"BEN MUSTAFA"

112 12 0
                                        

Burak'la biraz daha ilgilendikten sonra Burak lavaboya gitti. Mustafa babasının yanına oturdu.
Mustafa"baba seninle konuşmamız lazım"
Selim bey "buyur oğlum"
Mustafa "Hümeyra halam"
Selim bey " Hümeyra mı? Sen nereden biliyorsun? "
Mustafa "sen söyledin rahatsızlandığında. Ve bende ablamı aradım. O da konuyu anlattı. Annemden öğrenmiş"
Selim bey "o konuyla ilgili bir şey konuşmak istemediğimide az çok anlamışsındır umarım"
Mustafa "anladım ama baba..."
Selim bey "aması falan yok. Benim öyle bir kardeşim, seninde öyle bir halan yok"

Mustafa yataktan usulca kalktı. Burak diğer oda da oturuyordu yanına gitti.
Mustafa " ee ne yapacaksın? "
Burak "ev arayacağım. Bulana kadar da otelde kalırım. "
Mustafa "Saçmalama ev var oğlum anahtarı al sen geç bizde kalırsın biz de geliriz. genişçe bir oda var diğerinde de babam kalır zaten"
Burak " baban hastanede kalmayacak mı?"
Mustafa " yok hemşire son gününüz dedi"
Burak " tamam o zaman ben eve geçip bir şeyler yapayım iftar için siz de gelmiş olursunuz o vakte kadar"
İkra biraz daha ağlayıp rahatlamıştı. Ne yapacaksın bu ruh hastası ile. Dayanamıyordu. Ama kendisini toplanması gerekiyordu. Birazdan Selim bey'in tedavi süreci ile ilgili açıklama yapacaklardı. Dünya umrunda değildi ama Mustafa'nın kendisini böyle görmesini istemedi. Elini yüzünü yıkadı makyajınız tazeledi. Artık hazırdı...

Mustafa odadan çıktı ve halasının odasına doğru ilerledi. Nusret bey kapının önünde duruyordu... Sabahta hemşire ile gelen bu genci tanımıştı.
Nusret bey " buyrun bir sorun mu var"
Mustafa " şey.. Nusret bey ben Mustafa. Hümeyra hanım'ın yeğeniyim. Selim'in oğluyum"
Nusret bey "Ne Selim'in oğlu mu? Nerden buldun sen bizi?
Mustafa " babam da aynı hastalık nedeniyle bu hastanede"
Nusret bey " Çok geçmiş olsun. Halanın durumunu biliyorsun zaten. Durumu aynı kardeşi gibi mi?"
Mustafa " yok daha ilk aşamalarda gibi ama her gün bir şeyleri unutmaya başladı. Halam ne durumda tam olarak?"
Nusret bey " çok kötü. Dünyadan el etek çekti. son nefesini vermek üzere"
Mustafa çok üzülmüştü. Keşke elinden bir şey gelseydi. Halasının durumu bilseydi babası belki barışırlardı. Artık çok geçti ama en azından babası son vazifesini yapabilirdi. Tekrar geleceğini söyleyerek oradan ayrıldı.

Cengiz ve Kurthan bey tedavi yöntemine karar verdiler. Telefonla hemşire İkra'yı aradılar. Selim bey'in durumunu açıklamak için odaya gideceklerini ve kendisinin de eşlik etmelerini istediler. İkrs hanım kapının önünde hazırlanmış notlarla onları bekliyordu.

Mustafa babasının yanına gelmişti. Üzgündü. Babası da durumu anlıyordu ama hiç oralı olmamıştı. Bu arada doktorlar ve hemşire İkra odaya girmişlerdi. Tedavi sürecinin evde geçeceğini düşünen Mustafa doktorları görünce iyice üzüldü ve günün sonunun geldiğini ve hâlâ telefon numarasını almadığını hatırladı.
Cengiz bey " evet iki gün boyunca tetkikleri yaptık durumunuz açıkçası çok kötü değil. Ama her nöbet sonrası bir şeyleri unutmanız korkutucu ve endişe verici. Bu yüzden haftanın 6 günü hastanede gözetim altında kalacaksınız ve dozu arttırılmış ilaçlar kullanacaksınız."
Mustafa duyduklarına inanamıyordu.
Mustafa "6 gün mü?" dedi sevinç içinde.
Kurthan bey " evet biliyoruz uzun bir süre ve maddi olarak sizi zorlayacak. İsterseniz 5 gün olsun"
Mustafa" hayır hayır 6 olsun. Yani siz daha iyi bilirsiniz ve babamın sağlığı her şeyden önemli"

Bu sırada her şeyden haberdar olan İkra, aşığı olan çocuğun yaptıklarını görünce arkada sessizce gülüyordu...

TESADÜFÜN ADI  ALZHEİMERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin