Herkese Merhabalar 🌸✨
Bölüm sonuna bıraktığım birkaç minik not var, onları okursanız çok sevinirim.
İçime sinen güzel bir bölüm oldu. Umarım sizler de beğenirsiniz.Sınırımız 35 oy, keyifli okumalar...
***İşte orada, tam karşımda.
Meğerse benden gittiği gün akmaktan cayan zaman, onun için tüm güzellikleriyle akıp gitmiş. İçimi delip geçen bir ateş var, onun mahallesinden bile geçmeyen. Donuk bakışlarla seyrettim, dünyanın en güzel tablosunu. Özgürce gülümseyen dudaklarını, mutluluktan kısılan gök mavilerini... O tabloya eklenen küçük bir bedenle çatıldı kaşlarım. Karımın kucağında taşıdığı bebek, ileriye doğru savsak bir adım atmama sebep oldu. Beni kolumdan tutan Akın olmasaydı devam eder miyim bilmiyorum... Bebeği öyle bir özgüvenle tutuyordu ki annesinin karım olduğuna dair hiçbir şüphe duymadım. Nereye baktığımı gören Akın, caddenin karşısındaki restoran odaklanır odaklanmaz şaşkın bir nida sarf etti.
"Ne? Nasıl? Ama-" Bir şeyler söylememi beklercesine bana döndüğünde, tepkisizliğimi korudum. Gözlerimin önündeki sahneyi sindirmeye çalışıyordum.
"Hassiktir ulan!" Akın, sıkıntıyla asker tıraşı saçlarını ovuşturdu. Kendini ne zaman bir çıkmazın içinde bulsa bunu yapıyordu. Telaşlı birkaç adım attı, kaldırım boyunca. Verdiği tepkileri, vermem gereken tepkileri, dikkatlice inceledim. O normal bir adamın yapması gerekenleri sergiliyordu. Peki ya ben?
Ben ne yapıyordum?
Hiçbir şey...
Bitmek bilmeyen birkaç dakika boyunca öylece durdum. İzledim, izledim ve biraz daha izledim...
Öfkenin geri dönülemez yangınını başlatmak önce, özlemime doygunluğunu yaşaması için zaman vermiştim. Sessizliğimden tedirginlik duyan Akın'ın huzursuz kıpırdanmalarını hissetsem de bakışlarım, benim karımı ve bana ait olan bir bebeği samimiyetle seyreden adama kitlenip kalmıştı. Her fırsatta ortaya çıkan paranoyak, şüpheci tarafıma kulak verdiğimde ölümcül bir sessizlikle karşılamak beni şaşırtmadı. Zira her bir hücrem, Doğa'nın şüpheye mahal verecek bir şey yapmayacağını biliyordu. Ben karımı tanıyordum ve benim karım, bir sahtekâr değildi. Herkesin, kardeşimin ve dostumun, bana katılmayacağını bilsem de fikrim değişmezdi. Ona dil uzatmak ne kardeşimin ne de Akın'ın haddineydi.
"Cihan böyle bir şeyi nasıl söylemez? Neden ayaklarını götüne vura vura İstanbul'a kaçtığı belli oldu. Yamuk herif, bunu bile beceremedi." Akın'ın sinirli homurtularına hak verircesine başımı evet anlamında salladım. Doğrusunu söylemek gerekirse ne dediğini bir gram dinlememiştim. Elin adamı çocuğuma gülücükler atarken, karıma dokunurken nasıl dinleyecektim ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçlu Hazlar (TAMAMLANDI)
General Fiction"Seni hiç sevmedim, sevmiyorum ve sevmeyeceğim." Aptal kalbim, gerçekleri haykıran zihnime ayak uydurduğunda dizlerimin bağı çözülüvermişti, dengemi sağlamak için kendimi duvara yaslarken kalbimin atışlarına dayanamaz haldeydim. Beni öldürmeye yemin...