Final Part I

641 45 12
                                    

Herkese Merhabalar 🌸✨

Eveet o ana geldik, finale... Suçlu Hazlar, profesyonel anlamda bir şeyler yazdığım ilk kurguydu ve açıkçası bu kitabın yeri benim için hep ayrı olacak demek az kalır. O yüzden finali yazmaya başladığımdan beri fazlasıyla duygusalım. Nedense onlara hak ettiklerini finali verememenin stresini yaşıyorum. Doğa ve Cem'le vedalaşmaya hazır mıyım onu bile bilmiyorum. Burası, onların hikayesi, gerçeklikten kopmak istediğimde koşa koşa geldiğim bir yerdi ve şimdi bu güvenli limandan uzaklaşmak, biraz garip hissettiriyor. 

Önümüzdeki bölüm Final Part II olacak, son bölümümüz. Son, kafamda hazır durumda ve yazmaya başlamak için sabırsızlanıyorum. Ama oldukça duygu yüklü bir bölüm olacağı için kendime gerekli zamanı vermek istiyorum. O nedenle Part II, bir haftadan önce gelmeyecek. Arka arkaya bölümleri yayınlamayı ne kadar istesem de sizi çok bekletmek istemeden bu şekilde yayınladım. Ama Part II için de çok beklemeyeceksiniz, taslağı derinleştirdiğim an yazmaya vehiç beklemeden yayınlamaya çalışacağım. Bu bölüm sizlerden bol bol yorum ve oy görmek beni çok mutlu eder. Fikirlerinizi, hislerinizi ve final hakkındaki teorilerinizi benimle paylaşmayı lütfen, unutmayın. 

Sizleri çok seviyorum ve bölüme uğurluyorum. 

Keyifli okumalar...





***

Sanem Adal / Altı Ay Sonra

Çocuklar büyür. Ve insanlar çocuklarımız büyüdükçe işimizin kolaylaşacağını söyler. Kendimi bir anne olarak hiç hayal etmedim. Bundan yıllar önce istediğim tek şey, özgür olabilmekti. Tüm beklentilerden, hayatlarımızı dolduran insanların yorumlarından ama en çok da annemden kaçmak istemiştim. Ta ki Alphan'la karşılaşana dek...

Alphan'la bir kez karşılaşmadım. Her karşılaşmamızın Pandora'nın Kutusunu biraz daha aralamış bizi bu ana sürüklemişti. Benim bir kızım var. İsmi, Doğa. O mutlu ve güçlü bir kadın. Doğa, bir zamanlar Sanem'in olmak istediği ama olamadığı her şey...

Doğa hem Alphan'ın hem de benim olamadığım her şey. Kızımız artık bizim kızımız değil. Tanrım, Doğa artık benim kızım bile değil. Onu kaybettim. Bir annenin evladını kaybedebileceği en acı yolla kaybettim onu. Botlarımın altında ezilen kar sesi, ıssız bahçede yankılanıyor. Etrafta kimse yok. Alphan bir kez daha kendini buraya hapsetmişti. Doğa da babası gibi işler zorlaştığında kaçmayı severdi. En azından bir zamanlar öyleydi, hala öyle mi bilemem. Son aylarda kameraların karşısındaki kadın kim tanıyamıyorum. Dergilerin ve gazetelerin kapağındaki kadın; kızımın yüzünü taşıyor, onun mavileriyle gülümsüyor ama aynı zamanda bir yabancı. Onu ne zaman kaybettim hiç öğrenemedim. İlk terk edişi, hangi cümlemle olmuştu? Her şeyin sonunu getiren o gün, sahip olabileceğimiz tüm bağı koparttığında kimi suçlamalıydım?

Cem Karakum'u mu yoksa Alphan'ı mı? Belki de suç, en başından beri benimdi. Suç, ne olursa olsun kızımın yanında duramayışımındı. Bu lanet olası karanlık dünya ve mide bulandırıcı güç oyunlarına kapılıp gittiğim gün, kaybettim kızımı. Artık gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki bir kızım olduğundan emin değilim. Onun bir annesi var ancak benim bir kızım yok...

Camlar, perili bir ev misali uğuldadı. Örümcek ağlarıyla kaplanmış duvarlar, attığım her adımda kaldırdığım toz dumanı içimi ürpertti. Alphan, kayboldu. Zihninin, vicdanın ve kalbinin derinliklerinde yok oldu. Ona aşık kadın gibi davranıp, elinden tuttum diyemem. Çünkü bunu yapmadım, yapamadım...Nasıl yapacaktım? Kızımın kanını döktü. Düşmanın, Cem Karakum'un, yapmadığı gerçekleştirdi. Bir anlığına verilen kararlar, sonun başlangıcını getirmişti. Bir domino taşı düşmüş ve devamı engellenemez bir çığ misali sıkıştırmıştı bizi. Sahte bir cesaretle ıssız koridoru arşınladım. Eskilere ait bir müzik, cızırtılı bir ses eşliğinde doldurdu etrafı. Alphan'ın en sevdiklerinden birini takip ederek koridorun sonuna geldiğim vakit, burada ne yaptığımı sordum. Onu niçin aylar sonra görmeye gelmiştim? Teslim olmasını, kendini ölüme yollamasını mı isteyecektim? Bunca zaman sonra bile onun ölümünün korkusuyla titredim. Alphan, ölüyordu. Dün değil, yarın hiç değil ama bundan birkaç hafta sonra ölüyordu. Cem, yavaş ve acı çektire çektire sonunu getiriyordu. Hümeyra'nın sesi eşliğinde açtım kapıyı. Bakımsız menteşeler, hakkını vererek Hümeyra'nın Sessiz Gemisi'ni böldü. Ellili yaşlarına yaklaşmış bir kadına yakışmayacak kadar korkağım. Dizlerim, yıkılmamı istercesine titredi.

Suçlu Hazlar (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin