ŞEYTANIN AYAK İZLERİ

9 0 0
                                    

John Loosemore o gece çocuklarını yatırmadan önce lapa Japa yağan karı camdan izlemeleri için onlara biraz izin ver mişti. Kızlar çok heyecanlıydı çünkü bir sonraki gün kardan adam yapacaklarına dair babalarıyla anlaşmışlardı. Şubat ayıydı, İngiltere'nin Orta Devon bölgesi en soğuk günlerinden birini ya- şıyordu. Sabaha karşı birden alt kattan bir kapı vurma sesi geldi. Kapıdaki kişi var gücüyle kapıyı yumrukluyor, polis memuruna bir an önce ulaşabilmek için çırpınıyordu. John bir hışımla kapıyı açtı, kapının önünde dikilen kişi çiftçinin oğluydu. Kendisini bir an önce halkın toplandığı kalabalığın olduğu tarafa doğru götür- mek istiyordu, çünkü dışarda karların üzerinde orada olmaması gereken ürkütücü bir şey vardı.

Hava eksi 15 dereceyi görmüştü ve 8 Şubat 1855'te ise tari- hin sayfalarına kazınacak korkunç bir olay yaşanmak üzereydi. Sabaha karşı günlerine normal bir şekilde başlayan halk, köyün bir ucundan diğer ucuna kadar ilerleyen bazı ayak izlerinin var- lığı yüzünden derin bir korkuyla sarsılacaktı. Çünkü bunlar bir insana ait değildi, bilinen herhangi bir hayvana da ait gözükmü- yordu, simetrikti ve belirli bir uzunlukta uzun bir süre kasabayı dolaşarak oradan uzaklaşmıştı.

Merkezde toplanan kalabalığı ve gürültüyü duyan polis memu- ru John ise çiftçinin oğluyla beraber hızlı adımlarla kasabalıların

aralarında bir toplandığı yere ulaşarak gürültünün sebebini anlamaya çalıştı Kasabalılar korku içinde bağırıp çağırarak kendi şeyler tartışıyorlardı ama polis memuru hálá konunun ne olduğu Köylülerin ayak setmelerinin ardından ayak izlerine şöyle bir göz gezdiren John setmelerinidece toynaklı bir hayvana ait olduğunu düşünmüş ve hålå bu paniğin sebebini çözememişti.

Kasabalılara hafifçe çıkışarak kendilerine gelmelerini söy ledi ama kasabalılar daha da sinirlenerek polis memurunu iz. lerin devam ettiği yöne doğru itiştirmeye ve bir şeylerin yanlış olduğundan bahsetmeye başladılar. Bunun üzerine John ayak izlerini takip etti ve kasabalının neden bu kadar panik içinde fe. veran ettiğini anladı.

Takip ettiği ayak izleri herhangi bir engelle karşılaşsa bile dümdüz ilerlemeye devam etmişti. Karşısına çıkan karlara gö mülmüş bir at arabasının üzerinden yürüyerek geçmiş ve gitmiş- ti. Kenarından dolaşma gereği duymamış ve yüksekliğe aldırma- dan üzerinden yürümüştü. Biraz ilerleyince işler daha da gariple- şecekti. İzleri takip eden John, kasaba halkıyla birlikte bir binanın arka duvarına ulaştı. Ayak izleri orada kesiliyor ama garip bir şekilde, binanın ön tarafından tekrar devam ediyordu, binanın yan taraflarında ise herhangi bir iz yoktu. Bu kişi ya da şey ya binanın içinden geçmiş ya da düz duvara tırmanarak üzerinden karşı tarafa ulaşmıştı.

Bu durum karşısında hem kasabalı hem de polis memuru bu ayak izlerinin sahibinin binanın içinden nasıl geçtiğini düşünür- lerken John bir merdiven isteyip tek katlı evin çatısına bakmak istedi. Merdivene tırmanan John'un yüzü o anda korkudan bem- beyaz olmuştu, genç adam aşağı inip şaşkın bir yüz ifadesiyle kasabalılara ayak izlerinin çatıda devam ettiğini söyledi. Aynı zamanda biraz önce gördüğü at arabası ve esnaf tezgahları gibi nmüş diğer nesneleri de kasabalılara bildirdi.

Bu şey her neyse yoluna çıkan hiçbir şeyi umursamadan nesne- lerin ve evlerin üzerinden yürüyüp geçiyor, hiçbir engel dinlemi- yordu.

Dehşete düşen kasabalılar sessizliğe bürünmüş, kafalarını ön- Jerine eğip yaşananları bir mantık çerçevesine koymaya çalışıyor- lardı. Kimileri kendi aralarında fısıldıyor kimileri ise dua ediyor- du. Belli ki doğaüstü biri veya bir şeyler yaşadıkları bu kasabadan geçmiş hatta etrafında biraz dolaşmış ve gece kar yağarken bu çift toynak izlerini bırakıp gitmişti.

paranormal hikayesi 2   ( ışıl ışık) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin