"Uzağım şimdi,
Hayallerim ve çocukluğumdan,
Umutlarımdan, eski duygularımdan.Şimdi yıldızlar bana o kadar uzak ki.
Katılaştırdı beni hayat, insanlar, içinde bulunduğum her şey.
Ne umudum var geleceğe, ne de geçmişi geri getirmeye..."-Ceren Ağlargöz
(Bölüm şarkısı/1: Kaan Tangöze- Bekle Dedi Gitti)
Ben ben değilim bugün.Ne ellerimdeki titremedir benim heyecanım,korkum.Ne de gözlerimdeki hüzündür benim acım.Ben, bugün ben değilim.Belki bir yer arıyorum hayatta kendime.Belkide zaten bir yerim var.Belkide var olmadım, bundan sonrada olmayacağım.Sadece var olmak istiyorum, bilinmek, unutulmamak.Dillere destan bir yaşam istiyorum ben.İnsanların ihtişamla aralarında konuşacakları, kendi kendilerine düşünecekleri, hatta belki kıskanmaktan bitap düşecekleri.Çoğu insanın hayallerini yaşıyorum ben.Bazıları bunu haksızlık olarak görüyor belki.Haketmediğimi düşünüyor, yargılıyorlar.Ama ben daha annemden emdiğim sütün tadını unutamadan hayatla tanıştım.Kimse bilmiyor ki hayat benim kadim dostumdur.
"Belki de yeni tanışacağın azılı düşmanındır hayatın?"Şeytanımla baş başa kaldım işte yine.Her zorlukta göğüsü kabararak, o hain sırıtışıyla benim karşıma geçen şeytanımla, kendimle karşı karşıyayım.Bana en çok zararı verebilecek kişi benim.Çünkü ben, meleklerin aralarında dahi konuşmadığı, adımı zikretmedikleri kişiyim.Güneş varlığımdan haberdar olsa doğmayı bırakacak; ay, güneşini bulamayınca oda çekip gidecek.Ben zincirin ilk halkasıyım.Paslanmak nedir çok iyi bilen yorgun ama bir o kadar güçlü zincirimin baş halkasıyım, kötülerin dahi dokunmaktan çekineceği.
Fakat şu anda bakmakta olduğum bir duvarı kaplayan kadının tablosu, bir meleği bile hayran bırakacak nitelikte.Yanaklarındaki pembelik, elmacık kemiklerinin çıkıklığı, dolgun dudakları, dalgalı kahve saçları, uzun kaşları, küçük burnu...Destina.Binanın girişindeki hole asılmış ihtişamlı tablodaki o kadın Destina.
Ben Anka'yım; gözlerine baktığımda bir balona tutunup kendi gökyüzüme uçtuğum Kaya'nın basit kuşuyum, beni kendimden korumaya çalışan, bu görevi kendine kefen biçmiş Uğur'un küçüğüyüm, göz renginde boğulduğum, acılara sarmalanmış kozalağın en içindeki Azra'nın en yakınıyım.Ama ben, ben değilim bugün.
"Ben destina değilim."
"Bir şey mi dedin Anka?"Erdem Hoca'nın koluma dokunuşuyla irkildim.Kafamı salladım.Herkes elindeki dosyalarla beraber binanın dört bir yanına dağılmaya başladı.Soğuktu burası.Çok soğuk.Hava soğuk değildi.Ama bir şey soğuktu işte.İçimi titretiyordu bu amansız soğuk."Buradan sonrasına maskesiz devam edemiyoruz biliyorsunuz ki.Saçlar da bağlanıp bonelenecek.Erdem Hoca bu açıklamayı herkese değilde daha çok bana yapıyor gibiydi.Çünkü diğer herkes zaten kendilerine ait olan maske ve boneyi takmakla uğraşıyorlardı.Kutuda sona kalan açık mavi boneyi ve sarı maskeyi aldım.Saçlarımı tepeden topladıktan sonra gruptan bir kızın yardımıyla boneledim ve maskemi taktım.Maske'nin üzerindeki beyaz bulut baskıları oldukça sevecen bir gülümsemeyle somurtkan yüzümü karşıladı.
"Bol şans."deyip göz kırptı yol arkadaşım.Elindeki dosyasıyla merdivenlerden çıkmaya başladı.
"Evren bekle."diye seslendim arkasından.Merdivenlerin yarısına gelmiştiki durdu, arkasını döndü.
"Ben...görev dağılımını anlamadım."diye mırıldandığımda Evren sırıttı ve hızlı adımlarla yanıma geldi.Omzumu sıvazladığında ona tebessüm ettim."Gel.Seni partnerine götüreyim."dediğinde kafamı salladım ve kolunu omzuma dolamasına izin verdim.Başım dönüyordu, midem bulanmakla kalmıyor, her adımımda adeta vücudumda yer değiştiriyordu.Adımlarım uyuşuktu belkide, dışarıdan dikkat çekiyordu belki ruh halim, belki kimsenin umrunda olmadan uzun koridorda hiçliğe yürüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MODEL-1
Mystery / ThrillerGizem/Gerilim #1 Bazen bir bütünü görebilmek için parçaları birleştirmek gerekir. Ve şimdi ben; elime aldığım her parça beni derinden kessede, bütüne yaklaştıkça gerçekler beni yaralasada yılmadan özenle koruduğum parçaları birleştireceğim. Bütünümü...