Mustafa, babası kendine geldi diye sevinirken, İkra en azından konu değişti diye bu ortak tepkiyi vermişti. Şimdi İkra biraz daha utanmıştı ama...
Selim bey" gerekli belgeleri alıp teslim ettin mi?"
Mustafa rolünü iyi oynamak zorundaydı. Buket'in kanser olmasını, abisi ve yengesinin vefat etmesini, babasının Elif'in evli olduğunu unutması gibi durumları hiç olmamış gibi hareket edip sadece babasının var dediğine var, yok dediğine yok diyecekti...
Mustafa "evet hallettim baba. Kısa süre sonra incelemeler bitermiş ve işe başlarmışım."
Selim bey " tamam oğlum. Hayırlısıysa olur inşallah. "
Nusret bey " hoşgeldin yeğenim. Biraz daha kalsaydın Malatya'da. Ablanlarla zaman geçirirdin hem" dedi ve imalı imalı bakti.
Ne demek istediğini anlamıştı. Ama artık Mustafa'nın yeri buraydı ve burada olmalıydı...
Mustafa "hoş bulduk. Yok enişte sağolasın. Yeter bu kadar hem onları da gördüm. Seni de daha fazla yormayayım."
Nusret bey "olur mu öyle şey. Hem biz baya konuştuk. İyi geldi ikimize de. Eskileri falan konu...."
Selim bey " ne ablası? Mustafa'nın ablası yok ki. Sadece abisi var 1 tane. "
Mustafa donup kalmıştı. Nasıl yani? Buket'i, Seda'yı Elif'i nasıl unuturdu? Hiç bir şey diyemedi. Gücünü kaybetmişti sanki. Duvardan destek aldı. İkra ve Nusret bey Mustafa'nın bir şeyler söylemesini beklediler. Ama kimseden ses çıkmadı. Zaman oynunu oynamaya devam ediyordu. Selim beyin yükü hafiflemeye başlıyordu. Şimdi sadece Dilara hanımı, Abdullah'ı ve eşini, Nusret bey ve Hümeyra hanımı, Emre ve Habibe kalmıştı yaşayan olarak zihninde akraba olarak. Olayların çoğu da silinmişti. Artık hastalık hızlanmaya başlıyordu. Mustafa önünü çıkıp engel olmak istiyordu ama Selim beyin bedeni, ruhu artık kaldıramıyordu. Bilgisayar oynundaki gibi % 70 kalmıştı canı. Can azaldıkça her darbe daha hızlı can götürecekti. Vücudundaki düşman hücre sayısı çoğalmıştı. Şimdi bir nefes daha alıp verdi. Son nefesine bir nefes daha yaklaştı...
Mustafa "Nusret enişteme abimle yengemi anlatmıştım. Abla olarak yengemden bahsediyor... onlarla zaman geçirdim zaten enişte. " dedi ve çaresizliği bir kat daha artmıştı. Bu arada İkra kontrol işlemlerini halledip odadan çıkmak için müsade isteyip ayrıldı. Mustafa da peşinden çıktı.
Mustafa "İkra?"
İkra "efendim?"
Mustafa "babamın durumu kötüleşmeye mi başladı?"
İkra"durumu doktorlara anlatayım. Onlar daha iyi açıklama yaparlar eminim. Hem bugün hastaneye yeni doktorda geldi. Konusunda uzman değil ama iyi sayılırmış. Hadi gel gidelim."
İkra, doktorun kapısını çaldı ve kapıyı hafif araladı.
Cengiz bey " İkra bende seni çağıracaktım"
Bu sırada Mustafa da içeri girdi ve yeni gelen doktoru gördü.
Mustafa " Eyüp bey?"
Eyüp bey" bende artık buradayım Mustafa. Babanla bende ilgileneceğim."
Mustafa " buna sevindim. Hoşgeldiniz."
![](https://img.wattpad.com/cover/43862281-288-k875650.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFÜN ADI ALZHEİMER
Ficção GeralAkrep Dede ölmeli... Herkes unutur. Bazıları sevdiğini, bazıları da bir olayı. Bunu isteyerek yapar insan, bazen de istemesen bile unutursun. İpler elinde değildir. Bir uçurtma misali, kader seni nereye yönlendirse oraya gidersin, rüzgar seni savu...