KÖTÜ HABER

117 12 0
                                    

Cenaze işlerini hallettikten sonra arabaya binip hastaneye doğru yola koyuldular. Nusret bey de gelmek istemişti. Emekli olmuştu oda ve bütün zamanı artık boştu. Telefon numaralarını alıp verdiler birbirlerine. Mustafa işe başlayınca ya da işi çıkınca Nusret bey gelecekti hastaneye. Artık bu hastalık konusunda bilgilenmişti ve yardımcı olmak istiyordu yıllardır kendisine küs olan eşinin kardeşine...

Selim bey cam kenarında düşüceli bir şekilde dışarıyı izliyordu. Çok yorgundu çok. Önce eşi sonra kız kardeşi. Bu kadarı bir arada olmaz diye düşünüyordu. Ama canından can gitmişti bugün. Saçının teline zarar gelse dünyayı yakardı zamanında ama sonra bir adam gelmiş ve bu durumu bozmuştu. Kaç yıl olmuştu ki? En az 35 yıl dile kolaydı. Ama arada hatırladıkça özlerdi. Ağlamazdı. Kimse görmemişti zaten ağladığını tâ ki eşi vefat edene kadar. Bu kadar üzüntülü olmak hastalığına da iyi gelmeyecekti. Hastalandı yine. Sol eli bir şeyler aradı ama bulamadı. Mustafa elini tuttuysada o sol el kendine gelene kadar bir şey araı durdu. Kendine geldi yavaş yavaş.

Nusret bey " Hümeyra'nın da sol eli hep bir şey arardı. Ben de elini tutardım ama o hala bir şeyi arardı. Mustafa "babam anneme aldığı aynayı arıyor"
Nusret bey "Hümeyra'nın sol elini Selim abi tutunca durdu. Demek ki aradığın şey sadece abisinin elleriymiş."
Selim bey kendine gelmiş bu konuşmayı duymuştu.
Selim bey "küçükken korktuğunda hep sol eliyle benim elimi tutardı ve korkusu geçerdi o zamanlar. Ondan benim elimi aramıştır."
Hastaneye kadar kimseden ses çıkmamıştı Nusret bey Hümeyra hanımın eşyalarını teslim aldı Selim bey'in yanına geldi vedalaştı ve tekrar gelmek üzere oradan ayrıldı...

Selim bey " sağol oğlum en azından veda edebilme fırsatını verdin bana. Kader işte bak yıllar sonra aynı hastanede aynı hastalıktan buluşturdu bizi ama o benden önce gitti gerçek hayata. Sakın ola sen de benim gibi küçük şeyler yüzünden tavır alma kardeşlerine. Tabi büyük hata ederlerse de dimdik karşılarında dur ve tavrını koy.
Mustafa "tamam baba" demesi ile telefonunun çalması bir oldu. Buket arıyordu aslında mMustafa arayacaktı onu halası ile ilgili konuşmak için.

Buket "alo?"
Mustafa"abla sana bir sürü haberlerim var. Halamı buldum."
Buket "nasıl buldun koskoca Ankara'da? "
Mustafa " burada aynı hastanede. O'da Alzheimer olmuş."
Buket "Babam konuştu mu?"
Mustafa "konuşamadılar. Yani halam konuşamıyor, tepki veremiyordu. Babamı razı ettim odasına gittik. Babamın elini tuttu ve vefat etti. "
Buket "öldü mü! Kadere bak sen"
Mustafa "aynen öyle oldu. Bir kaç gün içinde halamı bulup kaybettim resmen. Ee sen ne için aramıştın abla?"
Buket " şey. Doktor tahlil sonuçlarını açıkladı. Midem de sorun varmış".
Mustafa "ne sorunu abla"
Ablası genelde bu tarz konularda abartmayı, şaka yapmayı severdi. Acaba bu defa nasıl abartacaktı...

Buket "nasıl diyeceğimi bilmiyorum... kansermişim."
Mustafa " kanser mi!!! Abla şaka yine değil mi?"
Buket "yok ablam yok. Gerçek ne yazık ki. Babama söyleme sakın. Aramaya çalışırsa da engel ol ben tedaviye başlıyorum bugün. Kendine iyi bak, babamada"
Mustafa "abla geleyim mi?"
Buket "yok. Senin, babamın yanında kalman gerek. Okan yanımda zaten"
Mustafa "abla sakın yenilme sakın! "
Buket'in aklına annesi vefat ettikten sonra mutfakta kızının dedikleri geldi 'sakın beni sensiz bırakma, ölme'...
Buket"merak etme yenilmeyeceğim..."

Bu sırada İkra odaya gelmiş ilaçları veriyordu Selim beye. Mustafa ise onu seyre daldı;

TESADÜFÜN ADI  ALZHEİMERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin