Seda "Mustafa" dedi ve hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Mustafa o an Buket'e bir şey oldu sandı.
Mustafa "abla? Ne oldu niye ağlıyorsun? Buket ablama mı bir şey oldu?"
Seda kendini zorla toparladı.
Bazen insanlar bu tarz haberleri vermek yerine dilsiz olmayı tercih ederler...
Seda "Abdullah'la yengem. Kaza geçirdiler" dedi ve yine ağlamaya başladı.
Mustafa " kaza mı? Ne kazası? Durumları nasıl?
Ve bazen de insanlar bu tarz haberleri almamak için sağır olmayı tercih ederler...
Seda"öldüler' dedi ve ağlamaktan daha fazla konuşamadı.
Ve bu durumlarda insanlar ne dilsiz olabilir ne de sağır. Tercihlerini değil gerçeği yaşarlar. Ölüm denen gerçekle yüzleşir insan. Mustafa'nın ise artık yaşamının bir parçası olacaktı acı acı çalan her telefon...
Mustafa olduğu yere çöktü, kalakaldı. İkra olan olayın etkisinden henüz kurtulmuştu ve Mustafa'nın durumunu fark etti. Hemen yanına geldi.
İkra "ne kazası? Kötü bir şey yoktur umarım."
Mustafa "abim. Yengem. Vefat etmişler" dedi ve ağlamaya başladı.
İkra"çok üzüldüm. Başın sağolsun" dedi ve sarıldı, teselli etmeye çalıştı...
Mustafa biraz daha ağladı ve artık toparlanması gerekiyordu. Hemen Malatya'ya gitmesi gerekti. Kalktı kapıya yöneldi. Ağlaması durmuş, kendince bir şeyler mırıldandı
Mustafa"hayır hayır yapamam"
İkra durumu anlamıştı.
İkra" Hayır Mustafa yapamazsın bunu babana"
Mustafa"bilmemeli. Daha fazla hasta olmasına izin veremem"
İkra "oğluna vedasına engel olmaya hakkın yok"
Mustafa"var. Olmalı. Annem ve kardeşinin ölümü nasıl etkiledi gördüm. Bir kötü haber daha veremem. Olmaz."
İkra"anlıyorum. Hastalığı için iyi değil ama söylemelisin"
Mustafa "senin dediğini yapıyorum. Kalbimin sesini dinliyorum. Ve kalbim şuan bunun böyle olması gerektiğini söylüyor" dedi ve odadan ayrıldı. Hemen Nusret beyi aradı.
Nusret bey" alo? Mustafa yeğenim bir sorun yok inşallah? "
Mustafa" babam iyi enişte. Hastaneye gelmen gerek. Ben Malatya'ya gideceğim. Acele et biraz sana zahmet"
Nusret bey"hayırdır Malatya da ne işin var? "
Mustafa"abim kaza geçirmiş. Kaybettik ne yazık ki. Ve sakın babama bir şey söyleme."
Nusret bey"abin mi? Allah rahmet eylesin... Anlıyorum merak etme demem bir şey babana. Çıkıyorum şimdi. Sen hazırlanmana bak."
Mustafa"sağol enişte" dedi ve hemen babasının yanına gitti...
Mustafa"baba işle ilgili sorun çıktı. Malatya'dan belge istiyorlar. Benim gidip elden almam lazımmış. Nusret eniştemi çağırdım gelir birazdan"
Selim bey "keşke yormasalardı seni. Elden alman gerekmiyorsa abin halletsin oğlum. Hem kendini bu kadar üzme. Bak kireç gibi olmuş yüzün. Gözlerin kan çanağına dönmüş. Bu kadar sıkma kendini"
Mustafa abin kısmını duyunca tekrar ağlamak istedi ama kendini zor da olsa tuttu.
Mustafa" biliyorum baba ama elden almam gerekiyormuş. Hem bunlar hep böyle belge konusunda. İnsan ister istemez sıkılıyor, morali bozuluyor. Beni boşver. Ben gelene kadar dikkat et kendine. Eniştemle sohbet edersiniz biraz. Ben 2 güne gelirim. Uçakla gideceğim zaten. Daha erken gelirim belki."
Selim bey" tamam oğlum aklın bende kalmasın ben iyim hem"...
Nusret bey hastaneye gelmişti. Mustafa fotoğrafları verdi
Mustafa"Buket ablamı unuttu. Onu komşunun kızı diye tanıt. Elif ablamı bekar sanıyor. Diğerlerinin adı üzerlerinde yazıyor. Unutma enişte sakın. Bu çok önemli. "
Nusret bey"biliyorum ve anlıyorum seni. Hadi git sen aklın burada kalmasın"
Mustafa babasının elini öptü ve odadan çıkacakken İkra geldi. Mustafa onu odanın dışına çıkardı.
Mustafa" sakın bir şey belli etmeyin ve babam size emanet İkra. Hanım."
İkra" merak etmeyin. Her zaman kontrol ederim. Tekrardan başınız sağolsun"
Mustafa" Teşekkürler" dedi ve hastaneden ayrıldı...
...
Fırtına kopmaya başlamıştı. Sonbahar yaklaşmıştı ve yaprak dökümü kaçınılmazdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFÜN ADI ALZHEİMER
General FictionAkrep Dede ölmeli... Herkes unutur. Bazıları sevdiğini, bazıları da bir olayı. Bunu isteyerek yapar insan, bazen de istemesen bile unutursun. İpler elinde değildir. Bir uçurtma misali, kader seni nereye yönlendirse oraya gidersin, rüzgar seni savu...