B. 24

551 75 102
                                    

Baba... Babam kıyma bana ha unut kapat şimdi değil. Seni çok seviyorum kahramanım.

Osman kollarını oğluna dolayıp sımsıkı sarıldı. Hiç ayrılmak istemesede yavaşça çözdü kollarını oğlu güçlü ol diyorsa o da güçlü olurdu.

O ki teröristlerin elinden çektiği işkencelere ona duyduğu özlemle, kavuşma arzusu ile dayanmıştı. Kalkıp dimdik durucaktı yine .

Çünkü o oğlunun KAHRAMANIYDI....

______________________________________

Aradan geçen iki ayda soruşturma kapanmış, Polat ve Toprak terfi sonradı ayrı katta ve aynı odada görev yapıyordu.

Diğer mevzu şimdilik konuşulması ertelenmiş, rafa kalkmıştı. Karşı taraf mesajı almış ve Polatın peşinden ona göre kesin, Osman içinde şimdilik çekilmişti.

Askeriyede işler yolundaydı ikili için. Aynı odada tüm gün sevdiğinin yüzünü seyrediyordu Polat doya doya.

Toprak pastanedeki günden sonra Levent'i postası yapmıştı. Polat'ın postası terhis olduğu için ikisine de şimdilik o bakıyordu.

Levent: Komutanımmmm.

Söyle zevzek gene ne var?

Levent: Aşkolsun ama komutanım. Neyse hiççç alınganlık şey yapamam. Bir dileğim var sizden.

Toprak önündeki tabaktan limonlu tuzlu uzun uzun dilimlenmiş Havuçlarını kemirirken, bir yandan da eğitim alanındaki atletli kocasına iç çekerek bakıyordu. Levent'in niyetini anlamıştı. Kendi için bir koca istiyordu, Levent doğurgandı.

Ayyyy çok şaşırdım oysa çok alıngan ve gururludur sen lovo.

Levent: Bakın bunada alınmadım, niye benim Toprak komutanım beni sever kırmaz.

Dökül kocamı seyredemiyorum ağız tadıyla ile.

Levent içinden sinsice sırıttı. İşte tam zamanı dedi.

Levent: Komutanım Polat komutanımın postası şu ona yiyecek gibi bakan taburdan mı seçilicek?

Toprağın bakışları anında taburun üstüne döndü. Levent bile ileri mı gittim diye çocuklara acıycaktı.

Hani ?kim ? hangisi? Gebertirim!

Levent: Siz seçseniz, bende araştırsam ne gerek var doğurgan filan çıkar ıyyy hiç çekilmez!

Haklısın vallaha bakıyorlar aç Kurt gibi... Git git bak seç getir ben onaylıycam!

Levent: Eyvahlar olsun! Bakma bakma komutanım tuzak tuzak!

Bakışlarım kocasımı bulduğunda terden sırıl sıklam olmuş çıplak! Bakın dikkatinizi çekerim çıplak yani üstsüz! Ter tüm kaslarının üzerini yalayıp düşüyor mu ne?

Anam bana bişi oluyor kudurdum. Hormon yaktı bu hormonlar beni. Polat bittin sen cıbıl seksi yenilesi adam!

Levent: Polat komutanım allah tahsilatınızı affetsin!

Tut lan şu tabağı çabuk!

Levent: Koşma komutancım koşma kızacak kocişin!

Sus be annem gibi! Soyunamaz ne demek soyunmak!

Dört aylık olmuş karnını tuta tuta hızlı adımlarla yürüyordu kocasının yanına. Polatta elindeki tşörtü başından geçirmek üzereydi.

Er: Komutanım... Çok geç radara girdiniz geliyor yürüyen hormon.. Yani Toprak komutanım geliyor.

Siktir.. Yok ya değildir lan iki saniye çıkarttım yeni giydim. Kırarım lan kafanı o ne demek.

Komutanım....

Komuuuutaaaanımmmm.... Niye yoruldunuz? Üç kağıtçı lovoya deseydiniz ben gelirdim yanınıza.

Dişlerini sıkıyordu Toprak. Kocasıydı o kimsede bakamasındı bir zahmet.

Yanına adımlayıp öptü yanağını uzun uzun. Nispet yapıyordu kendince. Bu adam benim hıııı diyordu.

Polat ve askerler gülmemek için dişlerinin için ısırmıştı.

Kızımız babasını özlemişte gelip göstermek istedim.

Polat ellerini sevdiğinin kazağının üzerinden minik şiş göbeği okşayıp dayanamayıp eğilip öptüğünde.

Er: Ya komutanım olan var olmayan var. Bizde özledik bebemizi.

Sen sus geçen hafta yolladım seni nankör! Offf haklı ki yetmez dimi Polatım.

Yok gülüm yetmez haklı ben iki dakika görmesem özlüyorum sizi.

Asım gel çabuk.

Asım: Emredin komutanım.

Alın sıra ile çocuğu olanlar 5 er dakika görüşme salonunda görüntülü konuşucak.

Alkış tufanı koptu birlikte. Toprak anında sert tona dönüp susturdu onları.

Levent gözetim denetim sende. Biz lojmanda istirahatte olucaz öğle aradında önemli bişi olursa gel.

Levent ve çocuklu askerler görüşme odasına giderken, Polat ve Toprak lojmanda ki odalarına ilerliyordu.

İki dakika iki terliyi çıkarttım temiz giydim. Azdın mı kocana hımmm.

Sus azdım tabi ayıp ayıp! Kapı gibi sözleşmem var Yüzbaşı! Seve seve geliceksin.

Sen iste yavrum şurda yatırırım seni de milletin gözü göz değil kimsenin canını almıyım yok yere.

Yok alma kızımız gerçekten çok özledi ama babası. Sen çok inanmadın bize ya neyse.

İnanmaz olurmuyum yavrum. Onuda senide çok özledim. Azcık içine girip selamlaşayım mı prensesimle?

Terbiyesiz adam! İçine girde kızımızdan utan ne o selam vermek.

Şaka valla kötü öğğ şaka hep bu askerler öğretti ben yapmam ki çok akıllı kocayım ya ben.

Öylesine aşkım benim hadi geç duşunu al. Bende bize yemek istiyorum kafeteryadan.

Bebeğim sağlıklı şeyler yemelisin ordan söyleme!

Offf iyi ve bol sebze de söylerim ızgara etin yanına olur mu?

Toprak patates püresi sebze değil yavrum.

Yoo toprakta yetişiyor gayette sebze bir kere.

Salata da söyle ayran yada yoğurt.

Uyutuyor onlar ya bana ne.

Bebeğim... Sözleşme unuttun mu?

Pis Polat kötü Polat....

Polat baksırı ile dikiliyordu karşısında elleri ile tüm bedenini gösterip bu dedi.

Yok bal bu bal ımmmm şimdi o kaslar ne yenir ısıra ısıra. Salata bol bol... Ayran içer odamızda azcık uyurum canım nolucak?

Aferin benim güzel eşime. Duş alıp geliyoruz...

Kim kim?

Ben ve küçük Polat bebeğim oda çok özlemiş sabahki tür yetmemişte.

Toprak kıpkırmızı olsada eşinin onu bu denli istemesi gururunu okşuyordu.

Bölüm Sonu....

Yeni bölümde görüşmek üzere✌

RütbelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin