Muğla taraflarında yer alan bu köy bazı söylentilere göre ger- çekten lanetlidir ve köy içinde tüyler ürpertici korkunç şeyler yaşanmış ardından bunlar filme aktarılmıştır. Bazı söylentilere göreyse bu hikâye film için uydurulmuştur ve gerçeği yansıtma- maktadır.
Eski yıllarda define aramak şimdiye göre daha yaygındır ve Kıbledere köyünden de maceraperest bir grup define avına çıkar. Birçok insan define bulma ümidiyle köylere gider. O dönemler define ve altın bulmak için insanların cinlere, büyülere ya da te- kinsiz bazı varlıklara bulaştığı ve onlarla anlaşmalar yaptığı bilinir.
Lanetin ortaya çıkışı
Kıbledere'de de benzer bir olay yaşanır. Bundan seneler önce, 80'li yıllarda üç arkadaş zengin olma ümidiyle define arayışına girer. İlk etapta ufak tefek şeyler bulurlar, ancak gözleri büyük paydadır. Ne yazık ki büyük definelerin çoğu büyülerle ve bir cin kabilesi tarafından korunur.
Bu arkadaş grubu söylenenlere göre cinlerle anlaşma yaparak bu gömüyü bulurlar ve zengin olurlar, ama bu karanlık varlıkla- rın da onlardan bazı istekleri vardır. Kimi yerlerde bu kan bedeli olarak geçer yani aile bireylerinden birinin kabileye verilmesi ya da kanı akıtılarak öldürülmesi/kurban edilmesi gibi bir takastır.
Hazineye ulaşabilmek için önce tamam diyen arkadaşlar, hazi- neyi bulduktan sonra insan kılığına giren bu cini öldürür ve bir ağacın altına gömerek olayı kapatırlar ya da en azından kapattık- larını sanırlar. Fakat bu cinin mensup olduğu kabile rivayete göre en tehlikeli kabilelerden biridir ve kabile bu kişileri ve sonradan gelecek olan aile üyelerini nesiller boyu sürecek korkunç bir la- netle lanetleyecektir.Defineyi cinlerin yardımıyla ele geçiren arkadaşlardan ikisi, ailesini de yanına alarak başka şehirlere taşınır. Diğeri ise köyde kalmaya karar verir ve köyün en zenginlerinden olur. Bu arada bu üç arkadaşın bulduğu altın o kadar çoktur ki tüm köye az da olsa dağıtırlar ve o altınlara kimin eli değdiyse onlar da lanet- lenir. Tüm Kıbledere köyünün lanetlenmesi olayının nedeni de aslında budur. O günden sonra köylülerin hiçbir işleri rast gitmez, hayvanlar ortadan kaybolur, ekinler kurur. Köydekilerin yeni doğan çocuklarında bazı kusurlar meydana gelir, bebekler tek gözlü ya da eksik uzuvlarla doğmaya başlar. İlerleyen gün- lerde evlerde bilinmeyen yangınlar çıkar. Ani ve açıklanamayan ölümler köyü sarar, aileleri büyük bir ızdırabın içine sokar. Me- sela küçük bir evde yaşayan bir aile bir sabah nedeni bilinmeyen bir sebepten ötürü ölü bulunur. Ailedeki anne ve babanın el ve ayaklarının ters döndüğü, çocukların ise birbirine sarılmış bir vaziyette taş kesilmiş olarak bulunduğu bildirilir. Köyde aklını yitirenler, geceleri bazı varlıklar tarafından rahatsız edilenler, ev- lerinin yatak odalarında birtakım varlıkların seslerini, fısıltılarını duyduklarını söyleyenler günden güne çoğalır. Evlerin kapıla- rında ve bazı duvarlarda lanetli yazılar ortaya çıkmaya başlar ve köy içinde geceleri hangi dile ait olduğu bilinmeyen bazı sesler duyulduğu söylenir.
Bu defineyi bulanlardan köyde kalan adamın kızı, (gerçek ismi farklıymış ancak sonradan çekilen Dabbe filmde Kübra olarak geçiyor) 24 yaşına geldiğinde kına gecesinde cinlerin saldırısına
uğrar ve içinde büyüyen çok güçlü lanetli varlığın tehdidi altına girer. Ardından nişanlısını öldürür, daha sonra genç kız psiko lojik sorunlar nedeniyle akıl hastanesine yatırılır. Çevresindeki insanlar ve sevdikleri ne yaparsa yapsın kızı kurtaramaz. Kızın üzerindeki lanet gitmez ve kız bir türlü iyileşmez, köy halkı da kıza kötü varlıkların ve cinlerin musallat olduğunu düşünmeye başlar. Sonuç alınamayınca defineyi bulan diğer arkadaşın psikiyatrist kızı Ebru'yu çağırırlar. Ebru ile Kübra zamanında köyden arkadaşlardır ve Ebru arkadaşını kurtarmak için ismi Fa- ruk olarak geçen bir hocayla birlikte, eski köyüne ve arkadaşının yanına gider.
Ebru tıbbi tetkikler yaparken yanındaki hoca da kendi tek- niklerini kullanır ve olayın bir musallat vakası olduğunu anlar, ancak ikisi de hiçbir olumlu sonuç alamaz. Durumun geç de olsa farkına varan Kübra'nın ailesi kızlarının kurtulması için psiki- yatrist Ebru'yu kullanır ve onu bir şekilde oyuna getirip cinlerin Ebru'ya musallat olmasını sağlayarak kızı diri diri gömerler, ho- cayı ise bir kuyuya atarlar, yani bir şekilde Ebru ile kendi kızlarını takas ederler.
Hoca bir süre sonra kuyuda köylüler tarafından bulunur. Olaylara şahit olan hocanın kuyudan çıktıktan sonra akli denge- sini kaybettiği ve hafıza kaybı yaşadığı için hiçbir şey hatırlamadı- ğı söylenir. Kıbledere köyü halkının ise köy lanetlendiği için köy- den gittiği, köydekilerin delirip birbirlerini öldürdüğü ve köyde bir çeşit katliam yaşandığı gibi söylentiler ortada dolaşmaktadır. Ebru'dan ise haber alınamaz ve nerede olduğu bilinmez. Kimile- rine göre öldürülüp bir yere gömülmüş ve bulunamamıştır, ki- milerine göre ise bu cin kabilesi tarafından ele geçirilmiştir.
Kıbledere köyü ve köyün neden boşaltıldığıyla ilgili anlatılan efsane bundan ibaret. İşe mantık çerçevesinde yaklaşacak olur- sak çevresel faktörler, yaşam koşullarının zorluğu ve köye çok yakın bir yerde bulunan zehirli bir göl nedeniyle aslında köyün
boşaltıldığı düşünülüyor. Her ne kadar köyü kısa bir süre önce ziyaret etmiş olsam da artık köyde yaşayan kimse kalmadığı için işin gerçek yüzünü de öğrenmek pek mümkün değil. Köye ula- şım çok zor ve navigasyonda da gözükmüyor. Köy etrafında ür- kütücü bir hava olduğu doğru, muhtelemen terk edildiği ve ya- pılar yıkılmaya başladığı için öyle bir hissiyat yaratıyor. Köyde yaşamanın zorluklarından mı, yoksa anlatıldığı gibi cinnet ve cin vakalarından mıdır bilinmez ama koca bir köy şu anda haritalar- dan silinmiş durumda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paranormal hikayesi 2 ( ışıl ışık)
Hororbu kitap paranormal hikayesini 2 kitabı olmayan için wattpad te yazmaya başladım +18 korku, endişe, tedirgin hiss lere hissedersiniz