Suçlu Hazlar VIII

1.1K 64 21
                                    

Eski bir fabrikanın kir, pas ve kanla bezenmiş havası; burnumun direklerini sızlatıyor, kim olduğumu bana tekrar tekrar hatırlatıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eski bir fabrikanın kir, pas ve kanla bezenmiş havası; burnumun direklerini sızlatıyor, kim olduğumu bana tekrar tekrar hatırlatıyordu. Altın bir sikkenin iki yüzündeki kirli taraftım; ayaklarımın altında yatan başka bir ölü beden, oynadığım tüm oyunlardan daha masum kalıyordu. Küçük kız kardeşimin saçlarını okşayan parmaklarım, kurumuş kanla kaplıydı...

Burada ne yapıyordum?

Ruhumu şeytana niçin satmıştım?

Yaşanılanları neden unutamıyordum?
.
.
.

Cevabını bildiğim ama dillendirmekten korktuğum sorular; huzursuz zihnimi bir kez daha işgal etmeye çalışırken Akın'ın sesi, ihtiyacım olan dikkat dağınıklığını sağlamıştı.

"Araba hazır, gidelim mi?"

Benden beklenen cevabı verecek gücü kendimde bulamıyordum, on yaşından beri alışkın olduğum kanın varlığı her gün benden bir parçayı daha alıp götürüyordu.
Başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim ve köşedeki lavaboda kanlı ellerimi yıkadım. Tırnaklarımın arasında yer etmiş olan kanları, sert bir fırçayla canım acıyana kadar temizledim ve acının insanı bir duygu oluşunu zevkle karşıladım. Acıyı hissediyordum, hala bir insandım değil mi? Kardeşlerimi seviyordum, onları koruyordum ve onlar için kendimden vazgeçerdim...
Ben bir canavar değildim, her şeye rağmen kalbim sevgiyi biliyordu. Kağıt peçetelerle elimi kuruladım ve gecenin soğuk havasını karşıladım. Arabam çoktan gelmişti, İstanbul'un kuru soğuğuna karşılık sıcacık koltuklar beni karşılıyordu.

"Sigaran var mı?"

Cemre, sigara içmemi hiç sevmezdi o yüzden yanımda sigara tutmazdım.

"Buyur abi."

Akın'ın uzattığı sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirip rahmetli babamdan kalma Zippo'yla sigarayı ateşledim. Zehirli duman ciğerlerimi doldurdukça nefesimin açıldığını hissediyordum, lanet olası tütün bir gün ölümüm olabilirdi lakin şimdi, hayatımı kurtarıyordu.

"Şu hayvanı da hiç sevmem, uğursuz şey."

Akın, kendi sigarasının ucunu elektrik direğindeki baykuşa doğru tuttu.

"Cemre duymasın..."

Anlamlı bakışlarım, Akın'ın yüzünde dolaştı. Kız kardeşim farkında değildi ama yanımdaki adam, ona deliler gibi aşıktı.

"Abi-"

"Nefesini boşa yorma, senin bir suçun yok."

Aşkın ne denli büyüleyici olduğunu anne ve babasında görmüş bir adam olarak Akın'ı yargılayamazdım. Akın suçlu değildi, saf bir şekilde seven kimse suçlu olamazdı... Sigaramdan aldığım son bir nefesi de tüketip izmariti lekerle dolu betonda ezdim.
Gecenin karanlığında, tek bir elektrik direğiyle aydınlanan loş sokakta tek bir kırmızı nokta belirdi. Benimle beraber kırmızı noktayı fark eden Akın, hiç düşünmeden kendini siper etmeye çalışsa da merminin yakıcı hissiyatını omzumda hissetmiştim. Hayat böyleydi, birkaç saniye sizi en değerlinizden; yaşamınızdan kopartmaya yeterdi. Susturulmuş bir namludan çıkan ses, birçok noktadan atılan silah sesleriyle yok olup giderken bedenimi arabanın rahat koltuklarına yasladım.

Suçlu Hazlar (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin