8

6.5K 268 33
                                    

Yorum atın canlar ciğerler yorum söylemesek umursayan bir iki kişi valla.



Arabadan inip okula doğru yürümeye başladım. Hala gitmediğini biliyordum okula girdiğimi görene kadar gitmeyecek sonra yarım saatte bir mesaj atacaktı. Her yanından ayrıldığımda yaptığı şeydi bu.

Arkamı dönüp ona baktım gözlerini bir an bile ayırmamıştı. Elini kaldırıp kumral saçlarını yarasının olduğu tarafı doğru atarak düzeltti. Siyah eldivenli elini görebileceğim şekilde arabanın camından çıkartıp bana iki parmağıyla hafifçe gel işareti yaptı. Gergince kıpırdandım. Aramızdaki kısa mesefeyi kapatarak tekrar yanına ilerledim. Arabadan inip ellerini cebine koydu. Karşısında durmamla eğilerek yüzlerimizi aynı hizaya getirdi.

"Neden öyle bakıyorsun?"

"Bilmem. Korkuyorum sanırım."

Cevabımla dikelerek elini çeneme koydu ve hafifçe başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı.

"Korkmayı bırak o zaman. Tahrik oluyorum."

Sözleriyle yutkundum. Bu hissettiğim gerginlik... Sanki yanımızdan geçen insanlar aramızdaki bu şeyi görüyor gibi bize bakıyordu yan bakışlarla insanları süzüp tekrar ona baktım. Umursamış görünmüyordu. Az önceki aurodan anında kurtularak elini saçıma koydu ve arkaya doğrı tarayıp gülümsedi. Cüzdanına uzanarak cevabı umursamadan konuştu.

"Paran var mı?"

"Kartın bende."

"Olsun nakit bulunsun."

Elimi tutup cüzdanından çıkarttığı iki yüzlükleri sıkıştırdı ve uzanıp yanağımdan öptü. Geri çekilerek bana gitmemi işaret etti. Sözünü dinleyip arkamı döndüm, verdiği paralara bakmadan cebime sıkıştırıp ilerlemeye başladım. Adımlarımı hızlandırıp fakülteye girdim. Hızlıca gitmesini istiyordum. Arkamı dönüp girişten kısaca baktım etrafına bakıp bir sigara yaktı saçını bir takıntı ve alışkanlık olduğunu düşündüğüm şekilde yeniden düzeltti. Üzerindeki siyah pardesüyü çıkarttı ve beyaz gömleğinin kollarını çevirdi. Eldivenlerini çıkarttı. Hava soğuktu ama o üşümeyi severdi. Tekrar arabaya binip dövmeli kolunu açık camdan sarkıtarak sigaradan bir duman daha aldı. Ben sabırsızca ona bakmaya devam ederken kafasını çevirdi. Bakışlarından ürkerek birkaç adım geri kaçtım. Gülümseyip hafifçe el salladı.

Tabi ki fark etti beni ne düşünüyordum ki. Bozuntuya vermemek için geri el salladım. Motoru çalıştırdı ve gitti. Telefonumu cebimden çıkartıp Poyraz' ın mesajlarına kısaca cevap verdikten sonra fakülteden çıkıp kafeye ilerledim ve bir kahve aldım. Sıcak kahveyi yudumlarken Mert i yalnız başına görüp yanına ilerledim. Yanına oturmamla kafasını telefondan kaldırıp bana baktı ve gülümsedi.

"Selim' im yüzünü gören cennetlik niye doğru düzgün gelmiyorsun derslere."

"Oyalanacak bir şey buldum diyelim."

"Hay hay öyle diyelim paşam. Sigara?"

Bana uzattığı sigara pakedine bakıp yutkundum ve kafamı hayır anlamında salladım.

"NEĞ!!"

Mert in bir anda bağırmasıyla panikle kahvemi masaya koyup ağzını kapattım.

"Geri zekalı ne bağırıyorsun bir anda?"

"Ne oldu bebeğim nen var beleş sigarayı kabul edemeyeceğin ne gibi bir hastalığa yakalandın?"

Bağırması yüzünden bize bakan  insanlara mahcupca kafa sallayıp Mert e döndüm.

"Bıraktım."

"Oğlum 13 yaşından beri sigara içmiyor muydun sen nasıl bıraktın nereye bıraktın?"

"Sevgilim izin vermiyor."

Mert bana garip biir ifadeyle bakıp elini omzuma koydu ve bir anda babacan bir kişilğe bürünerek konuştu.

"Anlıyorum seni aziz dostum anlıyorum kadınlar bazen korkutucu oluyorlar."

Ben sanki mantıklı bir şey söylemiş gibi kafamı sallarken kadın lafıyla bakışlarımı Mert e çıkardım. Bir anda Mert in yüzünde bir umut ışığı görmüş gibi aydınlanarak gülümsedim. Mert yakın gördüğüm insanlardan biriydi ve kadın ya da erkek umursamazdı. Ona her şeyi anlatabilirdim ve duruma Poyraz gibi değil yaz dizisindeki esas kızın kankası gibi yaklaşırdı Mert e sevinçle sarılarak güldüm. Mert sayesinde artık birileriyle konuşabilir ve kafayı yemekten kurtulabilirdim.

Mert bu ani haraketime şaşırsa da fırsatı kaçırmamak için o da bana sarıldı.

"Ne oldu birden sen hiç sarılmazdın."

Ondan ayrılarak hızla konuştum.

"Mert sana uzun bir şey anlatacağım dersten sonra buraya gel."

"Uff dedikodu mu dayanamam şimdi anlat."

"Uzun dedim dersten sonra ne işin gücün varsa iptal et buraya gel tekrar."

Hızla kalkıp Mert in cevabını dinlemeden fakülteye girdim. Aynı anda telefonumu çıkartıp mesaj attım.

Tavşancık🐇:
Bugün almaya gelme.

Görüldü

Folie à Deux - BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin