Doktor Hasan "İyi günler. Seda hanımla mı görüşüyorum?"
Seda "Evet buyrun benim. Siz kimsiniz?"
Doktor Hasan " Ben ablanızın doktoruyum."
Seda "Ablam mı! Kötü bir şey mi oldu?"
Doktor Hasan "Merak etmeyin ablanızla alakalı bir durum değil. Eniştenizle ilgili. Akli dengesini yitirdi. Hastaneye yatırılacak. Buket hanımın bu haliyle kızına bakması imkansız. Gelip alabilir misiniz?"
Seda "Tabi ki. Eniştemin durumu çok mu kötü?"
Doktor Hasan "ne yazık kı baya kötü."
Seda "Peki doktor bey gelip alırım Kübra'yı."
Seda" Elifff. Eliiiiff."
Elif "Efendim abla."
Seda "Ablamın doktoru aradı. Merak etme ablam iyi. Enişte için aramış."
Elif "Ne olmuş ki?"
Seda "Adam delirmiş. Hastaneye yatıracaklarmış. Doktor gelin Kübra'yı alın dedi. Ben gidip alayım. Sende yemek hazırla sana zahmet. Biraz ablamıda görmüş olurum. Geç kalırım, bu defa akşam yiyecek bir şey olmaz."
Elif "Tamam abla merak etme sen. Ablama da selam söyle."
...
Nusret bey "Hadi oğlum kalk gidelim."
Emre "Hiç gitmek istemiyorum baba."
Nusret bey" Yine geleceğiz oğlum."
Emre "Tamam baba" dedi. Son kez yine toprağına sarıldı annesinin. Habibe koluna girdi. Eşinin desteğiyle zorla yürüdü. Arabaya bindiklerinde üzgündü ama daha sakindi."
Nusret bey "Zamanı değil belki ama kaç gün kalacaksınız oğlum."
Habibe "Gitmeyeceğiz ki. Artık senin yanında kalacağız baba."
Nusret bey bu ezar ziyaretinin sonunda belki alabileceğien iyi haberi almıştı.
Nusret bey "Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Teşekkürler kızım."
Habibe "Estafurullah baba. Asıl sen bizi affet yıllardır gurbette kaldık gelmedik."
Nusret bey "peki orda ne işle uğraşıyordunuz?"
Emre "Ben zirai ilaçlar satan bir yer açmıştım."
Habibe "Bende sigorta şirketinde çalışıyordum. Ankara'da şubeleri var zaten. Eğer razı olurlarsa burada devam ederim. Olmazlarsada başka şirkette iş bulurum."
Nusret bey"Ordaki dükkan peki?"
Emre" Kiraydı baba. Elimde şuan 15-20 bin var. Bakalım."
Nusret bey" Merak etme ben ana destek olurum. Burada yine açarsın. Ev sıkıntınız olmaz zaten. Benim yanımda kalırsınız. Olur mu?"
Emre" Sen nasıl uygun görürsen baba. Artık senin yanından ayrılmayacağız. Bizden sıkıldığın zaman ev buluruz :) "
Nusret bey "Siz başımın tacısınız :) "
Habibe "Çok sağol baba. Asıl sen bizim büyüğümüz, baş tacımızsın."
...
İkra nöbetten çıktı ve düğün için elbise almaya gitti. Uykusuz ve yorgundu. Ama bunuhalletmesi gerekiyordu. Aklında bir sürü farklı düşünce vardı. Kısa zamanda en iyisini alıp evine dönüp uyumak istiyordu.
...
Mustafa, Cengiz beyden pazar günü için izin istedi. Doktor çiftlere tebriklerini iletmesini söyledi ve gerekli izin işlemini yaptı.
Mustafa düğün için alışveriş yapması gerekiyordu. Tabi babasının yanına Nusret bey gelince.
...
Doktor Doğa "Okan beyi hemen hazırlanan odaya alalım."
Hemşire Aysun "Tamam doktor bey. Başka bir isteğiniz var mı?"
Doktor Doğa "Ben gerekli tedavi sürecini hazırlayıp dosya halinda size vereceğim. Siz de ona göre gerekli ilaçları verirsiniz."
Hemşire Aysun "Tamam hocam."
...
Seda "Kolay gelsin doktor bey."
Doktor Hasan "Hoşgeldiniz buyrun oturun." Telefonla hemşireyi aradı "Kübra'yı getirebilir misiniz? ... Evet odada bekliyorum."
Seda "hoş bulduk. Enişte ve ablamın durumları nasıl?"
Doktor Hasan "Enişteniz malum. Ablanızın da durumu kötü. Biz elimizden geleni yapıyoruz ama bazen bizim de çaresiz kaldığımız zamanlar oluyor. Biz her ne kadar sevmesekte bu zamanları."
Seda "Ablama eniştemin durumunu anlattınız mı?"
Doktor Hasan "Hayır. İsterseniz siz söyleyin."
Seda " olur."
Bu sırada Kübra içeri girdi.
Kübra "Teyzee" dedi koştu sarıldı.
Seda "Nasılsın bakalım teyzeciğim."
Kübra "Çok sıkıldım hastanede."
Seda" Bende seni almaya geldim. Gidip bizde kalalım mı?"
Kübra "Oley be. Çok iyi olur. Ama annemide ziyarete gelelim."
Seda "Tabi ki canım benim. Hadi sen doktor amcayla dur ben anneni göreyim. Sonra sende gel annenle konuşalım bize gidelim."
Doktorun odasıyla ablasının kaldığı odanın arasındaki mesafe Çin seddinin uzunluğu kadar gelmişti. Kapının önüne geldi. Zorlada olsa kapıyı açtı. En son 1 hafta önce görmüştü. 1 haftada eriyip bitmişti sanki. Gözyaşlarını tutamadı. Yatağının yanına geldi. Ablasının elini tuttu. Buket yorgun gözlerini araladı. Kardeşini görünce mutlu olmuştu. Hemen doğruldu.
Buket "Hoşgeldin."
Seda "Hoşbulduk abla. Nasılsın iyi misin, acın var mı?"
Buket odayı kontrol etti. Kübra'yı görmeyince konuya girdi "Kötüyüm. Direnmeye çalıştım ama olmadı."
Seda "İyi olacaksın abla."
Buket "İyi olacak olsam ağlamazdın. Ben öldükten sonra Kübra size de emanet. Okan'a yardımcı olun."
Seda "Böyle konuşma abla. Şey. Ben zaten Kübra için geldim."
Buket" Ne oldu ki?"
Seda "Okan enişte hastalanmış. Odaya almışlar."
Buket "Ne hastalanması?"
Seda " Akli dengesini yitirmiş. Çok üzülmüş sana. Doktorda Kübra'yı alayım diye çağırdı."
Buket "Durumu nasıl peki?"
Seda "Göremedim ki abla. Kübra'nın haberi yok. Gelince çaktırma . Bize gidelim diye izin istersek tamam de. Ben yanına gelip kalırım bir iki gün sonra. Olur mu abla?"
Buket" Tamam Seda. Okan'la ilgili bilgi alırsan haber ver bana da."
Seda "Tabi ki abla."
Kübra odaya girmişti bile.
Kübra "Anneee. Teyzemlere gideyim mi bir iki günlüğüne?"
Buket "Olur kızım. Ama uslu dur."
Kübra "Merak etme anne. Hiç üzmem ki."
Buket"Tamam hadi siz gidin." Yorgunluk ve acıları sıkıştırmaya başlamıştı. Kızına ve kardeşine sıkıca sarıldı. Öptü, kokladı. İkiside kapıdan çıkınca gözlerinden akan yaşla uyudu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFÜN ADI ALZHEİMER
Narrativa generaleAkrep Dede ölmeli... Herkes unutur. Bazıları sevdiğini, bazıları da bir olayı. Bunu isteyerek yapar insan, bazen de istemesen bile unutursun. İpler elinde değildir. Bir uçurtma misali, kader seni nereye yönlendirse oraya gidersin, rüzgar seni savu...