49.BÖLÜM: ÖLÜM NOTU

3.7K 252 140
                                    

Bir ateş olsam, yansam dudaklarında, parçalansam eski bir sandal gibi kalbinin okyanuslarında.

Bir buz gibi erisem ateş bedeninde.

Sonra birden bir çocuk olsam, sarılsam sana oyuncaklarım gibi.

Bir şarkı olsam dilinde, bir şiir gibi.

Her şey olsam, hayata dair her şey sende toplansak, aksak pamuk dudaklarından cennet kalbine.

Sarhoş olsak, çılgın olsak, ayıp olsak, haram olsak dudaklarda, sonra yeniden aşık...

Bir saklambaç oynasak, ben gözlerimi kapatsam sende hayatın içine saklansan, çiçeklerin içine, mavi gökyüzünün beyaz bulutları arasında arasam seni.

Son bir öpücük olsam.Kalabalık bir caddede yapışsam dudaklarına, o anda bedeninde aşka hasret dolaşan ellerin ruhunu çıkarsa, çalsam onu, saklasam Tanrı'dan...

Bu güzel çalışma @L_eandros 'a aittir.
Çok teşekkür ederim ve başarılarınızın devamını dilerim!

Hatırlatma,

Kaya'yı dürtmekten vazgeçip elimi geri çekmiştim ki az önce Kaya'nın vücudunda dolandırdığım parmaklarıma bulanan kanla duraksadım.Dehşetle Kaya'yı saçlarından tutup kafasını kaldırdım.Gözleri kapalıydı, saçları ellerimin arasından kaydığında kafası tekrar omzuma düştü.
"Kaya!"

Başka bir çığlık.Kim bilir, belki başka plağa konu olacak acı içindeki kadının bir başka çığlığı.

Kim bilir, belki başka plağa konu olacak acı içindeki kadının bir başka çığlığı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bölüm Şarkısı/1: Quails-High Hopes)

Her saniye yüzlerce kişi ölüyor, binlerce bebek doğuyor, sayısız insan ağlıyor, bir o kadarı ağlayanlara nispet gülüyor.Tek bir saniyede milyonlarca insan gökyüzünü izliyor. Bir kadın sabah yürüyüşünün sonuna gelmiş, daha ne kadar sağlıklı olabileceğini düşünerek bakıyor göğe, başka bir adam kaybettiği eşiyle konuşmak için ellerinde mendillerle bakıyor, minik bir çocuk belki de ilk defa gördüğü güvercinlerin özgürlüğüne bakıyor, bir balıkçı teknesindeki çalışanlar yüzlerindeki korku dolu ifadeyle yaklaşmakta olan fırtınanın izlerine bakıyorlar, bir yerlerde kayak yeri işleten bir adam yağan lapa lapa karı izlemek için bakıyor göğe, cebinde dolu parası, yüzündeki aç gülümsemeyle.

Tek bir saniye yetiyor milyonların küçük bir pencereden bakmasına.Bazı mahkumlar geceyi delen ay ışığının güzelliğiyle arındırıyor kötü kalbini, bazıları yeni bir hayata başlayacağı kentin büyülü ışıklarına bakıyor haşmetli uçağın küçük bir penceresinden, bazıları küçük bir pencereden yeni doğan çocuklarının hayata tutunmak için verdiği çabayı izliyorlar gözleri yaşlı, bazıları elindeki simidi bir martıyla paylaşmaktan dahi aciz, açlıkla simidi kemirerek geminin küçük penceresinden denize bakıyor.Bazılarıysa ellerinde koca bir ümitsizlik, yüzlerine bulanmış karmaşa ile hastanenin onlarca penceresinden birinden bakıyorlar.Bazıları olmaya ne kadar yakınız oysa, ben iken bazı olmak.Tek bir saniye sürer, tek bir saniyesini alır dünyanın.Işıkların üzerinde parlaması geçicidir.Çünkü ışıklar söner Anka, ışıklar çabucak söner.Son perde, oyun biter, ışıklar söner.

MODEL-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin