geriye kaçtım korkuyla. Yakalarımdan tutup kendine çekti. Şimdi başım yukarı kalkmıştı gözlerim yüzünü bulmadan önce anında sıkıca kapattım. Bakamazdım yüzüne... Bakamazdım.
"Amacın ne lan senin! Canına mı susadın Selim!"
Dudaklarım titredi. Sıkıca kapattığım gözlerim yanmaya başaldı. Ağlamak üzereydim. Titrememesi için gerdiğim dudaklarımı sertçe ısırdım. Yakalarımdaki ellrini tuttum. Öfkeden nöbet geçirir gibi titriyordu elleri. Normalde hep soğuk olan elleri şimdi ateşi varmış gibi cayır cayor yanıyordu. Ellerini tutmama izin vermeden hızla yakalarımdan itip beni sarsarak temasımızı kesti.
"Bu senin hatan. Beni zorladın..."
Aynı nöbet halinde hızlı hızlı konuşuyordu.
"Seve seve öğretemediysem, döve döve öğreteceğim sana."
![](https://img.wattpad.com/cover/342990228-288-k934963.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Folie à Deux - BxB
Random#TAMAMLANDI# Saplantılı bir aşkın yorgun bir kalbe uğramasıyla korkunun ve bağımlılığın iki kişilik deliliğe dönüşümü. +18 ‼‼‼‼🔞Ağır cinsellik, toxic ilişki, şiddet, bdsm içerir🔞‼‼‼‼‼