3 YIL ÖNCE -İSTANBUL'DA BİR RUH VE SİNİR HASTALIKLARI MERKEZİ
SAAT 21:08
Bu dört duvar arasında geçen dördüncü ayımın ilk günü.Zaman kavramı burada önemini kaybettiğinden kimsenin umrunda değildi.Fakat ben sayıyordum.Geçen her saniyeyi, dakikayı, saati.Bu sabah psikoloğumla görüştürülmek için erkenden kaldırılmıştım.Her zamanki konulara değinmiş ve yine fazla detaya girmeden her detayı kısa kesmiştim.Gelişme olduğunu asla söylememişti.Oysa ilk görüşmelerimizden beri bende bir ilerleme gördüğünü söylemesini beklemiştim.Bir gelişme gördüğünü ve artık bu nemli ve pis yerde kalmamam gerektiğini söyleyeceğini.Artık bir önem teşkil etmiyordu.Buradan altı aydan önce çıkamayacağımı biliyordum.İlerleme göstermek sadece burada aklî dengemi daha çok sorgulamama neden olacaktı.
Öğle yemeğinin dağıtıldığı yere doğru ilerledim.Adımlarım heyecandan uzaktı.Adeta bedenim gitmekten yana değilde odamda kalmaktan yanaydı.Üzerimdeki beyaz çarşaftan bozma haftada bir kere yıkanabilen kıyafete baktım.Daha iki gün önce yıkanıp getirilmesine rağmen daha şimdiden kırış kırış olmuş, hatta kirlenmeye başlamıştı. Önümde ayaklarını yere sürüyerek yavaş adımlarla ilerleyen saçları ağarmış yaşlı adamı gördüğümde ona yetişebilmek için adımlarımı hızlandırdım.Beni gördüğünde gülümsedi ve ardından hiçbir zaman anlam veremediğim mırıldanmasına devam etti.Adını bilmediğim fakat buradaki tek arkadaşım olan ihtiyarla yemekhane girişine kadar ilerledik.İçeri girecekken koridordan gelen bağırşlar ikimizinde aynı anda koridora dönmemize neden oldu.İhtiyara baktığımda onunda bana bakmakta olduğunu gördüm.Hızla ileri geri sallanıyor,mırıldandığı sözleri aynı ses tonuyla tekrar ediyordu.Elimle ona olduğu yerde kalmasını işaret ettikten sonra gelen seslere doğru ilerledim.Görünmemek için koridorun en karanlık köşsine sindim.Koluma temas eden soğuk fayansla irkildim.Kapısı sonuna kadar açık odanın hemen yanında durdum ve içeriyi görebilmek için yavaşça kafamı sola kaydırdım.Duş alınan yerde karşılaştığım kızıl saçlı orta yaşlı adam odanın köşesine çökmüş haykırarak ağlıyor,sağa sola sallanıyordu.Adını kullanmayıp takma adla anılan bakıcı elinde sallandırdığı kemeri bir kez daha eline sarıp sıkıca kavradı.
"Kalk!"diye gürledi.Adam tepki vemeden ağlamaya ve bağırmaya devam ettiğinde bakıcı küfretti.
"Sesini kes ve kıçını kaldırıp yemekhaneye git !"dedi ayağıyla adamı dürterek.Adam yüzünü dizlerinin arasına gömdü ve çığlık attı.
"Seni işe yaramaz herif!"Bakıcı adama bir adım attı ve yanına geldiğinde tek eliyle adamı saçından kavrayıp kaldırdı.Adam korkuyla tekrar tekrar çığlıklar atarken sallamayı sürdürüyordu.
"Günde senin gibi kaç deliyle uğraşıyorum biliyor musun?"Bakıcının sesi koridorda yankılanınca göz ucuyla koridorun sonunda merakla bana bakan arkadaşımı kontrol ettim.Bana gülümsedi ve ardından fayanslara elleriyle bir şeyler çizmeye çalıştı.Gelen darbe sesiyle tekrar bakışlarımı yavaşça kapıya kaydırdım.Bakıcı adamın gögsüne ikinci kez kemerle vurdu.Adam acıyla haykırırken ağlıyordu.
"Bıktım artık!Altını pisletiyorsun, konuşmuyorsun,algılamıyorsun!İşe yaramaz boş çuvalın tekisin!"Bakıcı kemeri adamın suratına yakın salladığında kemer adamın boynuna geldi.Adam çığlık attı ve tiz çığlığı tekrar koridoru doldurdu.Bakıcı adamın omuzlarına uzanan kirli ve dağınık saçlarını eline doladı ve onu kendine yaklaştırdı.
"Bugün yemek yemeyeceksin."diye tısladı.Adam sessizliğinin ardından yavaşça bakıcının yüzüne yaklaştı ve tiz bir çığlık attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MODEL-1
Mystery / ThrillerGizem/Gerilim #1 Bazen bir bütünü görebilmek için parçaları birleştirmek gerekir. Ve şimdi ben; elime aldığım her parça beni derinden kessede, bütüne yaklaştıkça gerçekler beni yaralasada yılmadan özenle koruduğum parçaları birleştireceğim. Bütünümü...