37

2.5K 124 24
                                        

"Peki... söyle bakalım pantolununun önü neden açık?"

Yeni haberim oluyormuş gibi pantolonuma baktım. Siktir tamamiyle unutmuştum.

"Ben... şey-"

"Sen ney?"

Aklıma yalan grlmiyordu. Ne diyeceğimi bilmeyerek sustum. Kafamı kaldırıp İlhan' a baktım. Bakışları az öncekinden çok farklıydı. Aklından ne grçirdiğini okuyamıyordum.

"Kafam yerinde değil... Pantolonunun önü açık halde duvara yaslanmış ben yokken ne yaptığını düşünüyorum."

Dudaklarını yaladı.

"Düşüncesi bile hoşuma gitti."

"Y- yanlış anlıyorsun."

Siktir... kekeledim.

Sakince gülümsedi. Her şeyinden sarhoş hali okunuyordu.

"Yanlış anladığımı biliyorum. Benden hayatımda yaşadığım en güzel yanlış anlamayı heba etmemi beklemezsin değil mi?"

Aç bakışlarına karşı yutkundum. Ayağa kalktı dengesini zar zor toparlayıp eğildi. Kolunu dizlerim altından geçirip beni kolaylıkla kucağına aldı. Haraket ettirilmek canımı acıtmıştı tüm acımı çıkartma ister gibi omzunu sıktım. Burnuma dolan viski kokusu yüzümü buruşturmama sebep oldu. Sırf bu kokuyla bile sarhoş olabilirdim. Hep içerdi ama hiç sarhoş olduğunu görmemiştim. İlk defa bu kadar ileri gitmiştik. Ulaşılamaz görüyordum onu hep ama bir şekilde o da etkilenmişti.

"İtiraf etmeliyim."

Yatak odasına ilerledi. Beni yavaşça yatağa koyarken meraklı gözlerle yüzüme baktı.

"Ne?"

"Kalbe dokunmayı biliyorsun... ama kırarak."

Beni korkutan gözleri güldü. Yatağa çıktı, aclesizce gömleğinin düğmelerini çözdü. Bir elini yanağıma koyup şefkatle okşadı.

"Seni öyle güzel seveceğim ki her şeyi unutacaksın."

"Bu şimdiye kadar söylediğin en gaddarca şeydi."

Dudaklarımızı birleşitrdi. Özlem giderir gibi küçük öpücükler bıraktı önce. Saçlarımı hafifçe geriye tarayıp yolunu temizledi. Dudaklarını alnıma bastırdı ıslak bir öpücük bıraktı. Sonra gözlerimi, yanaklarımı, çenemi derin soluklar alarak öptü. Karşı koymuyordum ama hissetmemek için kendimi sıkıyordum.

Pantolonumu paçalarımdan çekti yavaşça. Çıkartırken tenime değen kumaşın canımı yakmasıyla elimi ısırdım. Haraketlerinin aksine bakışlarında üzüntü ya da pişmanlık yoktu. Pantolonumu bir kenara atıp kırık bileğime tüy kadar hfif bir öpücük kondurdu.

İç çamaşırımı çıkartmak yerine kenara itti ve deliğimi ortaya çıkarttı. İşaret ve orta parmağını dudaklarıma dayadı. İşte şimdi bir seçim şansım vardı. Dudaklarımı aralamamalıydım bana daha fazla dokunmasına izin vermemeliydim işte burada zihnime yavaş yavaş ve yadsınamaz bir biçimde işlediği deliliği devreye girdi. Direnmedim, üstünde fazla durmadım.

Önce parmakalarının ucunu yaladım sonra ağzıma alıp ıslak seslerle emmeye başladım. Yeterli olduğuna karar verdiğinde parmaklarını ağzımdan çekti. Kendi dudaklarına götürüp parmaklarından damlayan salyalarımı boydan boya emdi. Deliğime dokunmadan önce üzerime eğilip alınlarımızı birleşitirdi.

"Çok zaman geçti. Rahatla..."

Önce işaret parmağıyla zorladı deliğimi. İçimi dolduran parmakla ıkındım. Hafif hafif haraket ettirdi. İkinci parmağı da zar zor içime sokarken dudaklarımızı tekrar birleştirdi. Yemek ister gibi öpmeye başladı. Elimin altındaki gömleği avuç içlerimde toplayıp sıktım.

Folie à Deux - BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin