"Senden yana olanın da,
Sana karşı olanın da bir değeri yok;
Seni anlamadıkça..."
-Özdemir Asaf(Bölüm Şarkısı-1:Banners-Ghosts)
İki Ay Sonra
Ellerimi onlardan güç alıyormuşcasına sıktığında istemsizce bende gerildim.Bir ayağını diğerinin yanına attıktan sonra sonuncu merdivenide inmişti.Hızlı bir şekilde inip kalkan göğüsünü kontrol ettim.Kontrolü elimden bırakmam söz konusu değildi.Oturmak ister gibi etrafına bakındığında ona tırabzanlara tutunmasını söyleyip hemen ilerideki koridorda duran sandalyeye gittim.Sandalye sahipsiz gibi duruyordu.Kaldırıp taşımaya başladım.Plastik bir sandalyeye göre ağırdı.Geride bıraktığım silüet dengesini kaybeder gibi oldu.Ardından tekrar tutundu.Adımlarımı hızlandırarak yanına gittim ve sandalyeyi bırakıp oturtmak için onu kucakladım.
Maskesinin altındaki gülümseme, gözlerinde gördüğüm onlarca yaş gibi ruhuma işledi yine.Ruhumu en derinden ince ince dokuması beni kendisine hayran bırakıyordu.
Sarı maskeme uzandığında elimi elinin üzerine koyup maskemi sıyırdım.Gülümsediğimi görünce kendi maskesini sıyırdı.Etrafına bakındıktan sonra bana dönüp dil çıkardı.Güldüm."Anka, sana bir şey soracağım."diye mırıldandı, yaklaşık on dakikadır sessizce etrafı izlediğimiz bakım evinde.
"Sor prenses."dedim yaşıtım gibi görünen bir erkek çocuğunun küçük bir kızı uyandırmamaya dikkat ederek odasına götürüşünü izliyordum.
"Hıyanet ne demek?"diye sordu.Kaşlarımı çattım ve ona döndüm.
"Sen bu kelimeyi nerden biliyorsun?"diye sordum.Gerindi.
"Gece okuduğun bir kitapta görmüştüm.Hıyanet ne demek?"diye yineledi sorusunu.Küçük ellerini avcuma aldım.
"Birinin güvenini boşa çıkarma diyelim...Tatlım eğer canın kitap okumak istiyorsa sana ilgini çekebilecek kitaplar getirebilirim."dedim.Omuz silkti.Başını omzuma yasladı.Bir süre daha etrafta tek tük geçen insanları izledik.Telefonumdaki alarm çaldığında irkildim.O da hissetmişti."Evet küçük hanım, kontrol zamanı.Odaya dönüyoruz."dedim doğrularak.Dudak büzdükten sonra sandalyesinden kalktı ve elimi tutup dikkatlice odasının bulunduğu kata ilerledi.
Kontrolünde tekrar ağlamış, sakinleştiriciyle yatıştırılmıştı.Doktorlar günden güne geliştiğinden bahsediyor, ona iyi geldiğimi söylüyorlardı.Burda kaldığım gecelerden birçok hemşireyle arkadaş olmuştum.Okul projesi biteli haftalar oluyordu.Sadece tek bildiğim birkaç hafta öncesine kadar otel odalrında tek vakit geçirdiğimdi.İki hafta önce Leyla'yla kalmanın ikimizede iyi geleceğini düşünüp birkaç eşyamı alarak hastaneye taşındım denilebilir.
Bakım evinden ayrıldığımda saat akşam oluyordu.Önce bir kitapçıdan Leyla için birkaç adet boyama kitabı ve iki tane resimli okuma kitabı aldım.Ardından kendime bir kahve alıp arabama geri döndüm.Otoparktan çıkacağım sırada bakışlarım dikiz aynasına kilitlendi.
Bu ben miydim?Birkaç haftada yıllar geçmişçesine yaşlı ve çökük görünüyordum.Göz altlarım çökmüştü, yüzüm şişmiş, saçlarım gereğinden fazla uzamıştı.
İki aydır ailemle görüşmemiştim.Lara'ya şehir dışında olacağımı söyleyen bir mesajdan sonra telefonumu ve hattımı değiştirmiştim.Okul kapandığından beri farklı bir hayata başlamıştı adeta herkes.Evime gitmiyordum.Azra'yı, Uğur'u, kimseyi bir daha görmemiştim.
Kaya tutuklandığından beri böyle yaşıyordum.Geri dönebilecek miydim bilmiyordum.Bir hafta önce mahkemeye çıktığını öğrendim.Dava sonucunu takip etsemde biriyle karşılaşmamak için gidememiştim.En çokta onunla.Gözlerindeki ateşi hatırlıyordum.Gözlerim arka koltuğumdaki bir çift öfkeli göze kaydığında olduğum yerde donup kaldım.Kaya çıldırmışçasına bana bakıyordu.Gözlerimi kapatıp direksiyona tırnaklarımı geçirdim.
"Burda değilsin."diye fısıldadım.Belki beş belki on kez.Açtığımda yoktu.Orda değildi.Gaza yüklendim ve oradan kaçmak istercesine hızla yol aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MODEL-1
Mystery / ThrillerGizem/Gerilim #1 Bazen bir bütünü görebilmek için parçaları birleştirmek gerekir. Ve şimdi ben; elime aldığım her parça beni derinden kessede, bütüne yaklaştıkça gerçekler beni yaralasada yılmadan özenle koruduğum parçaları birleştireceğim. Bütünümü...