Turgut'la Elif nikah salonundan evlilik cüzdanlarını alıp çıktılar. İkisinden de ses çıkmıyordu. Turgut'un annesi de yanlarındaydı. Babası bu duruma karşı olduğu için gelmemişti.
Sıdıka hanım "Hala bu durum doğru değil biliyorum. Kabullenmesi ve millete anlatması çok zor. Herkes arkamızda konuşacak."
Elif'in yüzü düşmüştü. Bu pişmanlık ve insanların bu tarz sözleriyle ölene kadar uğraşmak zorunda olacaktı.
Turgut "Milletin ne dediği umurumda değil anne. Ben Elif'le mutluyum hemde ilk kez böyle mutlu oldum. Ne olur sende bunu unutma ve buna göre davran."
Sıdıka hanım" Şu saatten sonra atacak değilim. Olan oldu bir kere. Gelinimiz oldu. Ailemize hoş geldin kızım."
Elif'in yüzü gülmese de biraz daha iyi hissetti kendini "Sağ olun."
........................................................
İpek "Nereye kayboldun bakalım?"
Mustafa "Hastaneye gittim. Babam rahatsızlandı."
İpek "Tam vaktinde geldin ama :) "
Mustafa "Aynen. Şuan şefle uğraşacak halim yok."
İpek "Yemeği de pazartesi yeriz artık :) "
Mustafa "Kusura bakma konu babam olunca aklım çıkacak gibi oluyor."
İpek "Farkındayım. Baban iyi olsun da gerisi çokta önemli değil."
Mustafa "Teşekkürler anlayışın için."
........................................................
Okan "Nasılsın sevdiğim?"
Buket "Sen geldikten sonra daha da iyi oldum :) "
Okan "İlaçların dozu azaldı. Bu iyiye işaret. Bence çok az kaldı."
Buket "Uykulu hallerim ve mide bulantım da olmuyor son günlerde. Direncim yerine geldi ve iştahım açıldı."
Okan "Çok güçlü ve güzelsin :* "
Buket "Saçlarım tekrardan çıksın daha da güzel olacağım :) "
.........................................
Mustafa işten çıkıp hastaneye gitti. "Enişte babamın durumu nasıl?"
Nusret bey "Kendine geldi. Konuşması da normal çok şükür."
Mustafa "Doktor bu hafta boyunca sıkı kontrol yapacakmış. Yani durum kötüyse eve götürün diyecek. Eve gidin ve ölümü bekleyin."
Nusret bey "İnşallah böyle olmaz. Ama doktor eve götürün derse de eve çıkaralım. Belki ev ortamı moral verir iyi gelebilir."
Mustafa "Bilmiyorum enişte. Durumu kabullenmeye çalışıyorum ama olmuyor."
Nusret bey "Hayırlısı her şeyin hayırlısı yeğenim. Ben çıkıyorum. 2 gün boyunca iyice ilgilen. Yoksa işe gidince aklın hep burada oluyor."
Mustafa "Tamam enişte. Senin de eline sağlık. Selam söyle."
Nusret bey "Aleyküm selam. Elimden geldiği kadar yanında olacağım. Ve hiçbir zahmeti yok benim için."
Mustafa "Sağ ol enişte" dedi ve babasının yatağının yanına oturdu.
Selim bey "Yorgunum oğlum ve uykum geliyor."
Mustafa "Acıktın mı baba?"
Selim bey "Canım bir şey istemiyor."
Mustafa "Tamam baba biraz sonra yeriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFÜN ADI ALZHEİMER
Narrativa generaleAkrep Dede ölmeli... Herkes unutur. Bazıları sevdiğini, bazıları da bir olayı. Bunu isteyerek yapar insan, bazen de istemesen bile unutursun. İpler elinde değildir. Bir uçurtma misali, kader seni nereye yönlendirse oraya gidersin, rüzgar seni savu...